Danıştay Kararı 4. Daire 2019/3731 E. 2023/572 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/3731 E.  ,  2023/572 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3731
Karar No : 2023/572

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Çelik Metal Demir Makina Hırdavat Otomotiv Plastik Maden Taşımacılık İnşaat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.. , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında, sahte fatura kullanıldığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2014/3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ihtilaflı dönemde davacının fatura aldığı Dörtyol Vergi Dairesi mükellefi … Metalurji Nakliyat İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler, düzenlenen faturaların sahte belge niteliğinde olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığından bahsi geçen firmadan alınan faturalar nedeniyle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı mükellefin sahte faturaları temin ettiği alt mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda faturaların sahte olduğu hususu yeterli ve hukuken geçerli tespitlerle ortaya konulduğundan bahisle dava konusu tarhiyatların hukuka uygun olduğu belirtilerek söz konusu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ve Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Dörtyol Vergi Dairesi mükellefi … Metalurji Nakliyat İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; demir cevherleri ile kömür toptan ticareti faaliyeti ile iştigal eden mükellefin 30/06/2016 tarihinde mükellefiyetinin resen son bulduğu, mükellef kurumun ortaklarının … ve … olduğu, mükellef kuruma ait defter belge isteme yazısının tebliğ edilmesine rağmen incelemeye defter belge ibraz edilmediği, ilgili kurum hakkında 15/09/2010 tarihinde yapılan yoklamada mükellefin işe yeni başladığı, torna malzemelerinin satışının yapılacağı, yıllık kirasının 1000 TL olduğu, ancak araç ya da gayrimenkul sahibi olunmadığı; 13/05/2013 tarihli yoklamada ödevli şirketin fiilen faaliyette bulunmadığı, şirket deposunun olmadığı, işyerinde 250 ton çelik boru kesme makinesi ve baskül bulunduğu; 17/06/2015 tarihli yoklamada ise mükellefin gayrifaal olduğu ve hangi adrese taşındığının ve ortaklarının kim olduğunun bilinmediği hususlarının tespit edildiği; mükellef kurumun 2011 hesap dönemi sonrasında defter tasdik bilgilerine rastlanılmadığı ancak sevk irsaliyeleri, fatura ve irsaliyeli faturaların bastırıldığı, mükellef kurum tarafından 2012 yılında 54.055,42 TL, 2013 yılında 127.141,48 TL safi kurum kazancı beyan edildiği, 2014 yılında beyan edilen kazancın bulunmadığı, 2012/1-12. döneminde mükellef kurum tarafından 1.989.355,31 TL KDV matrahı ve 1.376,82 TL ödenecek KDV, 2013/1-12 döneminde 15.241.467,64 TL KDV matrahı ve 226.460,23 TL ödenecek KDV, 2014/1-12.döneminde ise 28.673.418,51 TL KDV matrahı ve 0,00 TL ödenecek KDV beyan edildiği; mükellef kurumdan mal ve hizmet aldıklarını form Bs ile bildirenlerin beyanlarına göre, mükellefin 2012 yılında 1.876.823,00 TL, 2013 yılında 15.066.000,00 TL, 2014 yılında, 28.251.311,00 TL mal ve hizmet satışı olduğu, mükellef kurumun 2012 yılında Ba bildiriminde %30 oranında kendi adına alış gösterdiği, 2012 yılında mal ve hizmet alımı yaptığı firmaların bir kısmı hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, sahte belge düzenlediği tespit edilen firmalardan yapılan alımların söz konusu dönem için toplam alışların %50’sini oluşturduğu, bu oranın 2013 yılında %82 olduğu, 2014 yılında mal ve hizmet alımı yapılan firmaların ise sahte belge kullanma veya düzenlemekten dolayı incelemede olduğu; mükellef kurumun 2012, 2013 ve 2014 yıllarında tahakkuk eden 296.465,96 TL borcunun, 35.303,92 TL’sinin tahsil edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin belirtilen hasılatı gerçekleştirebilecek, emtia, şube, depo ve araç gerecinin yani ticari kapasitesinin bulunmadığı, yasal defterlerin tasdik ettirilmediği, tahakkuk eden vergi borçlarının büyük bir kısmı için ödeme yapmadığı, Ba-Bs formlarının uyumsuz olduğu, mal alımında bulunduğu mükelleflerin büyük çoğunluğu hakkında sahte fatura düzenleme tespitleri bulunduğu dikkate alındığında, mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimine dayanmadığı sonucuna varılmış olup aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.