Danıştay Kararı 4. Daire 2019/4400 E. 2023/1087 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4400 E.  ,  2023/1087 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4400
Karar No : 2023/1087

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Tedarik Servis Hizmetleri Restaurant Ve Danışmanlık Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına 2013/5,6,8,9,10,11,12. dönemlerine ilişkin re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin ve … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu’nun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin Başkent Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat İletişim Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden aldığı ve KDV indiriminde kullandığı faturaların sahte olduğundan bahisle dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, … İnş. İlet. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’nin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen Vergi Tekniği Raporu’ndaki tespitlerin, bahsi geçen şirketin düzenlediği faturaların sahte kabul edilmesi açısından yeterli olmadığı, cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı, tek başına hukuksal sonuç doğurmayan, ilgilinin menfaatini etkilemeyen, kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde bulunmayan vergi inceleme raporunun iptali isteminin esasının incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı … İnşaat İletişim Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda da; … Mahallesi … Sokak … … … adresinde inşaat malzemeleri toptan satışı işi ile iştigal ettiği, öteden beri Şahinbey Vergi Dairesi ve Gazikent Vergi Dairesinin mükellefi iken 26/09/2008 tarihinde İstiklal Vergi Dairesinin mükellefi olduğu, buradaki mükellefiyetinin 31/01/2010 tarihine kadar devam ettiği, 01/02/2010 tarihinde de Liman Vergi Dairesinin mükellefi olduğu, 31/01/2010 tarihinde mükellefiyetini terk ederek aynı tarihte Dışkapı Vergi Dairesine naklen geldiği, Dışkapı Vergi Dairesindeki mükellefiyetinin 12/04/2012 tarihine kadar devam ettiği, 12/04/2012 tarihinde iş merkezinin Başkent Vergi Dairesinin yetki alanına taşıyarak anılan vergi dairesinin mükellefi olduğu, inceleme tarihi itibariyle bu Vergi Dairesinin mükellefi olarak faaliyetine devam ettiği, defter ve belge isteme yazısının 20/03/2014 tarihinde şirket çalışanına tebliğ edildiği, 2010 yılı defterleri ile 2013 yılı defter ve belgelerinin ibraz edilmediği, şirketin 2009 yılı katma değer vergisi matrahının 121.003,00 TL; 2010 yılı matrahının 400.333,56 TL; 2011 yılı matrahının 13.425.704,13 TL; 2012 yılı matrahının 79.529.052,34 TL; 2013 yılı matrahının ise 159.495.219,88 TL olduğu, 2011 yılı ile 2013 yılları arasında 2 ile 7 işçi çalıştırdığı, 28/12/2010 tarihinden sonraki ortaklarının …, … Ve … olduğu, şirketin yöneticiliğine …’nun atandığı, 27/04/2010 tarihinde yapılan yoklamada; işyerinde toptan inşaat malzemeleri satış işi yapıldığı, ilgili adresin büro amaçlı kullanıldığı, aynı adreste … İnşaat Ticaret ünvanlı mükellefin faaliyet gösterdiği, 06/01/2012 tarihli karar ile şirket merkezin başka bu adrese taşındığı, 17/02/2012 tarihli yoklamada; 100 m² ofis, 300 m² açık, 300 m² de kapalı deposu bulunduğu, depolarda toplam 80.000,00 TL tutarında inşaat malzemesi mevcut olduğu, … Yapı Market Ltd. Şti ile aynı deponun kullanıldığı, 11/04/2012 tarihinde şirketin merkezinin başka bir adrese taşındığı, taşınılan adresin şube olarak tescil ettirildiği, 02/05/2012 tarihinde burada yapılan yoklamada; işyerinin aylık kirasının 450,00 TL olduğu, ofis ve büro malzemelerinin bulunduğu, işyerinde 2 işçi çalıştırıldığı, 22/04/2012 tarihinde yine şirket merkezinin … Mah. … Sok. No:… … adresine taşındığı, 14/12/2012 tarihinde şube olarak gösterilen adreste yapılan yoklamada; mükellef kurumun bildirilen adreste iki yıldır şube olarak faaliyette bulunduğu, şubenin faal olup inşaat malzemeleri alım satım işi yapıldığı, aynı adreste başka bir şirketin de faaliyet gösterdiği, 11/12/2012 tarihinde şirket merkezinde yapılan yoklamada; şirketin adreste faaliyette olduğu, 4 işçi çalıştığı ve aynı adreste başka bir şirketin de bulunduğu hususlarının tespit edildiği, vadesi geçmiş ve bugün ödenmesi gereken 19.897,77 TL tutarında vergi borcu olduğu, 128.663,01 TL vergi borcu ödediği, şirket üzerinde kayıtlı 2 aracın olduğu, 2011 yılı mal ve hizmet satın alınan kişilere ilişkin Ba formu toplamının 13.165.015,00 TL, Bs bildirimi toplamının ise 13.238.746,00 TL olduğu, 2011 takvim yılında mal alımı yaptığı iki şirket olduğu, bunlardan birinin … şirketi olduğu ve bu şirket hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, diğer şirketin hakkında olumsuz tespit olduğu, bu şirketin alımlarının çoğunun … şirketinden olduğunun göründüğü, 2012 yılı mal ve hizmet satın alınan kişilere ilişkin Ba formu toplamının 74.000.000,00 TL, Bs formu toplamının 72.654.173,00 TL olduğu, mal ve hizmet satın alınan beş mükelleften bir tanesi olan ……Tic. Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu olduğu, fakat bu şirketlerin mal ve hizmet satın aldığı alt firmalar hakkında olumsuz tespitlerin bulunduğu, 2013 yılı mal ve hizmet satın alınan kişilere ilişkin Ba formu toplamının 162.148.893,00 TL, Bs formu toplamının 154.654.660,00 TL olduğu, 2011 yılına ilişkin mal ve hizmet satılan kişilere ilişkin Bs formu toplamının 13.239.280,00 TL, Ba formu toplamının 12.930.337,00 TL olduğu, 2012 yılı mal ve hizmet satılan kişilere ilişkin Bs formu toplamının 78.878.095,00 TL, Ba formu toplamının 78.070.355,00 TL; 2013 yılına ilişkin mal ve hizmet satılan kişilere ilişkin Bs formu toplamının 159.203.743,00 TL, Ba formu toplamının 156.616.528,00 TL olduğu; şirket ortaklarından sadece …’nun … Grup Beton şirketinde ortak ve müdür olduğu ve yapılan tespitlere istinaden anılan şirketin 28/12/2010 tarihinden sonra düzenlediği faturaları kullanan mükelleflerin incelenmesinden, satış faturalarında yer alan emtiaların 2011 yılında %82,09’unun, 2012 yılında %95,66’sının ve 2013 yılında ise %95,87’sinin sahte olarak değerlendirilmesi gerekip, alıcılardan hangilerinin alımlarının gerçek, hangilerinin sahte olduğunun belirlenmesi mümkün olmadığından, ibraz edilen 2011/9-12. dönem alış faturalarına göre, 5.000,00 TL’nin altındaki satışların gerçek, üzerindeki satışların ise sahte olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, davacı şirketin ihtilaflı yıl alımlarının bir kısmına karşılık temin ederek kayıt ve beyanlarına intikal ettirerek indirimlerine konu ettiği söz konusu faturaları tanzim eden adı geçen şirketlerin işyerinde emtia veya iş hacmini gerçekleştirecek düzeyde herhangi bir ticari varlığa rastlanmadığı, Ba-Bs analizinde tutarsızlıklar olduğu, beyan edilen katma değer vergisi matrahı tutarıyla anılan mükelleflerden alımların uyumlu olmadığı, faaliyet konularının yürütüldüğüne dair yeterli emare bulunmadığı, gerekli emek gücü, alet edavat ve teçhizata sahip olmaksızın bildirilen cirolara ulaşmalarının teknik icaplarla bağdaşmadığı, anılan mükelleflerin sık aralıklarla adres ve ortak değiştirdiği, her iki mükellefin de aynı adreste faaliyette olduğu, aynı depoyu paylaştığı, alım yaptıkları çok sayıda mükellef hakkında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme yönünden incelemeye sevk edildiği, aynı adreste faaliyet gösterilen mükelleflerden yüklü miktarda alım yapıldığı, şirket ortaklarından …’nun aynı adreste faaliyet gösterilen her iki şirkete de ortak ve müdür olduğu, davacının faaliyet konusu, döner, lahmacun ve pidecilik olmasına rağmen incelenen mükellefin inşaat malzemeleri toptan satışı işi ile iştigal ettiği, mükelleflerin ticari faaliyetleri nedeniyle yaptıkları harcamalara ilişkin faturalardaki KDV’leri indirim konusu yapabileceği dikkate alındığında, faaliyet konusu uyumsuz olan şirketten alınan faturanın davacının ticari faaliyetine ilişkin olduğu hususunun davacı tarafından ortaya konulamadığı, bu nedenle, mezkur şirket tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir alım-satım faaliyetine dayalı olmadığı kanaati ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.