Danıştay Kararı 4. Daire 2018/4195 E. 2022/670 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/4195 E.  ,  2022/670 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4195
Karar No : 2022/670

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Süt ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2013 yılında bir kısım satışlarına eksik fatura düzenlediğinin ve 2013 yıl sonu envanterini kanuna uygun bir şekilde çıkarmadığının tespit edildiğinden bahisle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2013 yılı kurumlar vergisi, 2013/10-12 kurumlar geçici vergisi ile 213 sayılı Kanunu’nun 353/6 maddesi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2013/1-12 dönemi vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine ilişkin kısmı yönünden, davacı kurum tarafından kanunda yer verilen usule göre herhangi bir envanter tespitinin yapılmadığının sabit olduğu, inceleme raporu ile de mükellef kurum tarafından toptan ticareti yapılan süt ve süt ürünlerinin niteliği gereği ancak belli bir süre stokta tutulabileceğinden yola çıkarak mükellef kurumca ibraz edilen bilgi ve belgelerden hareketle ürünlerin son kullanım tarihlerine göre dönem sonu envanter tespiti yapıldığı ayrıca buna ilişkin olarak ticari icaplara uygun bir iddianın, gerek inceleme gerekse dava aşamasında yükümlü şirket tarafından ileri sürülemediği görüldüğünden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık, 2013/10-12 dönemleri vergi ziyaı cezalı kurumlar geçici vergisine ilişkin kısmı yönünden, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği, ancak gecikme faizi ve cezanın tahsil edileceği hükme bağlandığından, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen dava konusu kurum geçici vergi aslının terkini gerektiği, dava konusu kurum geçici vergisi aslında hukuka uyarlık, kurumlar geçici vergisi için uygulanan vergi ziyaı cezasında ise hukuka aykırılık, özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmı yönünden ise, davacı kurumun kanun hükümlerine uygun olarak ölçme, sayma, tartma yoluyla herhangi bir envanter kaydı tutmadığı ve envanter listesi ibraz etmediği görüldüğünden kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından, gecikme faizinin hesaplanabilmesi ve vergi ziyaı cezasının kesilebilmesi için geçici verginin re’sen tarh edilmesi gerektiği belirtilerek kararın aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamede geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezasının tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamede geçici verginin aslının aranmayacağının açıkca belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi aslına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerektiğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının geçici vergi aslı yönünden bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.