Danıştay Kararı 4. Daire 2019/340 E. 2023/1497 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/340 E.  ,  2023/1497 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/340
Karar No : 2023/1497

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … İnş. Tic. Paz. ve San. Ltd. Şti.’nin vergi borçları nedeniyle şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ortaklar kurulu kararlarının noterliklerce onaylandığı tarihler olan 17/08/2007 ila 06/10/2008 tarihleri arasında şirket ortağı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu tarihler arasında şirkete ait ve tahsil edilemeyen vergi borçlarından sorumlu olması gerekeceği, bu durumda, dava konusu … sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan 2008 yılına ilişkin damga vergileri ile … sayılı ödeme emirleri içeriğinde yer alan 2008 yılına ilişkin özel usulsüzlük cezasına ilişkin borçların beyan, tahakkuk ve vade tarihleri itibarıyla davacının şirket ortaklığından ayrıldığı dönemden sonrasına rastlaması nedeniyle davacının sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığından, dava konusu … sayılı ödeme emrinin 2008/01-12 dönemi damga vergilerine dair kısmı ile … sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan 2007 ve 2008 muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcına ilişkin borçların ise, davacının şirket ortaklığının sona ermesinden uzun bir süre sonra şirket kanuni temsilcisi olan şahsın defter ve belge ibraz etmeme eylemi sonucu resen yapılan tarhiyat neticesinde ortaya çıkan borçlar olduğu, davacının ortak olduğu döneme ilişkin resen tarhiyatın dayanağı olarak başkaca bir hususun da ileri sürülmediği görüldüğünden, bu haliyle ödeme emrine konu borçların ortaya çıkmasında sorumluluğu olmayan ve aynı zamanda anılan borçların doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemlerde şirketle hukuki ve fiili olarak herhangi bir ilişkisi bulunmayan davacı adına bu borçların tahsili amacıyla düzenlenen … sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … nolu ödeme emri içeriğinde yer alan 2008/04-06. dönemine ilişkin geçici vergiye ait gecikme zammı borcuna gelince; söz konusu borcun doğduğu ve ödenmesi gerektiği tarihlerde şirket ortağı olan davacı adına, asıl borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde ödenmeyen ve yapılan malvarlığı araştırması sonucunda da şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinin bu kısmı bakımından hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Limited şirketlerin amme borçları” başlıklı 35. maddesinin birinci fıkrasında, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları öngörülmüştür.
Belirtilen hükme göre, limited şirket ortakları, şirketin ödenmeyen ve şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklardır. Ortaklık hissesine bağlı olan bu mesuliyetleri ise, ortaklıktan ayrılsalar bile, ortaklık dönemine ait borçlarla sınırlı tutulacaktır. Bu düzenlemenin değerlendirilmesinden, şirket ortaklığından ayrılmış olsa da, ödeme emri ile takip edilen kamu alacaklarının doğduğu dönemde şirket ortağı olan kişilerin bu borcun ödenmemesinden sadece ortak olduğu dönemlerle ve hissesi oranıyla sınırlı olarak sorumlu olacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta 17/08/2007 ila 06/10/2008 tarihleri arasında şirket ortağı olan davacının, sorumlu olduğu döneme göre sermaye miktarı veya sermaye hissesi gözönünde bulundurularak takip edilip edilmediği, amme alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususları da değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerekeceğinden, Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.