Danıştay Kararı 4. Daire 2018/1933 E. 2022/811 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/1933 E.  ,  2022/811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1933
Karar No : 2022/811

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu …Elektronik Ür. ve Bil. Tek. Ltd. Şti.’nin defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle 2011/1 ila 11 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; 2011 dönemine ilişkin defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen yazının gereğinin yapılmadığı, davacı tarafından dava dilekçesinde defter ve belgelerin ibraz edilmemesine ilişkin hukuken geçerli bir açıklama getirilmediği, bu haliyle davacı tarafından 15 gün içerisinde defter ve belge ibraz etmeme için ortada kabul edilebilir bir mücbir sebep ileri sürülüp ispatlanamadığı görüldüğünden cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; olayda şirketin ticaret sicilinden re’sen silindiğinin 19/10/2015 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle 213 sayılı Yasanın 30/3.maddesi uyarınca indirimleri reddedilen şirket adına 17/08/2016 tarihli vergi inceleme raporunun düzenlendiği dikkate alındığında, davacı adına kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkında incelemenin, şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra tamamlandığı görüldüğünden davacı adına 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrası uyarınca yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü ile Vergi Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu kişilerin bu ödevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Tasfiye” başlıklı 17. maddesine 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle 03/07/2009 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen 9. fıkrasında; tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflere tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları, bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğunun, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlı olacağı hüküm altına alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636. maddesinde, limited şirketlerin, şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, genel kurul kararı ile, İflasın açılması ile veya Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde sona ereceği, aynı Kanunun geçici 7. maddesinde ise, maddede belirtilen halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtların silinmesinin ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin (a) bendinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde ise; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kuralın gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda söz edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu olarak da vergi indirimi söz konusu edilemeyeceğinden, indirime dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının tespiti anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının ilgili dönemde kanuni temsilcisi olduğu …Elektronik Ür. ve Bil. Tek. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen …tarih ve …sayılı Vergi İnceleme Raporunda, davacının 2010 yılından itibaren şirket müdürü olduğu, şirket hakkında sahte belge düzenleme ihtimali yönünden yapılan inceleme sonucunda …tarih ve …sayılı Vergi Tekniği Raporunun düzenlendiği, ayrıca asıl borçlu şirketin sahte fatura kullanımı yönünden incelenmesinin istenildiği, şirketin 2011 yılına ilişkin defter ve belgelerinin ibrazının istenilmesine dair yazı 16/03/2016 tarihinde davacının ikametgah adresinde eşine tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmediği, bu nedenle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30/3. maddesi uyarınca şirketin ilgili dönem katma değer vergisi indirimlerinin reddinin önerilmesi ve asıl borçlu şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiğinin 19/10/2015 tarih ve 8928 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi nedeniyle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla vergi ziyaı cezalı tarhiyatların yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde, vergi incelemesinin şirket tüzel kişiliğinin sona ermesinden önce tamamlanmış olması şartının aranmasının sözü edilen yasal düzenlemelerin getiriliş amacını anlamsız kılacağı, ayrıca vergi incelemesinin şirketin ticaret sicilinden silinmesinden önce tamamlanması gerektiği şeklinde bir şart öngörülmediği dikkate alındığında, aksi yöndeki gerekçe ile verilen Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü bakımından, davacı tarafından mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi dairesinin görüşü ve saptamaları da esas alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.