Danıştay Kararı 4. Daire 2019/405 E. 2023/924 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/405 E.  ,  2023/924 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/405
Karar No : 2023/924

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Metal Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, yatırıma katkı tutarının yatırımın tamamlandığı yıldan devreden kısmının, izleyen yılda yeniden değerleme oranında artırılırak dikkate alınması gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen ve yıl içinde kesinti yoluyla ödenen vergiler ve ödenen geçici vergiler nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisinin doğmadığı 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yapılan tahakkukun itirazlı kısmının kaldırılması ile yararlanılamayan yatırıma katkı tutarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112/4. maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yatırım teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirdiği ve 2015 yılında tamamlanan yatırımlardan elde ettiği kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulamak suretiyle yatırıma katkı tutarından yararlanan davacı şirketin, 07/09/2016 tarihinde yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanunu ve 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğindeki düzenleme uyarınca, kalan yatırıma katkı tutarından 2016 yılında yeniden değerleme oranında artırılarak yararlanabileceği açık olduğundan, anılan düzenlemelere aykırı olarak Tebliğde yer verilen örnek uyarınca davacı şirketin ihtirazi kayıtla verdiği beyannamesinde, kalan yatırıma katkı tutarına 2016 dönemi için yeniden değerleme oranında artırım uygulanmaksızın fazladan tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı, faize ilişkin ise, dava konusu verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesi uyarınca verginin tahsil edildiği tarihten düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, davacı her ne kadar beyannamesini ihtirazi kayıtla vermiş olsa da davacıya ihtirazi kayıtla beyanname vermesini gerektiren bir işlem tesis edilmediği ya da bilgilendirme yapılmadığı, dolayısıyla idarece tesis edilmeyen bir işlem hakkında idareyi savunma yapmak durumunda bırakıldığı bu yönüyle davanın usulden reddi gerektiği, ayrıca davacının gerek Kanun’da gerekse Tebliğde yer alan şartları taşıyıp taşımadığını ispatla mükellef olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Kanun’da yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda endeksleme yapılabileceği düzenlendiği ve dolayısıyla Kanun gereğince 2015 yılında tamamlanan bir yatırıma ilişkin devreden katkı payı tutarının 2016 yılından başlayarak endekslenebilmesi mümkün kılınmış iken, Tebliğ’deki örnek ile en erken 2017 yılında endekslenerek uygulanacağı düzenlenmesi ve 2016 yılının zımnen reddedilmiş olduğu Kanunla mükelleflere tanınan bir hakkın kısıtlandığı ve bu yolla hak kaybına sebep olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.