Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/6884 E. , 2023/113 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6884
Karar No : 2023/113
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’den tahsil edilemeyen vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarının tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddelerine istinaden adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosyada bulunan belgelere göre okuma yazma bilmeyen ve hurdacılık yaptığı polis araştırması sonucu tespit edilen davacının kimlik bilgileri kullanılarak sahte imzalarla … Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti’ ye ortak ve müdür yapıldığı anlaşıldığından, şirket borçlarının kanuni temsilci olduğundan bahisle davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından Mahkeme kararında bahsedilen sahte fatura düzenlemekten dolayı davacı hakkında “Vergi Usul Kanunu’na muhalefet” suçundan açılan davada verilen beraat kararının eksik soruşturma nedeniyle Yargıtay’ca bozulması üzerine davanın yeniden görüldüğü … Asliye Ceza Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında davacının sahte fatura düzenlediği konusunda somut ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verildiği de anlaşıldığından, istinaf isteminin reddine, karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dosyaların İncelenmesi” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, Mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Re’sen araştırma yetkisi, hukuka uygunluk denetiminin gerektirdiği her çeşit incelemeyi kapsamaktadır. Esasen bu yetki ve görevin, davanın karara bağlanabilmesi için dava dosyasında bulunmayan ancak, tarafların iddia ve savunmalarında belirttikleri hususların doğruluğunu saptamak amacıyla olanlar da dahil olmak üzere gerekli görülen bilgi ve belgelerin edinilmesini sağlayan kanıt toplama yetki ve görevi olduğu da açıktır. Ancak yine aynı Kanun’un 31. maddesinde göndermede bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu kapsamında çözümü uzmanlık ve teknik bilgiyi gerektiren hususlarda Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bu inceleme sonucunda oluşacak kanaate göre hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun dosyaların incelenmesi başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, Mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun’un 31. maddesinde; bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hükümleri uygulanacağı, ancak davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılacağı, bu Kanun uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Her ne kadar Mahkemece, davacının okur yazar olmadığı ve ekonomik yönden durumunun iyi olmadığının polis araştırması sonucu tespit edildiği hususları dikkate alındığında, Mahkemece 15/03/2018 tarihli ara karar ile istenen bilgi ve belgelerden, davacının bakılan bu davada, …Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne hisse devri sözleşmesine parmak basma yerine imza ile ortak ve sonrasında müdür yapılmış olması, belgede okuryazar olmadığının belirtilmemesi karşısında imza incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeyerek, davacı okuryazar olmadığından sahte imzalarla …Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti’ ye ortak ve müdür yapıldığı sonucuna varılmışsa da; söz konusu durumun açıklığa kavuşturulması ancak …Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San ve Tic. Ltd. Şti. ile ilgili olarak vergi dairesinde mevcut üzerinde imzası veya parmak izi bulunan yoklama fişi, tutanak, beyanname vb. üzerindeki imzaların, davacının elinin ürünü olup olmadığının tespiti ile mümkündür.
Bu durumda, … Madencilik Medikal İnşaat Tekstil Gıda Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ilgili olarak vergi dairesinde mevcut, üzerinde imzası veya parmak izi bulunan yoklama fişi, tutanak, beyanname, hisse devir sözleşmesi, imza sirkülerinde yer alan imzalar ile Mahkemece davacıdan alınacak imza örneklerinin aynı el ürünü olup olmadığının araştırılması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bu inceleme sonucuna göre karar verilemesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 11/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu; 3. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği; 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun yine 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin 1. fıkrasında ise temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onayacağı hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı Kanun’un, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu yolundaki düzenlemesini içeren 45. maddesinin 2. fıkrasının, istinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyaların bölge idare mahkemelerine gönderileceği kuralına dair cümleyle tamamlanması ve fıkrada Kanun’un “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesine herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olacağı yolundaki kuralın, istinaf dilekçeleri ve bu dilekçeler üzerine Kanun’un 48. maddesine göre bölge idare mahkemelerince yapılacak işlemlerle ilgili olarak getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, değinilen bu kuralın, Danıştay’ın temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlarla ilgili 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin, istinaf incelemesi üzerine verilecek kararlar için de uygulama imkanı getirdiğinden söz edilemez.
Nitekim, istinaf başvuruları üzerine bölge idare mahkemelerince verilecek kararlara ilişkin 45. madde düzenlemesi ile temyiz incelemesi üzerine Danıştay tarafından verilecek kararlara ilişkin 49. madde düzenlemesi, 2577 sayılı Kanun’da 6545 sayılı Kanunla eş zamanlı getirilmiş değişiklikler olup, Yasa koyucu tarafından 49. maddede, temyiz incelemesi üzerine verilecek onama ve bozma kararları bentler halinde ayrıntılı biçimde belirtilmişken, aynı Kanun’un 45. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında istinaf başvuruları üzerine verilecek kararla ilgili olarak 49. maddeden farklı terimler ve usuller getirilmiş olması yukarıdaki görüşü doğrular mahiyettedir.
Belirtilen nedenlerle, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması durumunda istinaf başvurusunun reddine; hukuka uygun bulmaması durumunda ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak işin esası hakkında yeniden bir karar verecek olan bölge idare mahkemelerince, istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilemeyeceğinden, dava konusu tarhiyata ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun, kararın gerekçesi değiştirilerek reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında yargılama usulüne uygunluk bulunmadığından, bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.