Danıştay Kararı 4. Daire 2018/8388 E. 2022/9142 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/8388 E.  ,  2022/9142 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/8388
Karar No : 2022/9142

TEMYİZ EDEN TARAFLAR :
1- …
VEKİLİ:Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, … tarih ve …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek amme alacağının kesinleştirilmesine rağmen asıl borçlu şirket tarafından ödenmediği, yapılan mal varlığı araştırılması sonucu, asıl borçlu şirketin hacze kabil mal varlığı bulunmadığından, asıl borçlu şirkete ait borçlar nedeniyle söz konusu dönemlerde şirketin ortağı ve kanuni temsilcisi olan davacının takip edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu … tarih ve …, … sayılı ödeme emri içeriği amme alacakları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı … tarih ve … sayılı … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin usule uygun tebliğ edildiğinden, belirtilen kısımlara ilişkin ileri sürülen iddialar hüküm fıkralarının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrine gelince, söz konusu ödeme emri ile takibe alınan borçların asıl borçlu şirket tarafından 25/05/2016 tarihinde ödenmesi üzerine yapılan tahsilat sonucunda 21/01/2016 tarihinde düzenlenen ve 23/03/2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin takipten kaldırıldığı, bu haliyle tahsilat nedeniyle takipten kaldırılan söz konusu ödeme emrinde karar verilmesine yer olmadığı, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği amme alacakları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerine isabet eden kısımlarına gelince, söz konusu şirkete düzenlenen ödeme emirlerinin 30/03/2016 tarihinde Daire de tebliğ edildiği tebliğ alındısında ifade edilemekte ise de, söz konusu tebligatın kime yapıldığının belirli olmadığının anlaşılmış olması karşısında, 213 sayılı Kanun’un 94. maddesinde belirtilen tebligatta yapılacak kimselerden olup olmadığı anlaşılamayan, kim olduğu belli olmayan şahsa yapılan tebliğin geçerli olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, dava konusu 2 ve 4 sayılı ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketteki karşılığı olan yukarıda sayılı ödeme emirlerine isabet eden kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, Dairelerince verilen … tarih ve E:… sayılı ara kararı üzerine gönderilen belgelerin ve eşleştirme tablosunun incelenmesinde, dava konusu 2016/2 sayılı ödeme emrinin 2011/6,10 dönemi gelir stopaj, 2011/9,10,11 dönemleri katma değer vergisi, 2010/10 dönemi tevkifat alınan damga vergisi, 2011/10 dönemi katma değer vergisi, 2011/5 dönemi gelir stopaj vergisi kısımları ile 2016/4 sayılı ödeme emrinin 2011/12 dönemi katma değer vergisi ve damga vergisi içerikli kısımlarının tahsil edildiğinin belirtilmiş olduğunun anlaşıldığından, belirtilen dönemlere isabet eden bu kısımlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemesince reddedilen ödeme emirlerinin, asıl mükellef, … Dış Ticaret Ltd. Şti.’ne usulüne uygun tebliğ edilmediği, şahsı hakkında 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin uygulanması ve söz konusu Kanun maddesine dayalı ödeme emri düzenlenmesi yasaya aykırı olduğu, şahsı adına düzenlenen ödeme emirlerinde yer alan vergi alacaklarının zamanaşımına uğradığı, asıl borçlu şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmeden, şahsı adına kanuni temsilci sıfatıyla takip başlatıldığı ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, temyiz konusu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.