Danıştay Kararı 4. Daire 2019/3228 E. 2023/1075 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/3228 E.  ,  2023/1075 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3228
Karar No : 2023/1075

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkalığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2016 yılı için ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin 11.729.667,70 TL’lik kısmının kaldırılması ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın kat karşılığı olarak müteahhit firmaya verilen arsaya karşılık elde edilen binalara ilişkin fazladan tahukkuk edilen 6.123.941,38 TL kurumlar vergisinin iptali talebine ilişkin kısmı yönünden; olayda, davacı şirket ile müteahhit firma arasında 11/12/2007 tarihinde Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında, arsa karşılığında davacı şirketin payına düşen 65 adet rezidansın 2016 yılında teslim edildiği ve bu kısma ait müteahhit firma faturasının 30/04/2016 tarihinde düzenlendiği, söz konusu rezidansların arsa maliyet bedelinin 3.552.574,00 TL, müteahhit firma tarafından gerçekleştirilen inşaatın maliyet bedelinin ise 9.448.350,00 TL olduğu, yapılan hesaplamalara göre, teslim alınan 65 adet rezidans nedeniyle davacı tarafından beyan edilmesi gereken kurum kazancı, aktiften çıkacak 3.552.574,00 TL arsa payı maliyet bedeli ile aktife girecek 11.341.797,10 TL arasındaki fark olan 7.789.223,10 TL olacağından, davacının ihtirazi kaydı kabul edilmemek suretiyle 2016 yılında teslim alınan 65 adet rezidans için beyan edilen 38.408.930,00 TL kurum kazancının (38.408.930,00 TL – 7.789.223,10 TL=) 30.619.706,90 TL’lik kısmına isabet eden (30.619.706,90 x 0,20 =) 6.123.941,38 TL kurumlar vergisi tahakkukunda hukuka uygunluk bulunmadığı; uyuşmazlığın amortismanları reddedilen ve 2016 yılında satışı gerçekleştirilen 2 adet hava taşıtının kazancı hesaplanırken bu taşıtlara ait reddedilen amortisman tutarının maliyet olarak dikkate alınmaması üzerine fazladan tahakkuk edilen 5.605.726,32 TL kurumlar vergisine ilişkin kısmı yönünden; davacı şirketin aktifine kayıtlı olan 2 adet hava aracı nedeniyle ayrılan ve gider olarak yazılan amortisman tutarlarının davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında kabul edilmeyen indirim olarak değerlendirilerek reddedildiği, daha sonra bu hava araçlarının 2016 yılında satıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın da 2016 yılında yapılan satış nedeniyle elde edilen kurum kazancından reddedilen amortismanların düşülüp düşülemeyeceğine ilişkin olduğu, hava taşıtlarına ait amortisman giderlerinin ilgili yıl kurumlar vergisi matrahından indirilmediği hususunun taraflar arasında sabit olduğu, bu durumda, mükerrer vergilendirmenin önüne geçebilmek için hava taşıtlarının satışı nedeniyle elden çıkarılması sırasında reddedilen amortisman giderlerinin maliyet olarak dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla, davacı şirketin aktifine kayıtlı olan 2 adet hava aracının 2016 yılında satışı nedeniyle kurum kazancı hesaplanırken 2010-2012 yıllarında ayrılan ancak reddedilen toplam 28.028.631,68 TL amortisman tutarına isabet eden (28.028.631,68 x 0,20 =) 5.605.726,32 TL kurumlar vergisi tahakkukunda da yasal isabet bulunmadığı; davacının faiz istemine gelince; davaya konu vergi kesintilerinin, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.