Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/152 E. , 2023/125 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/152
Karar No : 2023/125
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Deri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2013/1 ila 5, 9 ve 10 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Uşak Vergi Dairesi mükellefi … Deri Tekstil Kimya Gıda Konfeksiyon San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığından adı geçen mükelleften alınan faturalardan kaynaklı cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık, Seyhan Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin ise sahte fatura düzenlediği hususunu kanıtlamaya yeterli olmadığından tarhiyattın buna ilişkin kısmı ve somut bilgiler ihtiva eden bir tespit olmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz dilekçesinde kararın redde ilişkin kısmı bakımından ileri sürdüğü iddialar ile davalı idarenin özel usulsüzlük cezasına ilişkin ileri sürdüğü iddialar kararın buna ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin kararın Seyhan Vergi Dairesi mükellefi …’dan alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyatlara ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı Seyhan Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellefin ayakkabı imalatı işi ile iştigal etmek üzere 24/11/2011 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, vergi dairesi tarafından 31/08/2013 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, 24/11/2011 tarihli işe başlama yoklamasında; iş yerinde 1 işçi çalıştırdığı, Çermik/Diyarbakır adresinden Seyhan/Adana adresine mükellefiyetini nakil ettirdiği, Çermik/Diyarbakır adresinde bulunan iş yerinin şube olarak faaliyet göstereceği, iş yerinde 1 adet ayakkabı ısıtma fırını, 1 adet pres makinesi, 1 adet saya makinesi, 1 adet ayakkabı traş makinesi, 3 adet tezgah masası, muhtelif el aleti olduğu, tüm makine ve aletlerin ikinci el olduğu, iş yerinde işlenmek üzere 30.000 desi deri bulunduğunun tespit edildiği, adres değişikliği sebebiyle 15/01/2013 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin 40 m2 olduğu, iş yerinin su aboneliğinin bulunmadığı, elektrik aboneliğinin ise … adına kayıtlı olduğu, iş yerinde 2 işçi çalıştığı, iş yerinde muhtelif ayakkabı derisi ve meşin bulunduğu, satışa hazır 300 civarında ayakkabı bulunduğunun tespit edildiği, 25/10/2013 tarihinde mükellefin şube olarak gösterdiği Çermik/Diyarbakır da bulunan iş yerinde yapılan yoklamada; iş yerinin kapalı olduğu, iş yerinde herhangi bir faaliyetin bulunmadığının tespit edildiği, 07/10/2013 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin bir kaç aydır sürekli kapalı olduğunun tespit edildiği, 04/11/2013 tarihli yoklamada; iş yerinin sürekli kapalı olduğunun tespit edildiği, mükellefin vadesi geçmiş ve bugün ödenmesi gereken vergi borcunun toplam 18.996,48-TL olduğu, ödenen verginin bulunmadığı, 2013/Ocak-Eylül döneminde toplam 1.955.848,56-TL KDV matrahı beyan edildiği, mükelleften mal alan firmaların Form Ba ile bildirdikleri tutarın 1.809.728,00-TL olduğu, mükellefin 2013/Ocak-Kasım döneminde Form Bs ile bildirdiği tutarın 4.589.566,00-TL olduğu, mükellefin kendisine 2013 takvim yılına ait defter ve belgelerini ibraz etmesi için tebligat yapılmış olmasına rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, mükellefiyetin 31/08/2013 tarihinde re’sen terkin edilmesine karşın 2013 Eylül ayında 1.407.509 TL, Ekim ayında 1.235.896 TL, Kasım ayında ise 723.050 TL Bs formu ile satış beyan ettiği tespitlerine yer verilerek mükellefin 2013 takvim yılında düzenlediği tüm faturaların gerçek bir ticari faaliyete dayanmayan komisyon karşılığı düzenlenen sahte fatura olduğu değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu mükellefin tanzim ettiği fatura içeriği mal ve hizmet teslimlerini sağlayacak anlamda sermaye yapısı, iş gücü, araç-gereç, depo veya kiralık başkaca bir iş yerinin bulunmaması, sahip olduğu kapasite ile beyan ettiği yüksek cirolara ulaşmasının ticari ve teknik icaplarla uyuşmaması, yüksek cirolar elde eden ve yüksek matrahlı katma değer vergisi beyan etmiş olan bir mükellefin adresinde bulunamaması ya da faaliyet yerinin boş ve kapalı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, şirket müdürüne ulaşılamaması, mükellef tarafından defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, mükellefin beyan ettiği KDV matrahları ile form Ba-Bs analizi ile elde edilen satış bildirimleri arasında ciddi manada uyumsuzlukların bulunması, yüksek tutarlı vergi borcunun bulunmasına rağmen ödenen verginin olmaması gibi hususlar birlikte dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemlerde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından temyize konu kararın buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, redde ilişkin kısmı ile kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının …’dan alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 12/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.