Danıştay Kararı 4. Daire 2019/4375 E. 2023/615 K. 09.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4375 E.  ,  2023/615 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4375
Karar No : 2023/615

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kauçuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2016/1 ila 11 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacının fatura aldığı Ulus Vergi Dairesi mükellefi … Boya Hırdavat Metal Kimya İnşaat Taahhüt Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, düzenlenen faturaların sahte olduğu ortaya konulamadığından söz konusu faturalar nedeniyle yapılan tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Ulus Vergi Dairesi mükellefi … Boya Hırdavat Metal Kimya İnşaat Taahhüt Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; mükellefin boya, vernik ve lak toptan ticareti faaliyetinde bulunduğu, 11/12/2015 tarihinde yapılan işe başlama yoklamasında; işyerinin 75 m2 olduğu, ücretli eleman çalışmadığı, demirbaş olarak 1 adet büro masası, 6 adet koltuk ve tahminen 10.000,00 TL değerinde malzemenin mevcut olduğu, 18/11/2016 tarihinde yapılan yoklamada; şirketin faaliyetine devam ettiği, şirkete ait bir deponun veya şubenin bulunmadığı, 1 ücretli elemanın çalıştığı, demirbaş olarak 2 adet ofis takımının bulunduğu ve emtia olarak tahminen 15.000,00-TL değerinde malzeme bulunduğunun tespit edildiği, 2016 yılı katma değer vergisi beyannamelerinde hiç ödenecek katma değer vergisinin çıkmadığı, 2016 yılında 8 adet mükelleften toplam 6.785.147,60 TL tutarında mal alışının bulunduğu, şirketin mal alışlarının %12,23’ünün hakkında sahte belge düzenlemekten vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden gerçekleştirildiği, %87,76’sının ise sahte belge düzenleme kapsamında özel esaslara alınmış olan mükelleflerden gerçekleştirildiği, şirketin kanuni temsilcisinin ifadesinde; “Firma olarak boya, fayans vb inşaat malzemeleri toptan alım-satımı faaliyetinde bulunuyoruz, kullandığımız fatıralarda yer alan malları gerçekten aldık, biz aldığımız faturaların sahte olduğunu bilmiyorduk, bu durumdan haberdar olsaydık kesinlikle bu faturaları kullanmazdık, fatura aldığımız firmaların sahiplerini tanımıyoruz, mal geldiğinde bize teklif sunarlar biz de satın alırız. Mal alışlarımızı genelde senet üzerinden yapıyoruz, daha sonra ödemeleri gerçekleştiriyoruz. Banka ile ödeme yapamıyorum, bankaya olan borçlarımdan dolayı bankada para bulunduramıyorum, malları firmada muhafaza ediyorum, mal sevkiyatlarını arkadaşımın transit aracıyla yapıyorum. Ödemeleri genellikle nakit olarak yapıyorum, 8.000,00 TL’yi aşan ödemeleri de elden yapıyorum. Firmada oğlum ve ben beraber çalışıyoruz, İşçi çalıştırmıyorum, çalıştırsam ücretini ödeyemem.” şeklinde beyanda bulunduğu, vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken vergi borcu tutarının 11.536,68 TL olduğu, 2016 yılının üçer aylık ilk üç döneminde muhtasar beyannamelerinde beyan ettiği çalışanının bulunmadığı, şirkete ait bir aracın bulunmadığı, şirketin incelemeye sunduğu belgeler arasında sevk irsaliyesine rastlanılmadığı, şirketin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme yönünden özel esalara tabi mükellefler listesine alınmış olduğu, şirketin kanuni temsilcisinin bir şirkette daha ortak ve yönetici olduğu, bu şirketin mükellefiyetinin 31/10/2012 tarihinde re’sen terk ettirildiği, adreste bulunmama nedeniyle özel esaslara alındığı ve rapor tarihinde 138.391,65 TL ödenmemiş vergi borcunun bulunduğu, mükellefe ait pos cihazının bulunmadığı ve banka üzerinden hiçbir ödemesinin veya tahsilatının bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu mükellefin yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan etmesine rağmen anılan hasılatları yapabilecek ticari organizasyonunun olmadığı, mal ve hizmet alımı yaptığını bildirdiği mükelleflerin çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş raporlar veya olumsuz tespitler bulunduğu, elde edilen yüksek cirolara rağmen tahakkuk eden düşük tutarlı vergi borçlarını ödenmediği hususları dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemlerde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.