Danıştay Kararı 4. Daire 2019/4686 E. 2022/8600 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4686 E.  ,  2022/8600 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4686
Karar No : 2022/8600

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İkâmet amaçlı binaların inşaatı faaliyeti ile iştigâl eden davacı adına, sahte fatura kullandığından ve önceki dönemden devreden KDV’nin düzeltildiğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2015/12 dönemi katma değer vergisi, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … ile … Vergi Dairesi mükellefi … İnş. Malz. Taah. Elek. ve San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre, mükelleflerin düzenledikleri faturaların sahte olduğu ve ticari faaliyetlerinin olmadığı yönünde yapılmış somut herhangi bir tespit bulunmadığı gibi, bu mükelleflerin ihtilaflı dönemde ticari faaliyetlerinin bulunduğu, işi bırakma bildiriminde bulunarak ve faturalarını ilgili vergi dairesine tutanak mukabili iade ederek ticari faaliyetini sonlandırdığı, iş yerinde ticari faaliyetlerini devam ettirecek emtianın bulunduğu, diğer bir fadeyle düzenlenen faturaların sahte olduğunu ortaya koymada yeterli olmadığı anlaşıldığından dava konusu cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, temyize konu karar ile kararın gerekçesinin hukuka aykırı olduğu, bu hususun temyiz aşamasında yeniden değerlendirilmesi gerektiği, dosyada yer alan mevcut tespitlerden yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı mükellefler hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre; uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının 2015/10,12 dönemlerinde 5 adet KDV dahil 257.328,20 TL fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; mükellefin hırdavat malzemeleri ve el aletleri toptan ticaretiyle iştigal etmek üzere 29/07/2015 tarihinde işe başlama bildiriminde bulunarak mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/01/2016 tarihinde mükellefiyetin re’sen terkin edildiği, defter belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, akabinde mernis adresinde amcasına yapılan tebligata rağmen yasal sürede defter belgenin incelemeye ibraz edilmediği, 07/08/2015 tarihli yoklamada; faaliyet konusunun inşaat elektrik malzemeleri toptan satışı olduğu, demirbaş olarak muhtelif ofis malzemelerinin bulunduğu, iş yerinin 65 metre kare olduğu, 23/12/2015 tarihli yoklamada; adreste olmamasına rağmen bu adreste olduğunun komşularınca beyan edildiği, 31/01/2016 tarihinde işi bırakma bildiriminde bulunduğu ve bu doğrultuda iş yerinde bulunam emtiaların kendi adına fatura düzenleyerek stoklarından çıkışının gerçekleştirildiği, iptal edilen belgelere ilişkin olarak 25/02/2016 tarihli tutanağın düzenlendiği, vergi beyannamelerini verdiği, 1.559,13 TL ödenmemiş vergi borcunun bulunduğu, 571,90 TL vergi borcunun ödendiği, 2015/8-12 vergilendirme döneminde 319.073,20 TL indirecek KDV beyan ettiği fakat bu döneme ilişkin Ba formu bildiriminde bulunmadığı, aynı dönemde toplam 1.778.700,00 TL satış beyan ettiği halde mükelleften 23 ayrı işletme tarafından toplamda 20.115.613,00 TL tutarında mal ve hizmet alımına dair bildirimde bulunulduğu, muhasebecisi tarafından verilen ifadede 100.000,00 TL tutarında cirosu olduğunun ve iş yerinde güvenlik malzemelerinin yer aldığının beyan edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yine davacının 2015/10 döneminde 1 adet KDV dahil 30.975,00 TL fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … İnş. Malz. Taah. Elek. Ve San. Ltd Şti. hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; inşaat malzemeleri toptan ticaret faaliyeti ile iştigal etmek amacıyla 27/10/2014 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/01/2016 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, defter belge isteme yazınısın tebliğ edilemediği, 31/10/2014 tarihli yoklamada; faaliyet konusunun inşaat malzemeleri taahhüt ve elektrik işi olduğu, muhtelif büro malzemelerinin bulunduğu, 17/08/2015, 24/08/2015, 14/08/2015 tarihli yoklamalarda; iş yerinin kapalı olduğu ve adreste bulunamadığı, akabinde belirtilen adreste faaliyetlerinin devam ettiği belirtilerek re’sen terk işleminin kaldırılmasının talep edildiği, 16/09/2016 tarihli yoklamada iş yeri büyüklüğünün 35 metre kare olduğu, muhtelif büro mobilyalarının ve 10.000,00 TL tutarında emtianın bulunduğu, 06/05/2016 tarihli yoklamada; gayri faal olduğunun tespit edildiği, vergi beyannamelerini verdiği, 21.204,78 TL vergi borcunun bulunduğu, 196,60 TL vergi borcunun ödendiği, 2014/10-12 dönemleri KDV matrah beyanının 522.836,20 TL, 2015 yılı beyanının ise 7.892.803,57 TL olduğu, mal alış bildirimi yapılmasına rağmen belirtilen firmalardan bu şirkete satış yapıldığına dair beyanda bulunulmadığı, mal aldığını beyan ettiği bazı firmalar nezdinde yapılan yoklamalarda firma isimlerinin kullanarak faturalarının taklit edildiğinin rapora bağlandığı, bir mükellefce firmanın tanınmadığının beyan edildiği, bazı mükelleflerce de şirketin mal ve hizmet satışının gerçek olduğunun ve BA formlarının verildiğinin firma yetkililerince beyan edildiği, karşıt incelemelerde birçok mükellefin malın nakliyesinin … İnş, Ltd. Şti. tarafından yapıldığını beyan ettiği, ancak mükellef adına kayıtlı herhangi bir araca rastlanılmadığı, işçi çalıştırılmadığı, mükellefin 2014 ve 2015 yılında mal ve hizmet alımının tamamına yakınının gerçekleştirildiği mükellef tarafından tanınmadığı yönünde karşıt inceleme yapıldığı, karşılık BA BS bildirimlerinin birçok dönemde verilmediği, mükellefin kendi beyanları ile BA BS bildirimlerinde yer alan tutarlar arasında yüksek tutarda uyumsuzluk bulunduğu, mükellefin muhasebecisi tarafından verilen ifadede 2014 ve 2015 yıllarında muhasebe hizmeti verildiğinin akabinde yaşanan sorunlar nedeniyle anlaşmaya son verildiğinin ve defter belgelerin iade edildiğinin beyan edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan tespitlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden; mükellefiyet tesisinden kısa süre sonra mükelleflere ulaşılamaması, yapılan yoklamalarda kısa süre sonra kendilerine ulaşılamaması, yapılan yoklamalarda tespit edilen hususların belirtilen cirolara ulaşılabilmesi için yeterli olmaması, KDV matrahları ile BA BS formları arasında uyumsuzluk bulunması, iş yeri durumu, ticari kapasite vb. hususlar dikkate alındığında beyan edilen matrahlara ulaşılabilme bakımından organizasyonlarının ticari ve teknik icaplara uygun olmaması karşısında, adı geçen mükelleflerin davacıya düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmakla, Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, dava konusu özel usulsüzlük cezası, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmı ile önceki dönemden devreden KDV tutarının düzeltilmesine ilişkin olarak da ayrıca bir değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.