Danıştay Kararı 4. Daire 2019/1167 E. 2023/1670 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/1167 E.  ,  2023/1670 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1167
Karar No : 2023/1670

TEMYİZ EDEN TARAFLAR :
1- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
2- …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, şahsi mükellefiyetinden doğan amme alacakları ile ortağı olduğu … ve Hayvancılık Turizm Nakliye İnşaat Madencilik Orman Ürünleri Elektrik Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait amme alacaklarının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle terkin edilmesine dair talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve söz konusu amme alacaklarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının şahsi mükellefiyetinden kaynaklanan amme alacaklarının vadesinin 07/02/2010, 27/01/2011 ve 03/04/2014 tarihleri olması, alacakların tahsiline yönelik olarak düzenlenen ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesinde belirtilen süre içerisinde 12/10/2012 ile 06/08/2014 tarihlerinde davacıya tebliğ edilmesi ve tebliğ edilen ödeme emirleri nedeniyle anılan Kanun’un 103. maddesine göre tahsil zamanaşımı kesilerek, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden 2015 takvim yılı başından itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı, davacının taşınmazına konulan haciz ile tahsil zamanaşımı süresi yeniden kesildiğinden ve söz konusu amme alacaklarının tahsil zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından davacının şahsi mükellefiyetinden kaynaklanan amme alacaklarının terkin edilmesine ilişkin talebinin reddine dair işlemin bu kısmı açısından, hukuka aykırılık bulunmadığı; davacının ortağı olduğu şirkete ait amme alacaklarının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle terkin edilmesine dair talebinin reddine ilişkin işlem yönünden ise, davacıya, usulüne uygun olarak herhangi bir ödeme emrinin tebliğ edilmediği, dolayısıyla şirket ortağı olan davacı bakımından kesinleşmiş bir borcun bulunmadığı ve kesinleşmeyen borcun tahsili amacıyla da davacının malvarlığına haciz konulamayacağı, ayrıca asıl amme borçlusu şirketin borcu için davacının adına kayıtlı bulunan taşınmaza konulan haciz işleminin de Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile kaldırıldığı, davacının şahsi aracına konulan haczin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, şirket ortağı olan davacıya ait olup, şirket tüzel kişiliğine ait bir mal niteliği taşımayan aracın, şirket nezdinde devam eden cebri takip aşamasında, henüz ortağın takibi safhasına geçilmeden haczedilmesinin hukuki dayanağının bulunmaması nedeniyle asıl amme borçlusu şirkete ait borçlar için tahsil zamanaşımı süresini kesen bir neden olarak kabul edilemeyeceği, davacının ortağı olduğu şirkete ait amme alacağına yönelik ödeme emirlerinin asıl amme borçlusu şirkete en son tebliğ edildiği 2009 yılından sonra ve vadesi en son 2009 yılı olan amme alacakları için tahsil zamanaşımı süresinin dolduğu tarihe kadar zamanaşımı süresini kesen bir işlemin tesis edilmemiş olduğu ve davalı idare tarafından da zamanaşımı süresini kesen herhangi bir nedenin ileri sürülememiş olması karşısında, uyuşmazlık konusu işlemin bu kısmı açısından hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, temyiz isteminin kabulü ile kararın aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.