Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5513 E. 2022/9353 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5513 E.  ,  2022/9353 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5513
Karar No : 2022/9353

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ecza Deposu Sağlık Hizmetleri Petrol Gıda ve
İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından YMM KDV İade Raporu ile talep edilen 2017/6 dönemine ilişkin 5.500.000 TL’nin bir kısım vergi ve SGK borçlarına mahsubunun yapıldığı, kalan 4.317.412,43 TL’nin inceleme sonucuna göre yerine getirileceğinin belirtildiği .. tarih ve … sayılı işlemin iptali ve kalan tutarın yasal faizi ile iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararda; YMM tasdik raporuna istinaden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28.ve devamı madde hükümlerinden doğan katma değer vergisi iade talebinin, alt mükellefler hakkındaki olumsuz tespitler yapıldığından incelemeye sevk edildiği ve yapılacak vergi incelemesi neticesinde yerine getirileceğinden bahisle … tarih ve … sayılı işlemle reddedilmiş ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanan mükelleflerin iade taleplerinin ancak vergi inceleme raporuna istinaden yapılabileceğinden davacının sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullandığı hususunda hukuken geçerli bir tespit, vergi incelemesi ya da alt mükellefler hakkında bir rapor bulunmadan ve iade alacağını sürüncemede bırakılarak 3065 sayılı Kanun’da yazılı koşulların oluşmadığı gerekçesiyle katma değer vergisi iade talebinin yerine getirilmemesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, iadesi istenilen 4.317.412,43 TL tutarın hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin iade talebinin kalan kısmının KDV Kanunu ve KDV Genel Uygulama Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, aranan bilgi ve belgelerin tam ve doğru olmasına ve gerekli kontrollerin yapılması suretiyle vergi dairesince tespit edilen eksikliklerin giderilmesine bağlı olarak sonuçlandırılması gerektiğinden davanın kabulüne ve dava konusu yazının iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Mal ve hizmet ihracatı” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin, serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetlerin ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetlerinin vergiden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un “Vergi İndirimi” başlıklı 29. maddesinin ikinci fıkrasında indirilecek verginin ne şekilde iade edilebileceği genel olarak düzenlenerek, Maliye Bakanlığına, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek konusunda, maddenin dördüncü fıkrasında ise, Maliye ve Gümrük Bakanlığına, vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermek ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemek konusunda yetki verilmiş, yine “İstisna edilmiş işlemlere indirim” başlıklı 32. maddesinde ise; “Bu Kanunun 11, 13, 14 ve 15. maddeleri ile 17. maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen Katma Değer Vergisi, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca, tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
3065 sayılı Kanunun ilgili maddeleri ve 6111 sayılı Kanunun geçici 16. maddesi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 120. maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiler çerçevesinde çıkarılan, 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayım tarihini izleyen aybaşından itibaren yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “II. İSTİSNALAR” başlıklı bölümünün “A. İHRACAT İSTİSNASI” başlıklı alt bölümünün “1.1.4. İade” başlıklı kısmında; mal ihracatından kaynaklanan iade taleplerinde standart iade talep dilekçesi, satış faturaları listesi, gümrük beyannamesi veya listesi (serbest bölgeye yapılan ihracatta serbest bölge işlem formu, posta veya kargo yoluyla gerçekleştirilen ihracatta elektronik ticaret gümrük beyannamesi), ihracatın beyan edildiği döneme ait indirilecek KDV listesi, yüklenilen KDV listesi, iadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu belgelerinin aranacağı, “1.1.4.1.1. Mahsuben İade” başlıklı kısmında; mükelleflerin mal ihracından kaynaklanan mahsuben iade taleplerinin, yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirileceği, “1.1.4.1.2. Nakden İade” başlıklı kısmında ise; mükelleflerin mal ihracından kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade taleplerinin vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirileceği, iade talebinin 5.000 TL’yi aşması halinde, aşan kısmın iadesinin vergi inceleme raporuna veya YMM tasdik raporuna göre yerine getirileceği, teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebinin yerine getirileceği ve teminatın, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözüleceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Tebliğin “IV. KDV İADESİNDE ORTAK HUSUSLAR” başlıklı bölümünün “A. İADE TUTARININ HESABI VE İADEYE DAYANAK İŞLEM VE BELGELER” başlıklı alt bölümünde; “Bu Tebliğ kapsamına giren işlemler nedeniyle KDV iadesi talep edilebilecek tutar, iadeye ilişkin işlem ve belgeler, mahsuben ve nakden iade, bu bölümde yer alan açıklamalar dikkate alınarak iade hakkı doğuran her bir işlem bakımından Tebliğin ilgili bölümlerindeki düzenlemelere göre hesaplanarak yerine getirilir. Ancak, özel esaslara tabi mükelleflerin iade talepleri Tebliğin (IV/E) bölümünde belirlenen esaslara göre sonuçlandırılır.” hükmüne, anılan bölümün “E. ÖZEL ESASLAR” başlıklı alt bölümünün “1.Ortak Hükümler” başlıklı kısmının “1.3. Özel Esaslara Tabi Mükellefler” başlıklı alt kısmında; “Haklarında, düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin gerçek duruma aykırı olduğuna ilişkin delil ve karineleri içeren rapor veya tespit bulunan aşağıdaki mükellefler iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından özel esaslara tabidir.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin devamında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline iştirak eden mükellefler de dâhil olmak üzere sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma konusunda haklarında ‘olumsuz rapor’ veya ‘olumsuz tespit’ bulunan mükelleflerin iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından özel esaslara tabi olduğu belirtilmiş ve yine aynı maddenin devamında da özel esaslara tabi mükellefler ile kendileri hakkında herhangi bir olumsuzluk bulunmasa dahi bunlardan mal ve/veya hizmet satın alanların iade taleplerinde özel esasların uygulanacağı düzenlenmiştir.
Yine anılan Tebliğin “IV. KDV İADESİNDE ORTAK HUSUSLAR” başlıklı bölümününün “E. ÖZEL ESASLAR” başlıklı alt bölümünün “7. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme veya Kullanma Tespiti Bulunan Mükelleflerin İade Talepleri” başlıklı kısmının “7.1. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenlediği Konusunda Tespit Bulunanlar” başlıklı alt kısmının “7.1.1. İade Taleplerinin Yerine Getirilmesi” başlıklı kısmında; “Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin iade taleplerinin, sahte belge düzenleme tespitinde dört kat, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespitinde ise üç kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceği, raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da dâhil olmak üzere iade için alınan tüm teminatların vergi inceleme raporu ile çözüleceği” hüküm altına alınmıştır.
Genel tebliğin ilgili bölümlerinde, muhtelif teslimlerden doğan iadelerin genel esaslara göre yerine getirileceği belirtilmekle birlikte, özellikle, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirileceği belirtilerek, 213 sayılı Kanunun 153/A maddesi kapsamına giren mükelleflerden, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline iştirak eden mükellefler de dâhil olmak üzere sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma konusunda haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükellefler, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme konusunda haklarında “olumsuz rapor” bulunan mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları, kanuni temsilcileri, bunların kurdukları veya ortak oldukları mükellefler ile kanuni temsilcisi oldukları mükellefler, haklarında beyanname vermeme, defter ve belge ibraz etmeme ve adresinde bulunamama konusunda tespit bulunan mükellefler, haklarında KDV yönünden ihtiyati tahakkuk veya ihtiyati haciz uygulanan mükellefler ile kendileri hakkında herhangi bir olumsuzluk bulunmasa dahi bu mükelleflerden mal ve/veya hizmet satın alan mükelleflerin iade taleplerinde özel esasların uygulanacağı düzenlenmiş; özel esaslara tabi tutulacak iade istemleriyle ilgili, iade hakkını ortadan kaldırmamakla birlikte, iadenin yöntemine ilişkin olmak üzere, iadenin münhasıran vergi inceleme raporuna göre yapılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanan mükelleflerin, söz konusu işlemlerin gerçekliğini ispata veya faturalarda yer alan KDV tutarlarını indirim hesaplarından çıkarmaya davet edilmesi, iadenin teminat karşılığında gerçekleştirilmesi gibi düzenlemelere de yer verilmiş, tebliğin devam eden bölümlerinde, özel esaslara tabi tutulmayı gerektiren haller tek tek detaylı şekilde düzenlenmiştir.
Genel tebliğde özel esaslara tabi tutulmayı gerektiren hallerden birinin mevcudiyetinin tespiti halinde mükelleflerin iade istemlerinin, iadenin yerine getirilme yöntemlerinden biri olan özel esaslara göre yerine getirilmesine de bir engel bulunmamaktadır. Davalı idarece, iade isteminin özel esaslar uyarınca inceleme sonucuna göre yerine getirilmesi gerektiğinden bahisle reddi yönünde tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda, bu işlemlere done alınan tespit ve raporların neler olduğunun ve bu tespit ve raporların, yukarıda bahsi geçen KDV Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümleri kapsamında, mükellefin iade isteminin özel esaslar uyarınca yerine getirilmesini gerektirir nitelikte bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.
Ayrıca katma değer vergisi sisteminde, iadenin yapılması için mükellefler tarafından talep edilmesi tek başına yeterli olmayıp iade taleplerinin yerine getirilebilmesi, düzenlenen ve kullanılan belgelerin gerçeği yansıtmalarına da bağlıdır. Diğer bir deyişle mükelleflere nakden veya mahsuben iade yönünden Kanunla tanınan hakkın biçimsel koşullarının varlığının yanı sıra iadeye konu katma değer vergisi işlemlerine yönelik olarak herhangi bir olumsuz saptamanın da bulunmaması gerekmektedir.
Dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28.maddesinde düzenlenen indirimli oran hakkı şartları kapsamında yaptığı inşaat işinden doğan katma değer vergisi iade alacağının YMM raporuna istinaden talep edildiği ancak bu talebe karşılık 5.500.000,00 TL katma değer vergisi iadesinden bir kısım vergi ve SGK kurumlarına olan borçlarının mahsup iadesi yapıldığı, kalan 4.317.412,43 TL katma değer vergisi iade tutarının da inceleme sonucuna göre yerine getirileceğine dair … tarih ve … sayılı dava konusu işlemin tesis edildiği; uyuşmazlığın, davalı idare tarafından, davacı şirketin mal ve hizmet alımında bulunduğu bir kısım firmalar hakkındaki olumsuzluklar nedeni ile davacının mahsup taleplerinin gerçekleştirilmesi yönünde tereddüt hasıl olduğu, bu sebeple davacının incelemeye sevk edildiği, incelemenin sonucuna göre iade mahsup taleplerinin değerlendirileceğine ilişkin işlemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
İşbu dosyada 30/11/2022 tarihinde yapılan ara karar ile davacı şirketin inşaat istinasından kaynaklanan katma değer vergisi alacağının, iadesi istemiyle yaptığı başvurusunun, kısmen mahsup edilen tutar dışında kalan kısmına ilişkin iade talebinin vergi incelemesi sonucuna göre yerine getirileceği belirtilmiş olup, söz konusu incelemenin neticelenip neticelenmediği, neticelendi ise, raporun bir suretinin istenilmesine ve hazırlanan rapora göre davacının talebi hakkında işlem yapılıp yapılmadığı hususlarının sorularak, ilgili belgelerin tüm ekleriyle birlikte okunaklı ve onaylı birer örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine davalı idare tarafından davacı şirket hakkında … tarih ve … -… -… -… -… -… -… sayılı Vergi İnceleme Raporu’nun düzenlendiği belirtildiği; ancak … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunun dosyaya ibraz edildiği; ibraz edilen bu raporun incelenmesinden ise, davacı şirket hakkında … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun tanzim edildiği görülmektedir.
Bu durumda, dosyada yer alan raporun ve zikredilen diğer raporların da ibrazının istenmesi suretiyle incelemesi yapılarak, iade isteminin özel esaslar kapsamında yerine getirilmesi gerektiğinden bahisle tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlem yönünden yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.