Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5527 E. 2022/8458 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5527 E.  ,  2022/8458 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5527
Karar No : 2022/8458

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Tekstil Elektronik Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2014/1 ila 11 dönemlerinde yapılan ihracatlar nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen, … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu ile iade edilmesi gerektiği belirtilen 885.005,97-TL katma değer vergisinin, 104.955,00-TL’sinin iade edildiği, kalan 780.050,97-TL’nin iadesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 6736 sayılı Yasada, vergi iade alacaklarına karşılık mahsup talebinde bulunulan vergi borçlarının yapılandırılabilmesi için iade mahsup talebinden vazgeçilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, 6736 sayılı Yasanın 10. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenen hükmün, mükelleflerin isteği üzerine bu kanun uyarınca yapılandırılan borçların iade alacaklarına mahsuben ödeme imkanı sunduğu, mükelleflerin isteğine bırakılan bu hususun, Kanunda belirtilen isteğe bağlı olma hususuna ek olarak tebliğde iade ve mahsup talebinden vazgeçilme şartının getirildiği, tebliğlerin konusu kanunun uygulama şeklinin gösterilmesi gereken bir düzenleyici işlem olduğu, kanuni düzenlemede bulunmayan ve kanuna aykırı olacak şekilde yapılandırılan borçlara ilişkin mahsup talebinden vazgeçmesi gerektiği düzenlemesi uyarınca davacının yapılandırma işlemi iptal edildiği, nakden iade edilmesi gereken 599.758,32-TL’nin yapılandırılan vergi borcuna mahsup edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, söz konusu tutarın davacıya faiziyle birlikte iade gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin birici fıkrasında, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, katma değer vergisinin konusunu teşkil ettiği belirtilmiş, 2/1. maddesinde teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir şeklinde tanımlanmış, 3. maddesinde, 2. madde anlamında teslim tanımına girmese de KDV uygulamasında teslim sayılan haller sayılmış, 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kanunda aksine hüküm olmadıkça, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri 2. fıkrasında da; bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, 28. madde uyarınca Cumhubaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödeneceği, (…) yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edileceği; Cumhurbaşkanının, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığının, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
Yukarıdaki mevzuatın değerlendirilmesinden; indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin, mahsuben iadesinin esas olduğu, mahsuben iadeyle giderilemeyen durumlarda nakden iadenin söz konusu olabileceği anlaşılmaktadır.
Olayda; borcu sabit olan davacının, iade alacağının mahsuben iadesinde hukuka aykırılık, yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle, daire kararına katılmıyoruz.