Danıştay Kararı 4. Daire 2018/6331 E. 2020/6261 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/6331 E.  ,  2020/6261 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6331
Karar No : 2020/6261

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Matbaacılık ve Kağıtçılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2010 yılı kurumlar vergisi ile 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının alışları ile satışlarının orantılı olup olmadığı, sektördeki emsal kârlılık oranının ne olduğu gibi hususlar araştırılmadan, davacının 2010 takvim yılına ilişkin hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen raporda yer alan kârlılık oranına ilişkin ifadeden yola çıkılarak re’sen tarhiyat yoluna gidilmişse de, yukarıda belirtilen hususlarda bir araştırma yapılmadığından, daha önceki yıllara ilişkin olarak beyan edilen kârlılık oranı dikkate alınarak yapılan dava konusu cezalı kurumlar ve geçici vergi tarhiyatlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; gerek mükellef nezdinde gerek harici araştırmalar sonucu işletme ya da sektör bazında tespit edilen kâr oranlarının, o işletmenin tüm giderleri göz önüne alınarak hesaplanmış oranlar olduğu, bu nedenle ortalama kâr oranı veri alınarak yapılan gelir ya da kurumlar vergisi matrahı hesaplanmasında sahte belge ile belgelendirilmiş ya da hiç belgelendirilmemiş olsa dahi gerçek olan tüm giderlerin göz önüne alındığı, davacı şirket yetkilisinin ifadesinden hareketle, %10 kâr marjı uygulanmak suretiyle maliyet unsurlarının yeniden hesaplanarak belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan kurumlar vergisi tarhiyatında ve geçici vergi aslı üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık, mahsup süresi geçen ve mahsup imkanı ortadan kalkan geçici vergi aslında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idare istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, kararın kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, vergi ziyaı cezalı kurumlar vergi tarhiyatı ile geçici vergi aslı üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması isteminin reddine, geçici vergi aslına ilişkin olarak yapılan istinaf başvurusunda Kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen iddialar da söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120/4. maddesinde; yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş döneme ait geçici verginin %10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici verginin tarh edileceği, ancak gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamede geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilerek vergi ziyaı cezasının tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamede geçici verginin aslının aranmayacağının açıkca belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının da hukuki sonuç doğarmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi aslına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.