Danıştay Kararı 4. Daire 2018/64 E. 2022/390 K. 31.01.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/64 E.  ,  2022/390 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/64
Karar No : 2022/390

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …Hırdavat Ticaret ve Sinai Ürünler Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi

2- …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına sahte fatura kullanıldığından bahisle re’sen tarh edilen 2011/5,6,7,8,9,10,12 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı şirkete Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi …Teknik Hırd. Yapı ve End. Ürn. Mak. Yed. Parç. Ltd. Şti ve Avcılar Vergi Dairesi mükellefi …tarafından düzenlenen faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık, Galata Vergi Dairesi mükellefleri …, …ve …tarafından düzenlenen faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : İncelemenin eksik ve hatalı olduğu, ortada yasanın öngördüğü anlamda tam ve sağlıklı bir vergi incelemesinin mevcut olmadığı, faturaların sahteliğine delil olabilecek hiçbir verinin olmadığı söz konusu faturaların gerçek bir mal ve hizmet alımı karşılığında düzenlendiği ve bedellerinin ödendiği, fatura içeriklerinin iştigal konularıyla doğru orantılı olduğu ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacıya fatura düzenleyen mükelleflerin gerçek bir ticari faaliyetlerinin olmadığının ve düzenledikleri tüm faturaların sahte olduğunun haklarında hazırlanan vergi tekniği raporu ile şüpheye mahal vermeyecek derecede açık ve somut bir şekilde tespit edildiği ileri sürülmektedir
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı tarafından kararın davanın reddine ilişkin kısmına dair temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyize konu kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idare tarafından kararın kabulüne karar verilen kısmına ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı …hakkında düzenlenen 30/12/2014 tarih ve …sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin inşaat malzemeleri toptan ticareti faaliyeti ile iştigal etmekte iken, 31/10/2011 tarihi itibariyle mükellefiyetinin re’sen terk ettirildiği, defter ve belge isteme yazısının mükellefin ikametgah adresinde tebliğ edilemediği, mükellefin iş yeri adresinde 14/03/2011 tarihinde yapılan işe başlama yoklamasında işyeri büyüklüğünün 140 m2 iki katlı dükkan olduğu, aylık 500,00 TL kira bedeli olduğu, adreste boya ve inşaat malzemeleri toptan ve perakende satışı yapılacağı, çalışan 1 işçisinin olduğu, tespit sırasında içeride boya ve inşaat malzemeleri ile 1 masa ve 2 sandalye olduğu, 15/07/2011 tarihinde yeni adresinde yapılan yoklamada, mükellefin faaliyetine devam ettiği, iş yerinin 35 m2 olduğu, 1 kişinin çalıştığı, demirbaş olarak 2 masa, 6 sandalye ve 30.000,00 TL tutarında malzeme olduğu, 16/03/2012 tarihinde yapılan yoklamada adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğu ve …’nı tanımadıklarını beyan ettiklerinin tespit edildiği, alım ve satımlarına ilişkin Ba-Bs bildiriminde bulunmadığı, 2011/Ekim döneminden sonra beyanname vermediği ancak fatura düzenlemeye devam ettiği, 2011 yılında toplam 3.786.522,00 TL KDV matrahı beyan etmesine karşın, aynı yıl mükelleften mal veya hizmet satın alanların 29.885.951,00 TL tutarında alış bildiriminde bulunduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan tespitler değerlendirildiğinde, özellikle işyerinde yapılan yoklamalarda mükellefin düzenlediği faturalar tutarında iş yapabilecek işyeri, malzeme ve kapasitesi bulunmadığının ve yeterli sayıda işçisi olmadığının tespit edildiği, 2011 yılı 10. aydan sonra beyanname vermediği halde fatura düzenlemeye devam ettiği, mükellefin bildirdiği katma değer vergisi matrahı ile mükelleften mal veya hizmet satın alanların bildirdiği tutarlar arasında büyük uyumsuzluk olduğu dikkate alındığında davacının söz konusu mükelleften aldığı faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varılmıştır.
Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi …Teknik Hırd. Yapı ve End. Ürn. Mak. Yed. Parç. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen …tarih ve …sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun değerlendirilmesinden; mükellefin hırdavat malzemesi ve el aletleri toptan ticareti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükellef kurumun bilinen son iş yeri merkezine 23/09/2014 tarihli defter belge isteme yazısı gönderildiği, 02/10/2014 tarihinde düzenlenen yoklama fişliyle mükellefin yaklaşık 1 yıl önce ayrıldığı ve yeni adresinin çevredekilerce bilinmediği, aynı adresin mülk sahibi ile olan görüşmede mükellefin yaklaşık 1 yıl önce ayrıldığı ve bir yıllık kirasını vermeden bir gecede kaçtığı beyanında bulunduğu, bunun üzerine şirket müdürünün bilinen son adresine defter belge isteme yazısının gönderildiği, 05/11/2014 tarihinde yazının tebliğine rağmen, yasal süre geçmesine rağmen yasal defter ve belgelerin ibraz edilmediği, mükellef hakkında yapılan 22/05/2012 tarihli yoklamada Galata Vergi Dairesi mükellefi olarak işe başlama tarihinin 15/05/2012 olduğu, 18/04/2011 tarihinden bu tarihe kadar Beylikdüzü Vergi Dairesi mükellefi olduğu, işyerinin 30 m2 olduğu, işyerinde büro malzemeleri ve 8.000 TL tutarında emtia bulunduğu, mükellefin şube adresinde yapılan 27/08/2012 tarihli yoklamada ilgili adresin boş ve kiralık olduğu, han çaycısının beyanına göre mükellefin 30/06/2012 tarihinde belirtilen şube adresi terk ettiği, merkez adresinde 27/06/2013 yapılan yoklamada işyerinde …isimli şahsın bulunduğu, işyeri sahiplerini tanımadığı, arkadaşı …’ın yerine birkaç saatliğine iş yerine baktığını beyan ettiği, iş yerinde az miktarda hırdavat malzemesinin bulunduğu, iş yeri kapasitesinin KDV matrahı ile uyumlu olmadığı, yetersiz olduğu, 02/07/2013 tarihinde yapılan yoklamada ise, 18/04/2011 tarihinden beri belirtilen adreste hırdavat malzemeleri toptan ticareti ile iştigal edildiği, işyerinin 15 m2 olduğu, 2 çalışanın olduğu, işyerinde demirbaş ve büro malzemeleri ve 4.000 TL tutarında emtia bulunduğu, 2011,2012,2013 ve 2014 hesap dönemlerine ait yasal defterlere ait tasdik bilgilerine ulaşılamadığı, ödenmemiş vergi borçlarının bulunduğu, Ba-Bs formlarının tetkikinden, mükellef kurumun 2011 yılında 168 belge karşılığı 1.750.781,00 TL mal hizmet satışı, 1.721.660,00 TL’lik mal alışı beyan ettiği, 2012 yılında 596 belge karşılığı 11.412.461,00 TL mal hizmet satışı, 11.449.741,00 TL mal satışı beyan ettiği, karşı firmaların kendisine 10.819.962,00 TL tutarında mal satışı yaptıklarını beyan ettikleri, 2013 yılında 712 belge karşılığı 17.197.291,00 TL mal hizmet satışı, 17.360.463,00 TL mal alışı beyan ettiği, karşı firmaların kendisinden 25.658.960,00 TL tutarında alış yaptıklarını beyan ettiği, mükellef kurumun alışlarının büyük çoğunluğunun hakkında sahte belge düzenlemekten vergi tekniği raporu bulunan veya hakkında özel esaslar uygulanan mükelleflerden yapıldığı faaliyet hacmi dikkate alındığında son derece küçük tutarlı ödemelerde bulunduğu, mükellefin 2011 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesinden tespit edildiği kadarıyla aktif toplamının 1.381.939,94 TL olduğu, bunun 1.346.43 TL’sinin maddi olmayan duran varlık (kuruluş ve örgütlenme gideri) olduğu, dolayısıyla aktif yapısının %99,9’unun dönen varlıklardan oluştuğu ve bu dönen varlıkların %97’inin kasa ve ticari alacaklar hesabından oluştuğunun tespit edildiği, mükellef kurumun hiçbir duran varlığının olmadığının tespit edildiği, bu da mükellef kurumun bilanço yapısının beyan ettiği nitelikte faaliyet hacmini gerçekleştirebilecek bir büyüklüğe sahip olmadığını gösterdiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, mükellefin işyerinde emtia veya iş hacmini gerçekleştirecek düzeyde herhangi bir ticari varlığa rastlanmadığı, yasal defter tasdik bilgilerine ulaşılamadığı, yoklamalarda faaliyet konularının yürütüldüğüne dair yeterli emare bulunmadığı, adresin değişmemesine rağmen bağlı olduğu vergi dairesinin sürekli değişmesi, gerekli emek gücü, alet edavat ve teçhizata sahip olmaksızın bildirilen cirolara ulaşmalarının teknik icaplarla bağdaşmadığı somut tespitlerle ortaya konulduğundan davacının söz konusu mükelleften aldığı faturaların gerçek mal teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşıldığından vergi mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmının kaldırılması istemenin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının mahkeme kararının redde ilişkin kısmının kaldırılması isteminin reddine dair kısmına ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının kaldırılması isteminin reddine dair kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve …TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 31/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.