Danıştay Kararı 4. Daire 2018/736 E. 2020/6672 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/736 E.  ,  2020/6672 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/736
Karar No : 2020/6672

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bilişim Teknolojileri Bilgisayar Elektronik İletişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen 2010/3,4,5,8,9,11,12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı adına fatura düzenleyen Avcılar Vergi Dairesi mükellefi … Bilişim İletişim Turizm Tekstil İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan incelemelerde bu mükellef hakkında olumsuz tespitler yapılmış ise de uyuşmazlık konusu dönemde düzenlediği faturaların sahte olduğu, gerçek ticari faaliyetinin bulunmadığı hususunun açık ve somut olarak ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Avcılar Vergi Dairesi mükellefi … Bilişim İletişim Turizm Tekstil İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 04/02/2015 tarih ve 2015-A-3586/2 sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; şirketin bilgisayar ve bilgisayar yazılımı toptan ticareti satışı faaliyeti işiyle iştigal etmek üzere kurulduğu, bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle 31/03/2013 tarihinde re’sen terk ettirildiği, defter belge isteme yazısının tebliğine rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, tarh dosyası incelendiğinde 2010 ve 2011 yılı defter tasdik bilgisine ulaşılamadığı, 14/02/2008 tarihli yoklamada, iş yerinin kapalı olması nedeniyle tespit yapılamadığı, 22/02/2008 tarihli yoklamada, şirketin toptan bilgisayar malzemeleri satışı ve teknik servisi işi ile ilgili faaliyette bulunduğu, demirbaş olarak 2 adet masa, 2 adet bilgisayar ve büro malzemelerinin olduğu, 13/09/2010 tarihli yoklamada, tespit anında 2 işçinin çalıştığı, 01/08/2011 tarihli yoklamada, ödevlinin yaklaşık 6 ay önce işi bıraktığı, iş yerinin kapalı ve boş olduğu hususunun üst komşusunun imzadan imtina ederek verdiği beyanı ile tespit edildiği, 12/09/2011 tarihli yoklamada, tespit anında ücretli işçi çalışmadığı, iş yerinin 30 m2 olduğu, faaliyet konusunun bilişim malzemelerinin toptan satışı ve turizm hizmetleri olduğu, demirbaş olarak 1 adet ofis masası, 1 adet bilgisayar, 1 adet ofis koltuk takımı, 1 adet yazıcı, 1 adet LED TV, 3 adet ofis koltuğu bulunduğu, 13/01/2012 tarihli yoklamada, ücretli işçi çalışmadığı, şirketin turizm faaliyetinde bulunduğu, demirbaş olarak 1 adet ofis takımı, 2 adet bilgisayar bulunduğu ve iş yerinin 20 m2 olduğu hususlarının tespit edildiği, şirketin katma değer vergisi matrahları toplamının 2010 yılında 9.000.809,50 TL, 2011 yılında 2.214.505,13 TL olduğu, şirket tarafından 2010 yılında Bs formu ile 8.952.834,00 TL tutarında satış yapıldığının, diğer mükellefler tarafından ise aynı yıl Ba formu ile 9.599.621,00 TL tutarında alış yapıldığının bildirildiği, 2011 yılında şirket tarafından Bs formu ile 2.159.585,00 TL tutarında satış yapıldığının, diğer mükellefler tarafından ise Ba formu ile 2.139.666,00 TL tutarında alış yapıldığının bildirildiği, şirketin 2010 yılında 9.019.236,00 TL, 2011 yılında 2.179.777,00 TL tutarında alış yaptığını beyan etmesine rağmen karşı firmalar tarafından şirkete 2010 yılında 7.796.196,00 TL, 2011 yılında 1.340.016,00 TL tutarında satış yapıldığının bildirildiği, ilgili yıllarda mal alışı yapılan firmaların çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş vergi tekniği raporları bulunduğu, 22/0272010 tarihinde şirket ortağı olan Suzan Ellez’in ortağı olduğu diğer şirketin bağlı olduğu vergi dairesince re’sen terk ettirildiği, şirketin vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken toplam 766.673,23 TL vergi borcu bulunduğu, yüksek tutarlarda ciro elde edilmesine rağmen ortalama aylık faaliyet giderlerinin ancak kira, ücret ve muhasebe giderlerini karşılayabilecek kadar düşük olduğu, dolayısıyla şirketin 22/02/2010 tarihinden itibaren gerçek anlamda bir ticari faaliyetinin olmadığı ve bu tarihten itibaren şirket adı altında düzenlenen tüm faturaların sahte belge olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu mükellef tarafından yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan edilmesine rağmen, yapılan yoklamalarda anılan hasılatları yapabilecek fiziki kapasiteye, emtiaya ve ticari organizasyona sahip olmadığının tespit edildiği, mal ve hizmet alımı yapıldığı bildirilen mükelleflerin çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş raporlar veya olumsuz tespitler bulunduğu, elde edilen yüksek cirolara rağmen ortalama aylık faaliyet giderlerinin düşük olduğu, şirketin defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği ve tahakkuk eden vergilerinin ödenmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, şirketin uyuşmazlık konusu dönemde davacıya düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğu sonucuna ulaşıldığından, bu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 29/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.