Danıştay Kararı 4. Daire 2019/6777 E. 2022/8774 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/6777 E.  ,  2022/8774 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6777
Karar No : 2022/8774

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, adına düzenlenen … tarih ve … sayılı, … tarih ve …sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve …, … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve… sayılı, … tarih ve …sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emirlerinin; vade tarihleri 16/07/2013 tarihinden önce olan amme alacaklarından kaynaklı kısımları bakımından; dava konusu olayda, davacının posta yolu ile yaptığı başvurusuyla; 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesi kapsamında 2012/10 döneminde gerçekleştirdiği mal ihracı kapsamındaki teslimleri nedeniyle doğan KDV iade alacağından, tüm vergi borçlarının mahsubunu talep ettiği, davalı idarece davacının mahsuben iade talebi hakkında herhangi bir işlem tesis edilmeksizin, davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, ayrıca Mahkeme kaydına 17/08/2017 tarihinde giren davalı idarenin savunma dilekçesi ve eklerinde; davacı şirketin söz konusu dönemlere ilişkin mahsup talebinin bulunmadığının belirtildiği, olayda, iade edilecek bir vergi alacağının bulunması durumunda mahsup talebinin bir nevi ödeme kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacı tarafından yapılan ve her ne kadar davalı idare tarafından davacının mahsup talebinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, Mahkemece PTT A.Ş. gönderi takip sisteminde yapılan sorgulamada; 16/10/2013 tarihinde hükmi şahsın memur/müstahdemine teslim edildiği anlaşılan mahsup talepli başvuru sonuçlandırılmaksızın ve gerekçeleri ortaya konularak talebin reddi yolunda herhangi bir işlem tesis edilmeksizin düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin; vade tarihleri 16/10/2013 tarihinden önce olan amme alacaklarından kaynaklı kısımlarında ve dava konusu … tarih ve … takip nolu ödeme emrinin …, …tarih ve … takip nolu ödeme emrinin …, …tarih ve … takip nolu ödeme emrinin … sıra sayılı alacaklarından kaynaklı kısımları bakımından; davalı idare tarafından, dava konusu alacakların davacının beyan üzerine tahakkuk ettiği ileri sürülmüş ise de, Mahkemenin 13/04/2018 tarihinde yapılan ara kararına rağmen söz konusu tahakkuk fişlerinin dava dosyasına sunulmadığı, dolayısıyla dava konusu ödeme emirleri içeriği vergilerin tahakkuk ettiği hususu idarece ortaya konulamadığından, belirtilen alacaklardan kaynaklı kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer kısımlara ilişkin ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün (olay tarihinde yürürlükte olan halinde 7 gün) içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında itiraz edebileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının PTT üzerinden yaptığı başvuru ile 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesi kapsamında 2012/10 döneminde gerçekleşen mal ihracı kapsamındaki teslimleri nedeniyle doğan KDV iade alacağından, tüm vergi borçlarının mahsup talebinde bulunduğu, davacının tahakkuk etmiş 2012 ila 2017 takvim yılları muhtelif vergi borçlarının tahsili için dava konusu ödeme emirlerinin düzenlenerek tebliğ edilmesi üzerine görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında, bir vergi borcunun tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle söz konusu vergi borcunun usulüne uygun olarak tahakkuk etmesi ve vadesinde ödenmemiş olması şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada ise dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan vergi borçlarının tahakkuk ve kesinleşme aşamalarına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Temyize konu kararda, her ne kadar davacı tarafından ödeme emri içeriği borçlar için mahsup talebinde bulunulduğu, mahsup talebi sonuçlandırılmadan dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiğinin iddia edilmesi üzerine davacı tarafından talep edilen KDV iade ve mahsup talepleri kesin bir şekilde sonuçlanmadan düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmiş olsa da, olayda ödeme emri içeriği borçların davacının kendi beyanı üzerine tahakkuk ederek kesinleşen borçlar olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, davacının mahsup talebinin sonuçlandırılmaması veya reddedilmesine yönelik işlemlerin ise ayrıca dava konusu edilebileceği dikkate alındığında düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekirse Mahkemelere tanınan re’sen araştırma ilkesi uyarınca mahsuba konu alacak hakkında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bu konuda değerlendirme yapılmadan verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek Vergi Dava Dairesince bir değerlendirme yapılması suretiyle karar verilmesi gerektiğinden, kararın kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.