Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5728 E. 2023/1112 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5728 E.  ,  2023/1112 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5728
Karar No : 2023/1112

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2012/4,5,7 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … Tekstil Kimya Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Güneşli Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığından cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacıya fatura düzenleyen Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … Tekstil Kimya Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Güneşli Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitler, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … Tekstil Kimya Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; dış giyim eşyalarının toptan ticareti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği ve 31/05/2013 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, şirket müdürü …’in mernis adresine gönderilen defter belge isteme yazısının adresten ayrılmış olması nedeniyle tebliğ edilmediği, şirket sermayesinin 100.000,00-TL olduğu, 16/11/2011 tarihli işe başlama yoklamasında; işyerinin 500 m2 olduğu, çeşitli demirbaş, büro malzemelerinin bulunduğu ve 4 işçinin çalıştığı, nakil sonrası 02/05/2012 tarihli yoklamada; işyerinin 120 m2 olduğu, çeşitli demirbaş, büro malzemelerinin bulunduğu ve 10 işçinin çalıştığı, yaklaşık 100.00,00-TL’lik kumaş ve tekstil malzemelerinin olduğu, 19/09/2012 tarihli yoklamada; 180 m2 satış ofisi ve kesimhane olarak kullanılan işyerinin olduğu tespitlerine yer verildiği, 08/07/2013 ve 18/11/2014 tarihli yoklamalarda ise işyerinin kapalı olması nedeniyle bulunamadığı, mükellefin 144.200,55-TL vergi borcu bulunduğu, mükellefin 2012 hesap döneminde alışlarının %86,94’ünün hakkında sahte belge düzenledikleri yönünde vergi tekniği raporu bulunan ya da özel esaslarda olan mükelleflerden olduğu, şirketin kanuni temsilcisi ve ortağının aynı zamanda ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu birden fazla şirket olduğu, yapılan yoklamalarda SGK’ya bildirilen kadar işçiye rastlanmadığı, mükellefin 2012 hesap döneminde 5.553.028,91-TL KDV matrahı beyan ettiği, bu denli yüksek beyana rağmen çok cüzi ödenecek KDV’sinin çıktığı, 2012 yılında Bs formu ile 6.017.565,00-TL satış yaptığını bildirdiği, mükellefin banka hesaplarında 9.990,00,-TL eft girişi dışında herhangi bir hareket olmadığı tespitlerine yer verilerek mükellefin 2012 döneminde düzenlediği faturaların sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı görülmektedir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, şirket kanuni temsilcisinin mernis adresinde bulunamaması, mükellefin yüksek KDV matrahı beyanına rağmen, bu denli yüksek matraha ulaşacak yeterli sermaye, organizasyon ya da kapasiteye sahip olmaması, ayrıca yeterli ekipman ya da teçhizatın yapılan yoklamalarda tespit edilmemiş olması, mükellefin dönem alışlarının büyük kısmının (%86,94) hakkında olumsuz tespit ya da rapor olan mükelleflerden olması, yüksek matrahlı işlemlerin banka kullanılmadan gerçekleştirilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde, anılan tespitler ticari teknik icaplara ve hayatın olağan akışına uygun düşmediğinden, mükellefin davacıya düzenlemiş olduğu faturaların bir mal teslimi veya hizmet ifası olmaksızın düzenlenen sahte faturalar olduğu sonucuna varılarak, Vergi Dava Dairesi kararının bu mükelleften alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Davacının fatura aldığı Güneşli Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; dış giyim eşyası imalatı faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği ve 31/05/2013 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, defter belge isteme yazısının mernis adresinde tebliğine rağmen ibraz edilmediği, mükellefin 35.725,00-TL vergi borcu bulunduğu, 09/04/2012 tarihli işe başlama yoklamasında; faaliyete başladığı, 12/04/2012 tarihli yoklamada; iş yerinin 600 m2 olduğu, çeşitli demirbaş makine ve 4 işçisinin olduğu, adres değişikliği sonrası 21/06/2012 tarihli yoklamada; iş yerinin 250 m2 olduğu, çeşitli demirbaş makine ve 4 işçisinin olduğu, mükellefin şube açılışı sonrası 30/10/2012 tarihli yoklamada; iş yerinin 300 m2 olduğu, çeşitli demirbaş makine olduğu, faaliyete başlandığı ve çalışanının olmadığı, 05/03/2013 ve 19/04/2013 tarihli yoklamalarda; mükellefin faal olduğu ve 2 çalışanının bulunduğu” tespitlerine yer verildiği, 24/06/2013, 05/07/2013, 24/08/2013 ve 17/06/2014 tarihli yoklamalarda ise işyerinin kapalı olması nedeniyle mükellefin bulunamadığı, 2012 yılında 4.387.690,46-TL, 2013 yılında 3.027.575,93-TL KDV matrahı beyan ettiği, Ba-Bs bildirim yükümlülüğü bulunmadığından yılında Bs-Bs bildirmediği, 2012 yılında diğer mükelleflerce verilen Ba formu ile 3.235.892,00-TL, 2013 yılında ise 1.694.642.00-TL mükelleften alış yaptıklarının bildirildiği, mükellefin alımlarının %47’sinin hakkında sahte belge düzenledikleri yönünde vergi tekniği raporu bulunan ya da özel esaslarda olan mükelleflerden olduğu, mükellefin kısa süre içerisinde birden fazla adres değişikliğinin olduğu, işyeri kiraladığı mülk sahiplerinin ifadelerinde, mükellefin ilk kira ödemesini yaptığı ancak daha sonrasında herhangi bir ödemede bulunmadığı yönünden beyan verdiği, çalışan işçiler ifadelerinde; tekstil alanında hiç çalışmadıkları, bir işçinin ise çalışıp çalışmadığını hatırlamadığını belirttiği, aynı ay itibariyle günlük (1-5 gün arası) veya kısa süreli işçi giriş çıkışlarının olduğu, mükellefin yüksek cirolara ulaşmasına rağmen söz konusu işlemlere uygun nitelikte bankacılık faaliyetinin bulunmadığı tespitlerine yer verilerek mükellefin 09/04/2012 tarihinden itibaren 2012 ve 2013 döneminde düzenlediği faturaların sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı görülmektedir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, defter belge isteme yazısının tebliğine rağmen ibraz edilmemiş olması, mükellefin kısa süre içerisinde birden fazla adres değiştirmesi, günlük veya kısa süreli işçi giriş çıkışı yapması, alışlarının bir kısmının hakkında olumsuz tespit ya da rapor bulunana mükelleflerden olması, çalışan işçilerin tekstil alanında hiç çalışmadıklarını beyan etmesi, yüksek ciroya ulaşan mükellefin bu işlemlerini banka kullanmadan gerçekleştirmiş olması gibi tespitler söz konusu mükellefin faaliyetinin gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı sonucuna ulaştırdığından, mükellefin davacıya düzenlemiş olduğu faturaların bir mal teslimi veya hizmet ifası olmaksızın düzenlenen sahte faturalar olduğu sonucuna varılarak, Vergi Dava Dairesi kararının bu mükelleften alınan faturalardan kaynaklanan kısmında da hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.