Danıştay Kararı 4. Daire 2019/5018 E. 2022/8917 K. 22.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5018 E.  ,  2022/8917 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5018
Karar No : 2022/8917

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu … sayılı ödeme emri yönünden; asıl yükümlü şirket adına 2010 yılının muhtelif vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarına karşı … Vergi Mahkemesi nezdinde açılan davanın … tarih ve E:… , K:… sayılı karar ile reddine karar verilmesi üzerine düzenlenen … nolu ihbarnamelerin 23/11/2015 tarihinde posta yoluyla şirkete tebliğ olunduğu, bu surette şirket adına kesinleştirilen kamu alacaklarının şirketten tahsiline ilişkin olarak düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 15/02/2016 tarihinde usulüne uygun olarak posta yoluyla şirkete tebliğ edilmesine rağmen şirket tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığı ve yapılan mal varlığı araştırmasında da kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, söz konusu kamu alacağının ilgili dönemde şirketin ortağı olan davacıdan hissesi oranında tahsili için düzenlenen dava konusu … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emri yönünden ise; asıl yükümlü şirket adına 2010, 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarına karşı … Vergi Mahkemesi nezdinde açılan davaların … tarih ve E:…-…, K:… -… sayılı kararlar ile reddine karar verilmesi üzerine düzenlenen … nolu ihbarnamelerin 20/02/2017 tarihinde elektronik ortamda şirkete tebliğ olunduğu, ancak söz konusu kararlara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda, … Bölge İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… -…, K:… -… kararları ile dosyaların iade edildiği, … Vergi Mahkemesince alınan … tarih ve E:…-… , K:… -… sayılı kararlar ile, davanın devamı sırasında şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden bahisle dosyaların işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 20/02/2017 tarihinde şirkete tebliğ edilen … nolu ihbarnamelere istinaden 20/03/2017 tarihli vadeye bağlanarak şirket adına kesinleştirilen kamu alacaklarının şirketten tahsiline ilişkin olarak düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 19/07/2017 tarihinde elektronik ortamda şirkete tebliğ edilmesine rağmen şirket tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığı ve yapılan mal varlığı araştırmasında da kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, söz konusu kamu alacağının ilgili dönemde şirketin ortağı olan davacıdan hissesi oranında tahsili için dava konusu … sayılı ödeme emri düzenlenmiş ise de, ödeme emri içeriği kamu alacaklarına karşı açılan ve ret ile sonuçlanan davalara karşı istinaf merciince esastan bir karar verilmeyerek dosyaların iade edildiği, Mahkemesince işlemden kaldırma kararlarının verilmesinden sonra davayı takip hususunda davacının güncel ve meşru bir menfatinin bulunmadığı, kamu alacağının kesinleştirilmesi süreciyle ilgili olan ihbarnamelere karşı açılan davanın takibinde menfaati bulunan davalı idarece takibin, ilgili dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi veya ortaklarına karşı ihbarname aşamasından devam ettirilmesinin gerektiği, ancak, takip, ihbarname aşamasından ilgili kişiler aleyhine devam ettirilerek kamu alacakları kesinleştirildikten sonra, tahakkuk ettirilecek kamu alacakları hissesi oranında davacıdan tahsili yoluna gidilmesi gerekirken bu usullere uyulmadan düzenlenen dava konusu … sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu ödeme emrinin dayanağını, … Vergi Mahkemesince verilen, davanın kısmen reddine ilişkin karar uyarınca düzenlenen … No.’lu ihbarnamelerin oluşturduğu, … No.’lu ihbarnamelerin dayanağı olan … Vergi Mahkemesi’nin kısmen redde ilişkin kararının, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararıyla kaldırılması karşısında, dava konusu ödeme emrinin dayanağı … No.’lu ihbarnameler de hükümsüz hale geldiğinden, … No.’lu ihbarnamelere istinaden düzenlenen söz konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği sonucuna varılmıştır. İstinaf başvurusunun belirtilen gerekçelerle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un, uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan, 35. maddesinde, “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.” hükmüne yer verilmiş; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, ödeme emrine karşı böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 20. maddesinde, verginin tarhının, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari muamele olduğu; 22. maddesinde, verginin tahakkukunun, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olduğu; 34. maddesinde de, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin “ihbarname” ile ilgililere tebliğ olunacağı, nev’i ve doğuşu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılacağı belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirketin 08/03/2012 tarih ve 8022 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan ilan ile tasfiye sürecine girdiği, şirket adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı … Vergi Mahkemesinin E:… ,… sayılı dosyalarında açılan davalar devam ederken, 24/06/2013 tarih ve 8348 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan ilan ile şirketin tasfiyesi sonuçlandırılarak tüzel kişiliğinin sona erdirildiği, anılan Mahkeme tarafından ise, … tarihinde verilen K:… ,… sayılı kararlar ile davanın cezalı tarhiyatlara ilişkin kısımlarının reddi üzerine şirket adına düzenlenen … nolu ihbarnamelerin 23/01/2015 tarihinde şirketin tasfiyesi sonuçlandıktan sonra, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise 27/05/2017 tarihinde kanuni temsilcinin adresinde eşine tebliğ edildiği, bu arada, anılan Mahkeme kararlarının Danıştay Dördüncü Dairesinin 24/04/2019 tarih ve E:2016/2819,2818, K:2019/3084,3082 sayılı kararları ile “davacı şirketin tüzel kişiliğinin, diğer bir deyişle hukuk alemindeki varlığının sona erip ermediği ve dolayısıyla yargı mercileri önünde taraf olma ehliyeti ve temsil olanağının bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine, anılan Mahkemenin … tarih ve E:… ,… K:… ,… sayılı kararları ile 2577 sayılı Kanun’un 26/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereğince, ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları tamamlanarak kesinleşen ve vadesinde ödenmemesi nedeniyle tahsili kabil hale gelen amme alacağının mevcut olması gerekmektedir.
Olayda ise, ödeme emri içeriği cezalı tarhiyatlara karşı asıl borçlu şirket tarafından açılan davaların cezalı tarhiyat yönünden reddi yolunda verilen ve şirket adına düzenlenen … nolu ihbarnamelere dayanak alınan kararların, Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından bozulması üzerine, Mahkemece dava dosyalarının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yargılama süreci devam ederken şirket tüzel kişiliğinin sona ermiş olması nedeniyle uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak hukuki irdeleme yapılamamış ve cezalı tarhiyatın hukuka uygun olup olmadığı yönünde esastan bir karar verilememiş olduğu göz önüne alındığında, amme alacağının usulüne uygun şekilde tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları tamamlanarak kesinleştiğinden söz edilemez.
Bu durumda, söz konusu işlemden kaldırma kararları sonrasında şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle borç dönemlerinde sorumlu olanlar adına ihbarname düzenlenmesi ve devamında borcun takibine geçilmesi gerekirken, ihbarname kuralı göz ardı edilmek suretiyle amme alacağının kesinleştiğinden bahisle doğrudan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih … ,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada verilen kısmen kabul kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarname ve ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak kesinleştiği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilemediğinin anlaşılması üzerine şirket ortağı davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.