Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/2662 E. , 2022/804 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2662
Karar No : 2022/804
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2010/1 ila 12 dönemleri katma değer vergileri ile 2010 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacının fatura aldığı Beykoz Vergi Dairesi mükellefi ……hakkındaki tespitler, düzenlediği faturaların sahte olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığından bu mükellef tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta ve cezayı gerektiren fiillin tüm unsurları tamamlanmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk, davacıya fatura düzenleyen diğer mükellefler hakkındaki tespitler ise düzenledikleri faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını gösterdiğinden bu faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın kabule ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle, ……tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyata ilişkin kısmının ise oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacının fatura aldığı Beykoz Vergi Dairesinin mükellefi Hasan Bora hakkında düzenlenen …tarih ve …sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin inşaat malzemeleri toptan ticareti işi ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükellef nezdinde …Cad. No:……adresinde yapılan 04/12/2009 tarihli açılış yoklamasında, mükellefin iş yeri kirasının 200 TL olduğu, iş yerinde çalışan personelin bulunmadığı, ilk ticari faaliyeti olduğu, iş yerinin 20 m² olduğu, iş yerinde masa, sandalye ve bilgisayar bulunduğu, aynı adreste 17/02/2011 tarihinde yapılan yoklamada, mükellefin adreste bulunmadığı, iş yerini 31/12/2010 tarihinde terk ettiği, ilgili adresin boş ve kapalı olduğu, mükellefiyet kaydının 31/12/2010 tarihi itibariyle terkin edildiği, mükellef adına düzenlenen defter ve belge isteme yazısının mükellefin mernis sisteminde kayıtlı olan adresinde tebliğ edilemediği, ödevlinin belirtilen adresten ayrıldığı, adreste başka bir şahsın ikamet ettiği, mükellefin 2009 ve 2010 yılları Ba-Bs bildirimleri üzerinde yapılan incelemede; 2009 yılına ait mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak Ba formu, 25.000,01 TL toplam KDV matrahı bildirmiş olmasına rağmen, mal ve hizmet satışlarına yönelik olarak Bs formu vermediği, mükelleften 20 adet belge karşılığında 136.771,00 TL tutarında mal alışı bildirildiği, 2010 yılında mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak Ba formunu vermediği, 2.539.814,05-TL toplam KDV matrahı bildirilmiş olmasına rağmen mal ve hizmet satışlarına ilişkin olarak BS formu vermediği, Ba-Bs analizinde mükelleften 517 adet belge karşılığında 4.831.511,00 TL tutarında mal alışı bildirdiği, mükellefin fatura düzenlediğinin beyan edildiği karşıt firmalar nezdinde yapılan karşıt incelemelerde; mükellef kurumların 2009 yılında …’dan almış oldukları faturaları resmi defterlerine kaydederek beyanlarına yansıttığı tespit edilmiş ve yapılan tespitle sonucunda mükellefin sahte fatura düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği, düzenlediği tüm faturaların herhangi bir ticari işleme konu olmayan ve komisyon karşılığı düzenlenmiş sahte faturalar olduğu sonucuna varılmıştır.
Olayda, mükellef adına düzenlenen defter ve belge isteme yazısının mükellefin mernis sisteminde kayıtlı olan adresinde adreste bulunamaması nedeniyle tebliğ edilemediği, 2010 yılında beyan edilen KDV matrahı ile BA BS formlarının uyumsuz olduğu, vergisel yükümlülüklerin bir çoğunun yerine getirilmediği, öte yandan her ne kadar 2010 yılında ilgilinin adreslerinde yoklama yapılmamış ise de, öncesi ve sonrasında yapılan yoklamalarda emtiaya rastlanılmadığı, beyan edilen matrahlara ulaşabilecek iş yeri büyüklüğüne ticari hacmini sağlayacak organizasyona sahip bulunmadığı hususları dikkate alındığında; ismi geçen şahıs tarafından ihtilaflı yılda davacı adına tanzim olunan faturaların gerçekte yapılmış mal mübayaasına dayanmadığı dolayısıyla, komisyon karşılığı düzenlenen sahte belge olduğu sonucuna ulaşılmış olup, …’dan alınan faturalar nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen kısmının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.