Danıştay Kararı 4. Daire 2019/2593 E. 2023/833 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/2593 E.  ,  2023/833 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2593
Karar No : 2023/833

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kırtasiye Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2012/5,6,7,8 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ihtilaf konusu dönemde emtia ve hizmet satın aldığı Başkent Vergi Dairesi mükellefi … Grup Proje Müh. Kırt. Bilg. Kopy. Otom. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporununki tespitlerden, adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte belge niteliğinde olduğu hususu somut bir şekilde ortaya konulamadığından, vergi ziyaı cezalı vergilerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Başkent Vergi Dairesi mükellefi … Grup Proje Müh. Kırt. Bilg. Kopy. Otom. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda, şirketin 10/11/2010 tarihinde kırtasiye ürünlerinin parekende ticareti faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, ortaklarının … ve … olduğu, şirket hakkında 15 adet inceleme yazısı bulunduğu, 27/07/2015 tarihli defter ve belge isteme yazısının şirket yetkilisinin ikametgah adresine tebliğ edildiği, … tarafından 6 klasör gelir-gider belgesi ile 2 klasör tahsilat belgesinin incelemeye sunulduğu, klasör içerisinde yer alan ve banka kanalıyla yapılan ödemeler incelendiğinde, şirkete banka aracılığıyla yapılan ödemelerin büyük kısmının aynı gün (hatta birkaç dakika) içerisinde hesaptan çekildiğinin görüldüğü, bu nedenle gerçek birer ödeme olmadığı ve işlemlere gerçeklik görüntüsü kazandırmak için söz konusu banka muamelelerinin yapıldığı kanaatine varıldığı, şirketin sahte fatura düzenlediği yönüne ihbarda bulunulduğu, 22/11/2010 tarihli işe başlama yoklamasında, işyeri büyüklüğünün 80m² civarında olduğu, şirketin belirtilen adreste 10/11/2010 tarihinden itibaren parekende olarak kırtasiye malzemesi, bilgisayar malzemesi satışı ve oto kiralama faaliyetinde bulunduğu, işyerinde yaklaşık 95.000,00 TL civarında mal mevcudu olduğu, demirbaş olarak tahta raflar, 1 adet bilgisayar, 3 adet fotokopi makinesi olduğunun tespit edildiği, bu tarihten sonra gönderilen tebligatların mükellef kuruma ulaşamaması nedeniyle adresten taşındığının anlaşıldığı, 2012, 2013 ve 2014 hesap dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin, 2012/4. döneminden sonraki dönemlere ilişkin geçici vergi beyannamelerinin, Şubat/2013 döneminden sonraki dönemlere ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin, Ocak-Mart/2013 döneminden sonraki dönemlere ilişkin muhtasar beyannamelerin verilmediği, verilen katma değer vergisi beyannamelerinde ise beyan edilen matrahların çok yüksek tutarlarda olduğu, ödenmesi gereken katma değer vergisinin cüz’i miktarlarda olduğu, 2010, 2012, 2013 yıllarına ait defterlerinin tasdikli olduğu, ancak 2011 ve 2014 yıllarına ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, ödenmemiş 74.091,47 TL vergi borcunun bulunduğu, GİB İntranet Sistemi üzerinden yapılan sorgulamada mükellefin adına kayıtlı herhangi bir aracın olmadığının tespit edildiği, Ba ve Bs formları arasında uyumsuzluk bulunduğu, 2010 yılında Ba formunda 2.740.490,00 TL mal ve hizmet alışı beyan edilmesine karşın 1.861.194,00TL mal ve hizmet satışının bildirildiği, mükellef tarafından 2010/Kasım döneminden 2011/Haziran dönemine kadar işçi çalıştırıldığına dair bir beyanda bulunulmamasına karşın 80 m2 alanda ilgili dönemde 6.185.672,25 TL teslim ve hizmet bedeli beyan edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında şirket çalışanı olarak gösterilen kişilerin bir kısmının ifadelerinde, şirketle ilgilerinin bulunmadığını beyan edildiği, şirketin 2010 yılında 1.575,84 TL, 2011 hesap döneminde 89.150,37 TL, 2012 hesap döneminde 13.921,94 TL, 2014 hesap döneminde 60.101,71 TL tutarında sahte olduğu tespit edilemeyen alışları olduğu, dolayısıyla şirketin sahte belge ticaretini gizlemek için ilgili hesap dönemlerinde küçük çapta faaliyetinin olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin belirtilen ciroyu gerçekleştirebilecek, emtia, şube, işçi, deposu ve araç gerecinin yani ticari kapasitesinin bulunmadığı, vergisel ödevlerini yerine getirmediği, Ba-Bs formlarının uyumsuz olduğu, mal alışlarının gerçek durumu yansıtmaması, banka aracılığıyla mükellefe yapılan ödemelerin büyük kısmının aynı gün (hatta birkaç dakika) içerisinde hesaptan çekilmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında şirket çalışanı olarak gösterilen kişilerin bir kısmının ifadelerinde şirketle ilgilerinin bulunmadığını beyan etmeleri hususları dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemlerde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.