Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5360 E. 2023/1811 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5360 E.  ,  2023/1811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5360
Karar No : 2023/1811

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Orman Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen .. tarih … ,… ,…,… ,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emirlerinden … ,…,…,… sayılı ödeme emirleri içeriği amme alacaklarının tamamı ile … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,34,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmı dışında kalan amme alacakları yönünden; davacının şirketteki hisselerini devrettiği 22/04/2008 tarihinden sonraki amme alacakları olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davacının kanuni temsilci sıfatının sona erdiği tarihten sonraki amme borçlarından sorumlu tutulması mümkün olmadığından dava konusu ödeme emirlerinin bu kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,34,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmına gelince; asıl amme borçlusu şirketin kendi beyanı üzerine tahakkuk eden ve şirket adına düzenlenen ödeme emri usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşip, bu amme alacağının tahsili amacıyla şirket hakkındaki mal varlığı araştırması sonucu tahsile kabil bir mal varlığının bulunmadığı davalı idarece açıkça ortaya konulduğundan, dava konusu ödeme emirlerinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının dava konusu … tarih ve … ,…, … , … sayılı ödeme emirleri içeriği amme alacaklarının tamamı ile … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,3,4,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmı dışında kalan amme alacaklarına ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,3,4,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmı yönünden ise; söz konusu amme alacaklarının dayanağının asıl amme borçlusu şirket adına düzenlenen … nolu ihbarnameler olduğu, söz konusu … nolu ihbarnamelerin ise şirket adına yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarına karşı açılan davada verilen kısmen kabul kısmen ret kararının kısmen redde ilişkin kısmına ilişkin olduğu, söz konusu tarhiyatların nedeninin ise, 2009 yılında incelemeye alınan asıl borçlu şirketten defter ve belgelerini vergi incelemesine ibrazı istenilmesine rağmen süresi içinde yasal bir mazeret göstermeksizin defter ve belgelerini ibraz etmemiş olması sebebiyle re’sen yapılan cezalı tarhiyatlara ilişkin olduğu anlaşılmış olup, 28/09/2007 tarihinde hisselerini devir ederek şirkette ilişkisi kesilen davacının 2009 yılında asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, davacının kanuni temsilcilik sıfatı sona ermesinden sonra defter ve belge ibraz etmemenin sonuçlarından sorumlu tutulamayacağının açık olduğu, bu durumda söz konusu borçların tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyiz konusu kararın … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,34,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Kararın, dava konusu …,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin tamamı ile … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,34,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmı dışında kalan amme alacaklarına ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu şirketten tahsil imkanı kalmadığından bahisle amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiş ise de; davacının Bakırköy 32. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile şirketteki hisselerini devrettiği, 22/04/2008 tarihli ortaklar kurulu kararıyla …’un şirkete kanuni temsilci olarak atandığı, bu hususun ise 02/05/2008 tarih ve 7054 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, davacının asıl borçlu şirketteki hisselerini devretmesiyle ortaklık sıfatının sona erdiği ancak şirketi temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin ayrıca bir karar alınmadığı göz önünde bulundurulduğunda, aksine bir karar alınmadığı ve davacı tarafından aksi ispat edilmediği sürece asıl borçlu şirketi yeni kanuni temsilcinin atandığı tarihe kadar temsil yetkisi devam ettiğinden, kanuni temsilci sıfatı devam eden davacının yeni kanuni temsilcinin atandığı tarihe kadar sorumluluğuna gidilebileceği hususları dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … sayılı ödeme emrinin 2007/1, 2, 34, 5, 6, 7, 8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının …,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin tamamı ile … sayılı ödeme emrinin 2007/1,2,34,5,6,7,8 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile gecikme faizlerine ilişkin kısmı dışında kalan amme alacaklarına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.