Danıştay Kararı 4. Daire 2019/2067 E. 2023/372 K. 30.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/2067 E.  ,  2023/372 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2067
Karar No : 2023/372

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, özel halk otobüsü ve hattının satış bedelinin düşük beyan etmek suretiyle bir kısım hasılatın kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2012/9 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının 2012 dönemi gelir vergisi tarhiyatına ilişkin uyuşmazlıkta Mahkemelerinin E:… ve K:… sayılı kararı ile vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatlarının tasdikine karar verildiğinden 2012 yılı beyan dışı bırakılan hasılatın katma değer vergisi matrahına eklenmesi sonucu resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı Vekili tarafından, 193 sayılı Kanun’un geçici 88. maddesi uyarınca davadan vazgeçtikleri mahkeme ve vergi dairesi başkanlıklarına bildirdikleri, verilen dilekçelerin işleme ve dikkate alınmadığı, tarhiyat yapılabilmesi için vergiyi doğuran olayın gerçeğe en yakın şekilde ortaya konulması ve bununla ilgili somut kanıtların açıklıkla saptanması gerektiği, vergi inceleme raporunun eksik incelemeye dayalı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İstinafa konu kararın davacı vekiline tebliğ tarihi olan 03/07/2018 tarihini takip eden günden başlayan ve son günü adli tatile rastlaması nedeniyle 07/09/2018 günü mesai saati bitimine kadar uzayan istinaf başvuru süresi geçirildikten sonra 01/10/2018 tarihinde kayda giren dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulduğu görüldüğünden istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken istinaf isteminin reddine karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Davacı adına, özel halk otobüsü ve hattının satış bedelinin düşük beyan etmek suretiyle bir kısım hasılatın kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2012/9 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Vergi Dava Dairesi istinaf isteminin reddine dair karar temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde verginin konusunu teşkil eden işlemlerin neler olduğu sayılmış, aynı Kanun’un 19/1. maddesinde ise, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanun’a eklenmek veya bu Kanun’da değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada; davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporunda yer alan ifadeler, banka hesap hareketleri, piyasa araştırmaları çerçevesinde davacının satışını yaptığı hatlı otobüse ilişkin beyan dışı hasılatının bulunduğu açık ve net olarak ortaya konulduğu anlaşıldığından tespit edilen beyan dışı hasılatın, doğrudan doğruya matrah olarak alınmadığı; gerek beyan edilen gerekse beyan edilmesi gereken miktarlar üzerinden maliyet hesabı yapılması suretiyle matrah tespiti yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacının, kanun yolu aşamalarında ileri sürdüğü 193 sayılı Kanun’un geçici 88. maddesi uyarınca davadan feragat ettiğine ilişkin dilekçe ile muhteviyatı istemin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 19/1. maddesi uyarınca katma değer vergisi bakımından geçersiz kılınması karşısında resen tarh edilen 2012/9 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.