Danıştay Kararı 4. Daire 2019/4390 E. 2023/569 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4390 E.  ,  2023/569 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4390
Karar No : 2023/569

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Hayvancılık Tekstil İnşaat İthalat ve İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında, sahte fatura kullanıldığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2013/1, 2, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararda; ihtilaflı dönemde davacının fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Gıda Tem. ve Or. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler düzenlenen faturaların sahte belge niteliğinde olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığından, bahsi geçen firmadan alınan faturalar nedeniyle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı mükellefin sahte faturaları temin ettiği alt mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda faturaların sahte olduğu hususu yeterli ve hukuken geçerli tespitlerle ortaya konulduğundan bahisle dava konusu tarhiyatların hukuka uygun olduğu belirtilerek söz konusu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı hakkında, sahte fatura kullanıldığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2013/1, 2, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada, davalı idarenin istinaf başvurusunu reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
İhtilaflı dönemde davacı şirkete fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … Gıda Tem. ve Or. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlere göre iş yerinde yapılan yoklamalarda adresin sürekli kapalı olması, Ba-Bs formlarının uyumsuz olması, mal alımında bulunduğu mükelleflerin büyük çoğunluğu hakkında sahte fatura düzenleme yönünden VTR bulunması, yüksek miktardaki vergi borcu için cüzi ödeme yapması, belirtilen hasılatı gerçekleştirebilecek, emtia, şube, depo ve araç gereçinin yani ticari kapasitesinin bulunmaması hususları dikkate alındığında adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal veya hizmet teslimine dayanmadığı sonucuna varılmış olup aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Belirtilen gerekçeyle Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.