Danıştay Kararı 4. Daire 2019/7275 E. 2023/1015 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/7275 E.  ,  2023/1015 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7275
Karar No : 2023/1015

TEMYİZ EDEN TARAFLAR:
1- …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2013 ve 2014 yılları hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden, 2012/12 döneminden devreden katma değer vergisi tutarının kalmadığı ve sahte fatura kullandığından bahisle 2013/1,2,3,4,5,6,7,10,11,12 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri, 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymadığından bahisle 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile 2013/12 döneminden devreden katma değer vergisi tutarının kalmadığından bahisle 2014/1 dönemi için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması ve söz konusu işlemlerin dayanağı vergi inceleme raporlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Kadıköy Vergi Dairesi mükellefleri … Organizasyon Reklam Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi ile … Reklam Medya Turizm ve Organizasyon Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre anılan mükellefler tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ile hizmet ifasına dayanmadığı ve 2012 ile 2013 yıllarından devreden katma değer vergisi tutarının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık; söz konusu faturalar nedeniyle herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası yapılmadığından, fatura içeriğinde yer alan bedellerin ödenmiş olmasının da düşünülemeyeceği, dolayısıyla mevcut olmayan bir ödemenin tebliğ hükümleri doğrultusunda banka veya benzeri finans kurumları aracı kılınarak yapılması aranamayacağından, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen yasa hükmünde belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmediğinden, 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı; idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı açık olan vergi inceleme raporlarının iptali isteminin ise esasının incelenemeyeceği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Vergi inceleme raporlarının eksik ve soyut tespitlere dayalı olduğu, yalnızca alt firmalar hakkındaki vergi tekniği raporlarına atıfla yetinildiği, bunun dışında karşıt inceleme yapılmadığı, anılan raporların tümüyle sahte fatura düzenlendiğini ispat edemeyeceği, hem vergi inceleme raporunda hem de vergi tekniği raporunda sahte olduğu ileri sürülen faturalarla ilgili somut tespitler olması gerektiği, fatura içeriğinin faaliyet konusuyla uyumlu olduğu, alt firmalar hakkında usulüne uygun inceleme yapılmadığı, firmalar hakkındaki defter ve belge isteme yazılarının tebliği ve re’sen terkin işlemlerinin usulüne uygun şekilde tamamlanmadığı, düzenlenen faturalarla bastırılan fatura bilgilerinin uyumlu olduğu, faturaların düzenlendiği dönemlerde alt firmaların faaliyette olduğu, alt firmalar hakkındaki karşıt incelemelerde herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediği, bunun dışında firmalar hakkındaki olumsuz tespitlerin kendilerini bağlamayacağı, vergi inceleme raporunda da malın gerçekten alındığının kabul edildiği, fatura bedellerinin ödendiği, temyize konu kararda yeterli gerekçe bulunmadığı, vergi tekniği raporları üzerine anılan firmalar hakkında ne gibi işlemler tesis edildiğinin mahkemece araştırılmadığı, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Birleştirilen her bir dosya için ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, dava konusu tarhiyata mesnet alımları için kanunen kabul edilebilir belge almadığı tespit edilen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer hüküm fıkralarının oybirliğiyle ONANMASINA,
3.492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kuralı bağlanmıştır.
Öte yandan tevsik zorunluluğunun amacı 310 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde “… Ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi …” olarak açıklanmış ve Mali İdare de belli tutar üzerindeki tahsilat ve ödemeleri kontrol altında tutarak, ticari işlemler ve finansal hareketlere taraf olanları izleyerek, vergilendirmeyi ilgilendiren mali olayları, kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespite çalışmaktadır. Böylece kayıt dışı işlemlerin kayıt altına alınması, para hareketlerinin kontrolü ile denetlenebilir kılınmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacı mükellefçe ihtilaflı dönemde yapılan bir kısım alışlar sahte belgeye dayandırılsa da, sahte olduğu belirtilen faturalar içeriği emtiaların gerçekte alındığı, ancak ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla gerçekleştirildiğine ilişkin somut bilgi ve belgenin sunulmadığı, dolayısıyla bu nedenle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, Vergi Dava Dairesi kararının 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyorum.