Danıştay Kararı 4. Daire 2019/670 E. 2020/4875 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/670 E.  ,  2020/4875 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/670
Karar No : 2020/4875

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2004 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle katma değer vergisi indirim tutarlarının reddi yönünde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden adına 2004/1 ila 12 dönemleri için re’sen yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dosyanın incelenmesinden … Vergi Dairesi mükellefi …’in ihtilaflı yılda sahte fatura faaliyeti yanında gerçek faaliyetinin de bulunduğu, diğer bir ifade ile ilgili yılda düzenlediği faturaların tamamının değil bazılarının sahte olduğu, bu haliyle de davacıya düzenlediği faturaların sahte olup olmadığının bu duruma göre değerlendirilmesi gerektiği halde bu yönüyle bir saptama yapılmadan davacının bu kişiden alınan faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılan katma değer vergileri kabul edilmeyerek re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının sahte belge düzenlediği tespit edilen mükelleften aldığı faturaları indirim konusu yaptığının sabit olduğu, ayrıca mücbir sebep olmaksızın istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmediği, buna göre tesis edilen işlemlerin usul ve yasaya uyarlı olduğu belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi
doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya 2004 takvim yılı içerisinde KDV hariç …-TL tutarında 2 adet fatura düzenleyen … Vergi Dairesi …’in 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait defter ve belgelerinin incelenmek üzere ibrazı için yazılan yazının 24/08/2007 tarihinde mükellefin eşi …’e tebliğ edilmesine karşın 15 günlük yasal süre içinde ilgili defter ve belgelerin ibraz edilmediği ancak başka bir incelemeden dolayı vergi denetmeni …’da bulunan bazı defter ve belgelere ulaşılabildiği, mükellefin 2002 yılına ait defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede bu yıldaki alışlarının tamamının eşi (sonradan adına resen mükellefiyet tesis edilen) … ve … Vergi Dairesi’nin mükellefi … Uluslararası Taşımacılık Tur. Hiz. İnş. Tic. Ltd. Şti. ‘nden olduğu, bu şahıs ve şirketlerin ise haklarında düzenlenen vergi inceleme raporlarıyla sahte fatura düzenleyicisi olduklarının saptandığı, mükellefin 2003 yılı defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, işletme defterinin gider kısmına Mayıs 2003 dönemine kadar kayıt yapıldığı, yapılan kayıtlardan da emtia alış belgelerinin tamamının yine eşi …’e ait olduğu, 2004 yılı işletme defterinin gider kısmına hiçbir kayıt yapılmadığı, 2004 ve 2005 yıllarında herhangi bir emtia alışının bulunmadığı, 2005 yılında bazı dönemlerde vermiş olduğu KDV beyannamelerinde beyan ettiği matrahların düzenlemiş olduğu belge tutarlarından bilgisine ulaşılabilen kısmından yüksek olduğu, belge düzenlendiği bilgisine hiç ulaşılamayan bazı dönemlerde de KDV matrahı beyan ettiği, mükellefin 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında fatura ve irsaliyeleri matbaada bastırdığı, mükellef nezdinde 06/03/2006 tarihinde yapılan yoklamada … Ltd. Şti. ‘ye ait sahada yer altında maden istihsali yaptırmak üzere 31/01/2006 tarihinden itibaren 12 adet asgari ücretli işçi çalıştırmaya başladığının ve eşi …’in de 2002 yılından beri işçisi olduğunun tespit edildiği, … Emniyet Müdürlüğü’nün 28/10/2005 tarihli yazısında yapılan çalışmalar neticesinde …’in 2005 yılında bazı kooperatiflere sahte fatura düzenlerken suç üstü yakalandığının belirtildiği, raporun sonuç bölümünde ise adı geçen mükellefin yıllar itibariyle düzenlediği sahte fatura tutarlarından bahsedilmiş olup 2004/12 dönemi için sahte fatura düzenlemediği hususlarına düzenlenen raporda yer verildiği görülmüştür.
Mahkemece …’in 2002 ila 2005 yılları arasında gerçek yönüyle faaliyet gösteren bir mükellef olmadığını dolayısıyla da düzenlediği faturalara dayalı katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, vergi tekniği raporunun sonuç bölümünde yer alan tabloda, dava konusu faturaların düzenlendiği 2004/12 döneminin vergi inceleme elemanınca sahte fatura düzenleme kapsamının dışında bırakıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak ilgili raporun incelenmesinden, davacının Ba bildirimde görülen dava konusu 2 faturadan 35682 nolu faturaya ulaşılamadığından ortalama bir bedelle düzenlendiğinin kabul edildiği ve Kasım ayı içerisinde değerlendirdiğinin belirtildiği, bir başka değişle 2004/Aralık ayının tabloda boş bırakılmasının teknik sebeplerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, rapor sonuç bölümünün ilk maddesinde; ilgili tablonun varlığına rağmen 2002 ila 2005 yılları arasında düzenlenen faturaların herhangi bir istisnadan bahsedilmeksizin komisyon karşılığı düzenlenen sahte faturalar olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Bu itibarla, raporda yer alan tabloda 2004/Aralık ayına ilişkin kısmın boş bırakılmış olmasının teknik nedenlerden kaynaklandığı ve söz konusu dönemde düzenlenen faturaların sahte olmadığını belirtmek amacıyla oluşturulmadığı anlaşıldığından, raporun bahse konu bölümü baz alınarak verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.