Danıştay Kararı 4. Daire 2019/4363 E. 2022/8545 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4363 E.  ,  2022/8545 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4363
Karar No : 2022/8545

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2011/1-12 dönemi için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; inceleme elemanınca, davacı şirketin hesap ve işlemleri üzerinde yapacağı inceleme ve araştırma sonuçlarına göre yasal süresi içinde re’sen matrah takdirine gidilmesi gerekirken; konunun takdir komisyonuna intikal ettirilmesi, takdir komisyonunca da kanunla kendisine tanınmış olan takdir yetkisinin kapsam ve sınırları dışına çıkılmaması amacıyla indirim yetkisinin olmadığı belirtilerek davacının beyan ettiği matrahın aynen takdir edilmiş olması nedeniyle olayda inceleme ve araştırma yetkisini kullanmayarak matrah takdirinde bulunmayan takdir komisyonuna başvurulmasıyla zamanaşımı süresi durmayacağından ve vergi incelemesi de zamanaşımını durdurmak gibi bir fonksiyona sahip olmadığından, 2011/1-12. dönemlerine ilişkin olarak şirket adına re’sen yapılan tarhiyatlara ilişkin zamanaşımı süresinin 31/12/2016 tarihinde dolacak olması, dolayısıyla bu süre geçirildikten sonra 17/09/2017 tarihininde davacıya tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamesiyle davacı adına yapılan dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında zamanaşımı nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare vekili tarafından 213 sayılı Kanun’un 114. maddesine göre; vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrayacağı, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının, zamanaşımını durduracağı hükümlerine yer verildiği, dava konusu olayda görüleceği üzere 15/11/2016 tarihinde yani zamanaşımına 46 gün kala takdire sevk işlemi yapıldığı, bu tarihten itibaren zamanaşımı durduğu, takdir komisyonu kararının daireye girmesinden itibaren 46 gün uzayan süre içinde ihbarname, davacıya 17/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının iddia ettiği gibi zamanaşımına uğramanın söz konusu olnmadığı, bu nedenle davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatların mevzuat hükümlerine uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, “Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.”, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanun’un 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının katma değer vergilerinin re’sen takdiri için zamanaşımı süresi içerisinde 15/11/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 03/08/2017 tarihinde takdir komisyonunca belirlenen matrahlar üzerinden tanzim edilen vergi/ceza ihbarnamelerinin 18/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Bu durumda, 2012 yılına ilişkin olarak 31/12/2017 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce yapılan takdire sevk işlemlerinin, 213 sayılı Kanun’un 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından, takdir komisyonu kararlarının vergi dairesine tevdiinden itibaren de zamanaşımı süresi işlemeye devam edeceğinden, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinden itibaren kalan 46 günlük zamanaşımı süresi içerisinde ihbarnamelerin davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, zamanaşımı yoksa işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.