Danıştay Kararı 4. Daire 2019/6342 E. 2023/1259 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/6342 E.  ,  2023/1259 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6342
Karar No : 2023/1259

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2013/9 ve 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 2013/4 döneminden sonraki dönemlere devreden katma değer vergisinin 0-TL olarak düzeltilmesi işlemi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1.fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi … Sinema Prod. Rek. Ajans Yay. Mat. Kğt. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından yapılan cezalı tarhiyatta ve somut bilgiler ihtiva eden bir tespit olmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı, devreden KDV yönünden ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2013/9 ve 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 2013/4 döneminden sonraki dönemlere devreden katma değer vergisinin 0-TL olarak düzeltilmesi işlemi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kısmen kabul, kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istanaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini (KDV) indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun’un 34. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek, bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği belirtilmiştir. Buna göre, katma değer vergisi indiriminden yararlanılabilmesi için bunun geçerli bir belgeye dayanması ve belgenin kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.
Kamu hizmetlerinin finansmanında istikrarın sağlanması bakımından vergilendirme sürecinin belirli bir düzen dâhilinde işlemesi ve sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda çeşitli usuller öngörülerek mükelleflerin vergi ilişkisinden doğan hak ve ödevlerini daha dikkatli takip etme zorunluluğu getirilmektedir (AYM., E.2017/24, K.2017/112, 14/6/2017). 3065 sayılı Kanunun belirtilen hükümleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30., 341., 344. maddeleri ve 344. maddesinin atıf yaptığı 359. maddesi birlikte gözetildiğinde, katma değer vergisi indiriminin sahte bir belgeye dayanması hâlinde indirimin reddi suretiyle cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılacağı hususu mükellefler tarafından belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
İhtilaflı dönemde fatura aldığı Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi … Sinema Prod. Rekl. Ajans Yayın Matb. Kağ. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun incelenmesinden özetle; mükellefin reklam ajansları faaliyetleri alanında iştigal etmek için 15/10/2012 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/12/2013 tarihinde resen terk ettirildiği, defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, 2012 yılında 5.953,71 TL kar beyan edildiği, bir takım beyannamelerinin verilmediği, 2012/10 ila 12 dönemlerinde toplam hesaplanan katma değer vergisinin 480.114,30 TL olduğu, 2013 yılında bu rakamın 7.125.784,37 TL olduğu, muhtasar beyannameyle 4 ila 9 arasında işçi beyanında bulunulduğu, işyeri adresinde 30/10/2012 tarihinde yapılan yoklamada faaliyet konusunun sinema, prodüksiyon, reklam ajansı, yayıncılık, matbaacılık olduğu, çalışanın bulunmadığı, muhtelif büro malzemelerinin olduğu, işyerinin 140 m2 civarında olduğu, aylık kirasının 1.250,00 TL olduğu, 8/11/2012 tarihinde yapılan yoklamada, mükellefin yayıncılık ve sinema prodüksiyon hizmetlerini yapmak için kurulduğu, 18/02/2013 tarihinde yapılan yoklamada, faaliyet konusunun reklam ajansları faaliyeti olduğu, 4 çalışanın olduğu, işyerinin 120 m2 civarında olduğu, 08/08/2014 ve 21/05/2014 tarihinde yapılan yoklamalarda, ilgili adresteki faaliyetin sona erdirildiği, aynı adreste 17/01/2014 tarihinden itibaren bir başka şirketin faal olduğu, yoklamalara istinaden mükellefiyetin 31/12/2013 tarihinde resen terkin edildiği, mükellefin Ba formu ile 2012 yılında 251.220,00 TL mal veya hizmet aldığını, Bs formuyla 461.823,00 TL mal veya hizmet sattığını beyan ettiği, 2013 yılında beyan edilen alımın ise 5.973.673,00 TL, satışın 3.050.720,00 TL olduğu, mükellefin 2014-2015 yıllarına ilişkin herhangi bir beyanının olmadığı, 2012-2013 yıllarında mal alınan ve mal satılan mükellefler hakkında sahte fatura düzenlemeye ilişkin tespitlerin bulunduğu, şirketin 19/10/2012 ila 04/10/2013 tarihi arasında ortağı olan … tarafından, fason çalışıldığı, matbaa ve her türlü reklam işleriyle uğraşıldığı, muhasebecinin vefatı dolayısıyla defter ve belgelerin ibraz edilemediği, 5 ila 9 arasında çalışanlarının olduğu, mezkur şirketin adresten ayrılmasından sonra da aynı adreste Pres Grup adlı firmayla faaliyetine devam ettiği, vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken 60.482,02 TL vergi borcunun olduğu sadece 840 TL’sinin ödendiği, üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkul bulunmadığı, 15/10/2012 tarihinden itibaren düzenlenen bütün faturaların sahte olduğu belirtilmiştir.
Bakılmakta olan davada, ilgili yasa kuralları, davacının fatura aldığı adı geçen şirket hakkındaki tespitler ile davacı hakkındaki vergi inceleme raporundaki tespitler ve dosyadaki tarafların ileri sürdükleri iddiaların bir bütün olarak değerlendirilmesinden; mükellefin belirtilen ciroları yapacak ticari kapasite ve organizasyona sahip olmadığı, bildirimsiz adresini terk ettiği, kurulduktan kısa süre sonra anılan cirolara ulaşmasının ve yine yüksek cirolar elde eden şirketin bildirimsiz faaliyetine son vermesinin ticari icaplarla bağdaşmadığı, defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmediği hususları dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından, davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek davacının bu firmadan alınan faturalar nedeniyle indirimleri kabul edilmeyerek yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı KDV tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı aksi gerekçe ile verilen temyize konu kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle, Daire kararına katılmıyoruz.