Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5374 E. 2023/1818 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5374 E.  ,  2023/1818 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5374
Karar No : 2023/1818

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Elektrik Makine İnşaat Taahhüt Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2011 ve 2012 dönemlerine ait vergi ve cezaların zamanaşımı süresi içerisinde usulüne uygun bir şekilde tarh ve tebliğ edilmeyerek zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından ve zamanaşımına uğramış vergi ve cezaların tahsilinin istenemeyeceği açık olduğundan, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği; 35. maddesinde limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacakları, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya miras yoluyla intikal eden … Elektrik Makine İnşaat Taahhüt Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hisselerinin 14/3/2012 tarihli hisse devir sözleşmesiyle devredildiği, şirketin 2010/12 ila 2012/2 dönemleri katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizlerinden oluşan amme borçlarının şirketten tahsil edilemediğinden bahisle hissesi oranında davacıdan tahsili cihetine gidilerek dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, resen/ikmalen tarhiyata dayalı olan bu borçlar için şirket adına 29/12/2015 tarihli vergi/ceza ihbarnamelerinin düzenlendiği, diğer yandan 19/10/2015 tarih ve 8928 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine göre şirketin 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, tüzel kişiliği sona eren ve hukuki bir varlığı bulunmayan şirket adına vergi ceza ihbarnameleri düzenlendiği anlaşılmakta olup, hukuken mevcut bir muhatabı bulunmayan bu vergi ceza ihbarnamelerinin hukuki sonuç doğurması söz konusu olamayacağı gibi, bu ihbarnamelerin geçerli şekilde tebliğ edilmiş olması ve vergi ile cezaların tahakkuk etmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, usulune uygun şekilde tarh ve tebliğ edilmemiş ve tahakkuku gerçekleşmemiş amme alacaklarının şirketten tahsil edilemediği gerekçesiyle davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.