Danıştay Kararı 4. Daire 2018/3219 E. 2022/814 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/3219 E.  ,  2022/814 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/3219
Karar No : 2022/814

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Metal Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2010/6,7,8,11 ve 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı Rami Vergi Dairesi mükellefi Tasfiye Halinde … Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Pendik Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çelik Otomotiv Nakliye Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin faturaların sahte olduğunu ortaya koymada yeterli olmadığı anlaşıldığından cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yasal mevzuatlara istinaden yapılan işlemlerin yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü iddialar kararın Tasfiye Halinde … Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan faturalara isabet vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, kararın … Demir Çelik Otomotiv Nakliye Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
İhtilaflı dönemde davacıya fatura düzenleyen Pendik Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çelik Otomotiv Nakliye Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; 04/05/2010 tarihinde demir cevherleri toptan ticareti faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 30/11/2010 tarihinde re’sen terk ettirildiği, şirket ortaklarının %80 hisse ile … ve %20 hisse ile … olduğu, … şirketteki hissesini 11/11/2010 tarihinde …’ya, … mevcut hissesinini 11/11/2010 tarihinde …’ya devrettiği, 06/05/2010 tarihli yoklamada; iş yerinin 20 m2 olduğu, depo ve şubesinin olmadığı, aylık kira tutarının 250.00 TL olduğu, iş yerinde çalışan işçisinin olmadığı, irketin demir çelik toptan alım satımı, madeni yağ alım satımı, nakliye ve oto kiralama iş yapacağı beyan edildiği, büro malzemelerinin bulunduğu, … plaklı aracın şirket ortağı …’in üzerine kayıtlı olduğu, 10/06/2010 tarihli yoklamada; şube açılışı yoklaması olduğu, aylık 1.400 TL kira bedeli olduğu, iş yerinde çalışan işçisinin olmadığı, şirket merkezinin Pendik’te olduğu, büro malzemelerinin olduğu, 18/01/2011 tarihli yoklamada; kira bedelinin 350.00 TL olduğu, 1 kişinin çalıştığı, iş yerinin 120 m2 olduğu, demir çelik ürünleri toptan satışı işi ile iştigal ettiği, 21/01/2011 tarihli yoklamada; ilgili adresin kapalı olduğu, 02/03/2011 tarihli yoklamada; iş yeri adresinin sürekli kapalı olduğu, 31/03/2011 tarihli yoklamada; adresin kapalı olduğu, dükkanın boş olduğu, 2010 yılı muhtasar beyannamesine göre asgari ücretli 1-9 arası işçi çalıştırdığı, vadesi geçmiş ödenmesi gereken 11.372,41 TL vergi borcu olduğu, 2010 hesap dönemine ilişkin Ba formunda şirket müdürünün ortağı olduğu 2 firma da dahil 5 firmadan 2.711.141,00 TL mal veya hizmet alışı olduğu, mükellef kuruma 2.252.517,00 TL mal ve hizmet sattığını Bs bildirim formu ile beyan eden 5 adet firma bulunduğu ve tamamına yakını hakkında vergi tekniği raporu tanzim edildiği, 2011 hesap dönemine ilişkin Ba formunda mal ve hizmet alımı beyan edilmediği, 2011 yılında Bs bildirim formu ile mükellef kuruma 44.000,00 TL tutarında mal ve hizmet sattığını beyan eden 1 firmanın bulunduğu, mükellef kurum hakkında yapılan 2010 ve 2011 hesap dönemleri mal satışlarını içeren Bs analizinde, 2010/1-12 ve 2011/1-3 dönemi toplam KDV matrahı 2.725.113,29 Tl olmasına rağmen Bs formu bildirime göre mal ve hizmet satışlarının 54 adet belge karşılığında 2.690.934,00 TL olduğu, kendisinden mal ve hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin 124 adet belge karşılığında 5.550.733,00 TL tutarında mal ve hizmet aldıklarını beyan ettikleri, 04/05/2010 tarihinden itibaren mükellefçe düzenlenmiş olan tüm faturaların gerçek bir mal veya hizmet ifasına dayanmayan, komisyon karlığında düzenlenen sahte belgeler olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, alımlarının büyük bir kısmının haklarında sahte belge düzenleme fiili nedeniyle vergi tekniği raporu düzenlenen şirketlerden yapıldığı, anılan mükellefin Ba/Bs formlarının uyumsuz olduğu, kısa sürede faaliyette bulunan şirketin yaklaşık 2.700.000,00TL hasılat elde etmesinin ticari ve teknik icaplara uygun olmadığı, belirtilen ciroları yapacak ticari organizasyonunun (şube, işçi, mal ve hizmet alımı vb.) bulunmadığı dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemlerde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından, temyize konu kararın anılan firma tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Tasfiye Halinde … Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan faturalara isabet vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının …’in karşı oyu ve oyçokluğu ile ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının … Demir Çelik Otomotiv Nakliye Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınan faturalara isabet vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının ilişkin kısmının oybirliğiyle BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2010/6,7,8,11 ve 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini (KDV) indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun’un 34. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek, bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği belirtilmiştir. Buna göre, katma değer vergisi indiriminden yararlanılabilmesi için bunun geçerli bir belgeye dayanması ve belgenin kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.
Kamu hizmetlerinin finansmanında istikrarın sağlanması bakımından vergilendirme sürecinin belirli bir düzen dâhilinde işlemesi ve sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda çeşitli usuller öngörülerek mükelleflerin vergi ilişkisinden doğan hak ve ödevlerini daha dikkatli takip etme zorunluluğu getirilmektedir (AYM., E.2017/24, K.2017/112, 14/6/2017). 3065 sayılı Kanunun belirtilen hükümleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30., 341., 344. maddeleri ve 344. maddesinin atıf yaptığı 359. maddesi birlikte gözetildiğinde, katma değer vergisi indiriminin sahte bir belgeye dayanması hâlinde indirimin reddi suretiyle cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılacağı hususu mükellefler tarafından belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Bakılmakta olan davada, ilgili yasa kuralları, davacının fatura aldığı Rami Vergi Dairesi mükellefi Tasfiye Halinde … Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporundaki tespitler ile dosyadaki tarafların ileri sürdükleri iddiaların bir bütün olarak değerlendirilmesinden; adı geçen mükellefin 2010/6 döneminden 2012/9 dönemine kadar toplam 16.670.344,69 TL düzeyinde fatura düzenleyecek ticari kapasiteye, organizasyona sahip olmadığı, alış yaptığını bildirdiği firmaların neredeyse tamamı hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporları ve sahte belge düzenlemeden dolayı olumsuz tespitler bulunduğu, yüksek cirolara rağmen adına kayıtlı herhangi bir aracının, şube ve deposunun bulunmadığı, ilk ve sonraki tasfiye memurları hakkında da sahte belge düzenlemeden dolayı olumsuz tespit ve raporlar bulunduğu, tahakkuk etmiş vergi ve fer’ilerinin çok azının ödendiği göz önüne alındığında; anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, aksi gerekçe ile verilen Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Daire kararına katılmıyorum.