Danıştay Kararı 4. Daire 2019/1596 E. 2022/8592 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/1596 E.  ,  2022/8592 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1596
Karar No : 2022/8592

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Petrol Ürünleri Kimya Sanayi İthalat ve İhracat Ltd. Şti.’nin ödenmeyen 196.465,10 TL tutarındaki vergi borçları nedeniyle şirket ortağı sıfatıyla tapuda adına kayıtlı ”İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde” bulunan gayrimenkul üzerine haciz uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idare tarafından, haczedilen evin davacının haline münasip evi olup olmadığı ve evin satılmasından sonra kalan parayla davacının haline münasip bir ev alabileceği ortaya konulmadan tesis edilen haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dosya ve UYAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede; … Petrol Ürünleri Kimya Sanayi İthalat ve İhracat Ltd. Şti.’nin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinde yer alan kamu alacakları nedeniyle … tarih ve …, …, …, … sayılı haciz bildirileri ile davacının beş (5) ayrı taşınmazına konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “asıl borçlu şirketin vergi borçları nedeniyle şirket ortağı sıfatıyla davacı adına ödeme emri tanzim ve tebliğinden sonra davacının beş (5) ayrı taşınmazına … tarih ve …, …, …, … sayılı haciz bildirileri ile şirketin 196.465.10 TL tutarındaki borcu için haciz konulduğu, hacizlerle ilgili davacıya herhangi bir tebligat yapılmadığı, şirket vergi borçlarının şirket ortağı sıfatıyla davacıdan takip ve tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin haciz bildirilerinin düzenlenmesinden önce davalı idare tarafından takipten kaldırıldığı, … tarih … ve … sayılı ödeme emirlerinin ise … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, davacının davalı idareye … tarih ve … evrak kayıt nolu başvurusu üzerine verilen cevaba göre davacı adına düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin borcun kapanması sebebiyle takipten kaldırıldığı ve davacıya tebliğ edilen … tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin muhteviyatı borçların ise davacı tarafından ödenmediğinin anlaşıldığı, 10/11/2015 tarihli ara kararına davalı idare tarafından verilen cevabi yazıda, davacının taşınmazlarının haczine ilişkin haciz bildirilerinin her birinde yer alan 196.465.10 TL tutarındaki borcun davacının şirketteki hissesine isabet eden borç miktarı olmadığı ve haciz bildirilerine sehven şirket borcunun tamamının yazıldığının belirtildiği, dolayısıyla, davacının beş (5) ayrı taşınmazı haczedilirken davacının şirket ortağı sıfatıyla ödenmesinden sorumlu tutulduğu borç miktarının dikkate alınmadığı, ayrıca, gerek hacizlerin konulması esnasında, gerekse, davacının hacizlerin kaldırılması istemiyle yaptığı başvuru üzerine davacının taşınmazlarının değeri hakkında ve taşınmazlar üzerinde başka hacizler olup olmadığı ile başka hacizler varsa bu hacizlere konu borçlar hakkında herhangi bir tespit yapılmadığının anlaşıldığı, ayrıca, 18/09/2015 tarihli ara kararı ile davalı idareden istenen …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerine istinaden düzenlenen haciz varakalarının incelenmesinden, davacı tarafından ödenmeyen bu varakalara konu amme alacağının toplam miktarının dava dilekçesinde belirtildiği gibi 6.614,62 TL olduğunun görüldüğü, bu durumda, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilmesi ve haciz yapılırken davalı idare ile birlikte borçlu davacının menfaatleri de gözetilmesi gerektiğinden, davalı idare tarafından gerek hacizlerin konulması esnasında, gerekse, davacının hacizlerin kaldırılması istemiyle yaptığı başvuru üzerine davacının sorumlu olduğu şirket borç miktarı doğru olarak tespit edilmeksizin ve hacze konu taşınmazların değeri ile taşınmazlar üzerinde başka hacizler olup olmadığı araştırılmaksızın şirket borcunun tamamı için yapılan dava konusu haciz işlemlerinin 6.614,62 TL tutarındaki borç miktarını aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu haciz işlemlerinin 6.614,62 TL tutarındaki borcu aşan kısmının iptaline, 6.614,62 TL tutarındaki borç için konulan haczin kaldırılması isteminin reddine karar verildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiği, davalı idare tarafından mahkeme kararında belirtilen 6.614,62 TL’nin davacı tarafından ödenmemesi ve haczin kısmen kaldırılmasının söz konusu olmaması nedeniyle konulan hacizlerin kaldırılmadığı, bunun üzerine davacının daha önce dava konusu yaptığı tapuda adına kayıtlı İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan gayrimenkule haciz konulmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle davalı idareye yaptığı sözlü başvuruya davalı idare elemanlarının haczin kaldırılmayacağına ilişkin sözlü beyanları dikkate alınmak suretiyle tapuda adına kayıtlı İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan gayrimenkule haciz konulmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle görülmekte olan iş bu davayı açtığının anlaşıldığı, davacının İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan taşınmazı üzerine uygulanan … tarih ve … sayılı haciz işlemi hakkında … Vergi Mahkemesi tarafından E:…, K:… sayılı dosyada hüküm tesis edilmiş ise de, dava dilekçesi ekinde yer alan belgede, davacıya ait taşınmazı üzerinde 196.465,10 TL tutarındaki haczin devam ettiği, anılan Mahkeme kararında 6.614,62 TL tutarındaki haczin yerinde olduğu yönünde verilen kararın idare tarafından uygulanmadığı görülmekte olup bahsi geçen taşınmaz üzerinde tatbik olunan haczin davacının menfaatini etkilemeye devam etmesi nedeniyle davanın esasının incelenebileceği sonucuna varıldığı, bu durumda, Mahkemece davacının ortak olduğu şirketin ödenmeyen ve şirketten tahsil edilemeyen, tahsil edilemeyeceği de anlaşılan 6.614,62 TL vergi borcu için haciz işleminin kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş ise de, bu davanın konusunu oluşturan gayrimenkul dışında … tarih ve …, …, … sayılı haciz bildirileri ile davacıya ait 3 tarla 1 arsa üzerine de haciz işlemi tesis edildiğinden, haczedilen evin, davacının haline münasip evi olup olmadığı ve evin satılmasından sonra kalan parayla davacının haline münasip bir ev alabileceği ortaya konulmadan uygulanan dava konusu haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, haciz şerhinin mükellefin taşınmaz üzerindeki kullanım tasarrufunu engellemediği, haciz işleminin, taşınmazın hâline münasip ev kapsamının dışında olduğu için tesis edildiği, ayrıca henüz satış işlemine başlanılmadığı için herhangi bir hak ihlâline de sebebiyet vermediği, kanun koyucu tarafından borçlunun hâline münasip evinin haczedilemeyeceğini belirtirken bilinçli olarak hâline münasip evin yorumunun idareye bırakıldığı, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.