Danıştay Kararı 4. Daire 2019/417 E. 2023/2046 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/417 E.  ,  2023/2046 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/417
Karar No : 2023/2046

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin indirimli oran kapsamında satılan konutlar için ortak kullanım alanlarına isabet eden harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin ve net kullanım alanı 150 m2’nin altında kalan konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağının 2016/1 dönemi katma değer vergisi beyannamesi ile iadesi talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin net kullanım alanı 150 m2’nin altında kalan konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade talebinin reddine ilişkin kısım bakımından; dosyaya idare tarafından ibraz edilen belgelere göre dava konusu taşınmazlardan A34-36 Blok 1 ve 3 nolu dört adet dairenin teras olmadan toplam 139,88 m2, teras dahil ise 160,43 m2 olduğu, B38 Blok 87 ve 88 nolu iki adet dairenin teras olmadan toplam 134,48 m2, teras dahil ise 148,64 m2 olduğu, H8-9-10 Blok 1 ve 2 nolu altı adet dairenin teras olmadan toplam 143,99 m2, teras dahil ise 177,34 m2 olduğu, her ne kadar davalı idare tarafından taşınmazların net alanının 150 m2 nin üzerinde olduğu belirtilmişse de, net alan hesabında 02/11/1985 tarih ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin uygulanması gerekliliği karşısında, dava konusu on iki adet taşınmazın tamamının teras olmadan yapılan m2 hesaplamasında 150 m2 nin altında olduğu ve %1 KDV oranına tabi olduğu, bu konuda davalı idarece iade talebinin reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacı şirketin indirimli oran kapsamında satılan konutlar nedeniyle ortak alanlara isabet eden harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iadesi talebinin davalı idare tarafından reddine ilişkin kısım bakımından; Mahkemelerince yapılan ara kararlar gereği davalı idare tarafından verilen cevapta, ortak alanlardan dolayı yüklenilen KDV nin peyzaj, çevre düzenlemesi, çocuk parkı, havuz gibi sosyal ve kültürel alanların inşasına yönelik harcamalardan kaynaklandığı, alışveriş merkezi gibi ortak alanlardan dolayı yüklenilen KDV hesaplanmadığı KDV iadesi tasdik raporunu düzenleyen Yeminli Mali Müşavir tarafından dilekçe ile beyan edildiğinin bildirildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 03/11/2017 havale tarihli dilekçe ekindeki belgelerden ise, ortak alanlarla ilgili yapılan harcamaların “satış ofisi dekorasyon, ortak yeşil alanlar, gölet işleri, çocuk parkı, spor tesisleri, koruyucu duvar” yapımından kaynaklandığının anlaşıldığı, bu durumda konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş “ortak yeşil alanlar, gölet işleri, çocuk parkı, spor tesislerine” ilişkin kısımlara isabet eden harcamalar ile arazinin yapısından dolayı yapılması zorunlu olan site içi çevre düzenlemeleri (koruyucu duvar) nedeniyle yüklenilen vergilerin iade hesabına dâhil edilmesi gerektiği ve bu konudaki iade talebinin davalı idare tarafından reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; “satış ofisi dekorasyon” işinin ise, konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş alanlardan veya arazinin yapısından dolayı yapılması zorunlu olan site içi çevre düzenlemelerinden olmadığı ve davacı şirketin kendi ticari kullanımı için yaptığı harcamalar olduğu, dolayısıyla davacı tarafından “satış ofisi dekorasyon” yapımına ilişkin harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV nin iade hesabına dâhil edilmesi talebinin davalı idarece reddine dair işlemde ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, konutların net alanının belirlenmesi konusunda Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin esas alınması gerektiği, davacı şirketin ihtilaflı konutlar için süresinde iade hakkını kullanmadığı belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar kararın, 2015 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Kararın 2014 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmına gelince;
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/2. maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği; fıkranın devamında da 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin %51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edileceği hükmüne yer verilmiştir. 28/02/2009 tarih ve 5838 sayılı Kanunla değişik 29/2. maddesi ile iade taleplerine süre sınırlaması getirilerek yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edileceği, Maliye Bakanlığının bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu yetkiye istinaden Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği III/B-3.4.4. Süresinden Sonra İade Talebinde Bulunulması bölümünde “İade alacağının ait olduğu aylık dönemde mahsuben iadesinin talep edilmesi ihtiyaridir. Bu sebeple indirimli orana tabi işlemleri bulunan mükellefler hak kazandıkları iade miktarını cari yılın sonraki dönemlerinde mahsuba konu edebilecekleri gibi, bir sonraki yılda da Tebliğin (III/B-3.2.) bölümündeki açıklamalara göre talep etmeleri şartıyla nakden veya mahsuben geri alabilirler. Ancak süresinde iade hakkını kullanmayan mükelleflerin, daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunmaları mümkün değildir. İzleyen yılın Ocak-Kasım dönemlerinde usulüne uygun olarak iade talebinde bulunan mükelleflerin de talep edilen iade tutarını artırmak amacıyla, sonraki yıllarda bu dönemlere ilişkin düzeltme beyannamesi vermek suretiyle iade talebinde bulunmaları söz konusu değildir. Ancak izleyen yıl içerisinde talep edilen iade tutarının, aynı yıl içerisinde düzeltme beyannamesi ile artırılması mümkün olup bu şekilde artırılan kısmın iadesi münhasıran vergi inceleme raporuna göre yerine getirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava konusu olayın değerlendirilmesinde; davacı şirket tarafından, 2014 takvim yılına ait indirimli orana tâbi işlemlerinden kaynaklanan katma değer vergisi iade alacağının, 3065 sayılı Kanun’un 29. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen süre geçtikten sonra yani bir diğer değişle işlemin gerçekleştiği yıl olan 2014 yahut izleyen yıl olan 2015 yılında değil, 2016/1 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannâmesiyle talep edildiği, bu durumda da vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği 2014 yılında yürürlükte bulunan 3065 sayılı Kanun’un 29. maddesinin (2) numaralı fıkrasında iade talepleri konusunda öngörülen süreden sonra yapılan iade başvurusunun, reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair kararı onayan Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Kararın, indirimli oran kapsamında satılan konutlar nedeniyle ortak alanlara isabet eden harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iadesi talebinin davalı idare tarafından reddine ilişkin kısmına gelince;
26 Nisan 2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin III.Matrah, Nispet ve Oran başlıklı bölümünün B.Oran alt bölümünde yer verilen 3. İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulaması başlıklı düzenlemenin 3.1.3 İade Hesabına Dahil Edilebilecek Yüklenilen katma değer vergisi bölümünde “3.1.3.1 Genel Olarak” alt başlığı ile yapılan düzenlemede yer alan “Örnek 2” başlıklı bölümünde;
“””Örnek 2: 150 m²’nin altındaki bir konutun inşasına yönelik olarak yapılan harcamalar (arsa bedeli dâhil), genel yönetim giderleri (akaryakıt, büro malzemeleri, reklam, komisyon, temizlik malzemeleri ve benzeri) ve ATİK’lerden işleme isabet eden paya ilişkin olarak yüklenilen KDV, işlemin bünyesine giren vergiler kapsamında değerlendirilecektir.
150 m²nin altındaki konut teslimlerine yönelik iade taleplerinde, konutun yapımıyla ilgili harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler iade hesabına dâhil edilebilecek, konutun yapımı için zorunlu olmayan harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler iade hesabına dâhil edilmeyecektir.
Dolayısıyla bir arada bulunan konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı, alışveriş merkezi gibi alanlara ilişkin konutun yapımı için zorunlu olmayan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV iade hesabına dâhil edilemeyecektir.
Ancak arazinin yapısından dolayı yapılması zorunlu olan site içi çevre düzenlemeleri (istinat duvarı, perde duvarı, site çevre duvarları, site içi zemin sertleştirme ve benzeri işler) nedeniyle yüklenilen vergilerin iade hesabına dâhil edilmesi mümkündür.””” düzenlemesi getirilmiştir.
İlgili düzenlemenin iptali için açılan davada, Danıştay Dördüncü Dairesi, 02/03/2017 tarih ve E:2014/4835, K:2017/2170 sayılı kararıyla; Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin 3.1.3.1. bölümünde yer alan, dava konusu ”Örnek 2” kısmında, sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere sayılan çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı gibi alanların, Anayasanın 2’nci maddesinde, Devletin niteliklerinden biri olarak ifade edilen sosyal hukuk devleti ilkesi gereği sosyal ihtiyaçlardan olduğu ancak, alışveriş merkezi alanı yapımı için harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, anılan Kanunun öngördüğü anlamda iade edilecek katma değer vergisi hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, Tebliğin, “2.1.3.Net alan” başlıklı bölümü ile “Örnek 2” bölümünün konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı kısmını iptal etmiş, alışveriş merkezi alanı kısmı yönünden davayı reddetmiştir. “3. İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulaması” başlıklı düzenlemenin “3.1.3 İade Hesabına Dahil Edilebilecek Yüklenilen Katma Değer Vergisi” bölümünde “3.1.3.1 Genel Olarak” alt başlığı ile yapılan düzenlemede yer alan “Örnek 2” bölümünün çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı kısmının iptali yolunda verilen Daire kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiş olup, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 07/02/2018 tarih ve E:2017/681, K:2018/50 sayılı kararıyla; yapı ve tesislerde, kullanıcıların, çalışanların veya müşterilerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan yukarıda sayılan mekanların yapımına ilişkin harcamaların, konut yapımıyla doğrudan ilgili olmadığı, sosyal ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu alanların yapılmasının zorunlu olmasına dayanılarak, bu kapsamda yapılan harcamaların konutun inşasına yönelik olduğu sonucuna varılmasının yasal bir dayanağı da bulunmadığından, temyiz istemine konu Daire kararının, Tebliğin, “Örnek 2” bölümünün kısmen iptaline ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uyarlık görülmemiştir. Danıştay Dördüncü Dairesince, 30/05/2019 tarih ve E:2018/5023, K:2019/4297 sayılı kararla bozma kararına uyularak, Tebliğin, “Örnek 2” bölümüne ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; ara kararlara istinaden davalı idare tarafından verilen 27/10/2017 tarihli cevapta, ortak alanlardan dolayı yüklenilen katma değer vergisinin peyzaj, çevre düzenlemesi, çocuk parkı, havuz gibi sosyal ve kültürel alanların inşasına yönelik harcamaların bulunduğu, alışveriş merkezi gibi ortak alanlardan dolayı yüklenilen katma değer vergisinin hesaplanmadığı katma değer vergisi iade tasdik raporunu düzenleyen Yeminli Mali Müşavir tarafından … tarih … sayılı dilekçe ile beyan edildiğinin bildirildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 03/11/2017 tarihli dilekçe ekindeki belgelerden ise, ortak alanlarla ilgili yapılan harcamaların “satış ofisi dekorasyon, ortak yeşil alanlar, gölet işleri, çocuk parkı, spor tesisleri, koruyucu duvar” yapımından kaynaklandığı görülmüştür.
Her ne kadar Mahkemece, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin 3.1.3.1. bölümünde yer alan, ”Örnek 2” kısmında, sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere sayılan çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı gibi alanların inşası için yapılan harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, Anayasanın 2’nci maddesinde, Devletin niteliklerinden biri olarak ifade edilen sosyal hukuk devleti ilkesi gereği sosyal ihtiyaçlardan olduğu, iade edilecek katma değer vergisi hesabına dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle iptaline yönelik Danıştay Dördüncü Dairesi, 02/03/2017 tarih ve E:2014/4835, K:2017/2170 sayılı kararına dayanılarak, ortak alanlara isabet eden harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iadesi talebinin davalı idare tarafından reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmişse de, söz konusu Daire kararının, 3. İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulaması başlıklı düzenlemenin 3.1.3. İade Hesabına Dahil Edilebilecek Yüklenilen Katma Değer Vergisi bölümünde ” 3.1.3.1 Genel Olarak ” alt başlığı ile yapılan düzenlemede yer alan ” Örnek 2 ” bölümünün iptaline ilişkin kısmı Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 07/02/2018 tarih ve E:2017/681, K:2018/50 sayılı bozma kararı üzerine Tebliğin, “Örnek 2” bölümüne ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğinden, davacı şirket tarafından “ortak yeşil alanlar, gölet işleri, çocuk parkı, spor tesisleri ve koruyucu duvar” ‘ların inşasına yönelik yapılan harcamalardan dolayı yüklenilen katma değer vergisi iade başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair kararı onayan Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2015 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, 2014 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmının … ve …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla, indirimli oran kapsamında satılan konutlar nedeniyle ortak alanlara isabet eden harcamalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmının oybirliğiyle BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının 2014 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

(XX) KARŞI OY :
Vergi Dava Dairesi kararının, 2015 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade alacağının iadesine ilişkin başvurusunun reddine ilişkin işlemi iptal eden kısmı bakımından;
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28’inci maddesiyle, katma değer vergisi oranının, vergiye tabi her bir işlem için %10 olduğu hükme bağlanmış, Bakanlar Kurulu, bu oranı, dört katına kadar artırmaya, %1’e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkili kılınmıştır.
Verilen yetki uyarınca, mal teslimleri ile hizmet ifalarına uygulanacak katma değer vergisi oranlarını belirleyen 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1’inci maddesiyle net alanı 150 m²’ye kadar konut teslimleri için katma değer vergisi oranı (%1) olarak tespit edilmiş, 2’nci maddesiyle de bu Karar kapsamındaki mal ve hizmetleri tanımlamaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “2.1.3.Net alan” başlıklı bölümüyle, Bakanlar Kurulu Kararı ile (%1) oranında katma değer vergisine tabi olduğu belirtilen “net alanı 150 m²’ye kadar konut” teslimde esas alınacak net alan tanımlaması, Bakanlar Kurulu Kararının 2’nci maddesinin verdiği yetki uyarınca Maliye Bakanlığınca yapılmıştır.
26 Nisan 2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin, III.Matrah, Nispet ve Oran başlıklı bölümünün B.Oran alt bölümünde yer verilen düzenlemenin 2.1.3.Net alan başlıklı bölümünde;
“””Net alan deyimi “konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alan” olarak tanımlanan faydalı alanı ifade etmekte olup, plan ve proje gereği konut dışında bir amaçla kullanılacak bölümleri de ihtiva eden inşaatlarda indirimli oran sadece konut olarak kullanılacak bölümlere uygulanır.
Net alanın hesaplanması konusunda aşağıdaki şekilde hareket edilir:
a) Balkon, kömürlük, garaj, asansör boşluğu ve benzeri yerler, konutlardan ayrı olarak kullanılmaları mümkün olmadığından prensip olarak net alan hesabına dahildir.
b) Faydalı alan genel olarak duvar yüzlerinde 2,5 cm sıva bulunduğu kabul edilerek, proje üzerinde gösterilmiş bulunan kaba yapı boyutlarının her birinden 5’er cm. düşülmek suretiyle hesaplanır.
Ancak;
-Konutlarda kapı ve pencere şeritleri, duman ve çöp bacası çıkıntıları, ışıklıklar ve hava bacaları, -Karkas binalardaki kolonların duvarlardan taşan dişleri, -Bir konuttaki balkonların veya arsa zemininden 0,75 m.den yüksek terasların toplamının 2 m²’si çok katlı binalarda yapılan çekme katların etrafında kalan ve ticaret bölgelerinde zemin katların komşu hududuna kadar uzaması ile meydana gelen teraslar, -Çok katlı binalarda genel giriş, merdiven, sahanlıklar ve asansörler, -İki katlı tek ev olarak yapılan konutlarda iç merdivenlerin altında 1,75 m. yüksekliğinden az olan yerler, -Bodrumlarda konut başına bir adet, konutun bulunduğu bina dışında konut başına 4 m²’den büyük olmamak üzere yapılan kömürlük veya depo, -Kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı dairesi, müşterek hizmete ayrılan depo, çamaşırlık, -Bina içindeki garajlar ile bina dışında konut başına 18 m2’den büyük olmamak üzere yapılan garajlar,
faydalı alan dışındadır.
Bina dışındaki kömürlük ve depoların 4 m²’yi, garajların 18 m²’yi aşan kısmı, ait oldukları konutun faydalı alanına dahil edilirler.””” düzenlemesi getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ihtilaf konusu taşınmazlardan A34-36 Blok 1 ve 3 nolu 4 adet dairenin teras olmadan toplam 139,88 m2, teras dahil ise 160,43 m2 olduğu, B38 Blok 87 ve 88 nolu 2 adet dairenin teras olmadan toplam 134,48 m2, teras dahil ise 148,64 m2 olduğu, H8-9-10 Blok 1 ve 2 nolu 6 adet dairenin teras olmadan toplam 143,99 m2, teras dahil ise 177,34 m2 olduğu, yapılan ara karara istinaden davalı idare tarafından sunulan ve 26/07/2017 tarihinde kayda giren belgeye göre, konutların bir kısmı bakımından, net kullanım alanının 26 Nisan 2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğine göre 150 m²’yi geçtiği fakat Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre ise geçmediğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkemenin, net alanı 150 m²’ye kadar konutun tanımlanmasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin dikkate alınması gerektiği yönündeki gerekçesine katılmamakla birlikte, aksini ispat külfeti üzerinde olan davalı idare tarafından ihtilaflı konutların Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğine göre 150m²’yi geçtiği konusunda bilgi ve belge sunulmadığından davacı şirketin 2015 fatura tarihli konut teslimleri nedeniyle indirimli orandan doğan katma değer vergisi iade başvurusunun reddine ilişkin işlemde belirtilen gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.