Danıştay Kararı 4. Daire 2018/104 E. 2022/832 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/104 E.  ,  2022/832 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/104
Karar No : 2022/832

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Nakliye Turizm Madencilik İthalat İharcat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-a maddesi hükmü uyarınca 2016/3 döneminde ihracattan doğan katma değer vergisinin iadesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının iade talebine ilişkin olarak KDV Genel Tebliğinde iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirileceğinin belirtildiği durumlar arasında yer alan “yeminli mali müşavir tasdik raporuna dayalı nakden iade talepleri” kapsamında aranılan tasdik raporunun sunulduğu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 32. maddesinde Kanunun 11. maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği ve vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin ise Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara mahsup-iade olunacağının belirtildiği, bu hüküm uyarınca hazırlanarak yürürlüğe konulan tebliğde yeminli mali müşavir tasdik raporuna dayalı nakden iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirileceği belirtildiğinden, Kanunda öngörülen düzenleme uyarınca davacının KDV talebinin iadesine karar verilmesi yönünde işlem tesis edilmesi gerekmekte iken aksi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu kuralı getirilmiş, 4. maddesinde, hizmet, “teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler” olarak tanımlanmış ve hizmet işlemlerinin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak,değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği, 6. maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 11. maddesinin 1 fıkrasının (a) bendinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanunun 11, 13, 14 ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağının hükme bağlandığı, verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığınca 84 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği yayımlandığı, söz konusu tebliği yürürlükten kaldıran Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, her iki tebliğde de mal ve hizmet ihracından” doğan ihracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadelerin kural olarak tebliğin “I. Genel Esaslar”, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade taleplerinin ise tebliğin “II Özel Esaslar” bölümündeki açıklamalara göre yerine getirileceğinin belirtildiği ve Özel Esaslar Başlıklı Bölümü altında, haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımına ilişkin olumsuz rapor bulunan mükelleflerin, raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış iade talepleri dâhil, bu tarihten sonraki iade taleplerinin sahte belge kullanımında dört kat, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımında ise üç kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceği, raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da dâhil olmak üzere iade için alınan tüm teminatların vergi inceleme raporu ile çözüleceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinde, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri ile Danıştay’ın bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeleri, kendiliklerinden yapmaları, gerek gördükleri belgelerin gönderilmesini ve bilgilerin verilmesini tarafların yanısıra ilgili gördükleri diğer yerlerden isteyebilecekleri öngörülmek suretiyle idari yargı yerlerine, re’sen araştırma yetki ve görevi verilmiştir. Bu nedenle vergilendirmeye karşı açılan davalarda; ilgililer adına yapılan vergilendirmeye ilişkin her türlü işlemin hukuka uygunluğu konusunda bir yargıya ulaşabilmek için idari yargı yerlerince, kendilerine tanınan re’sen araştırma yetki ve görevinin bulunduğu, bu yetki ve görevin, davanın karara bağlanabilmesi için dava dosyasında bulunmayan ancak, tarafların iddia ve savunmalarının dayandığı durumların varlığı ve doğruluğunun tespitine yönelik olanlar da dahil olmak üzere, gerekli görülen bilgi ve belgelerin edinilmesini sağlayan bilgi ve belgelerin başka deyişle delillerin toplanması yetki ve görevi olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, alçı ve alçı esaslı bileşenlerden inşaat amaçlı ürünlerin toptan ticareti faaliyetinde bulunan davacı şirketin ihracat istisnası kapsamında YMM raporları doğrultusunda hak ettiği KDV iadelerinin yapılması için 20/05/2016 tarihli dilekçe ile idareye başvuruda bulunduğu, davacı şirketin tarh dosyasının tetkiki neticesinde sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilinden dolayı özel esaslar kapsamında bulunması nedeniyle, davacının başvurusunun davalı idare tarafından reddedildiği, iade talebinin reddine yönelik olumsuz işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, Kavaklıdere Vergi Dairesi Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilinden dolayı özel esaslara tabi tutulan mükellef hakkında idarece yapılan 23/05/2015 tarihli yoklama fişine istinaden KDV Genel Uygulama Tebliğinde belirtilen şartların sağlandığı gerekçesi ile genel esaslar kapsamına alınmasının istenildiği, söz konusu yazıya istinaden Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü’nün 03/06/2016 tarihli yazısında, yeniden yapılacak ayrıntılı bir yoklama ile mükellefin işletme kapasitesi ile beyanlarının uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi, ayrıca mükellefin 2015-2016 yıllarına ait Ba formlarında mal ve hizmet alımında bulunduğu mükelleflerin büyük kısmı hakkında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiili yönünden olumsuz tespit nedeniyle özel esaslar kapsamında bulunduğu belirtilerek, anılan Tebliğ kapsamında genel esaslara geçişin yeniden değerlendirilmesinin istenildiği, bu kapsamda düzenlenen tutanakta da, mükellef tarafından kdv iade talebine ilişkin ibraz edilen belgeler ile hakkındaki kayıtların tetkiki neticesinde, ilgili dönemde mal alımında bulunduğu alt firmaların büyük kısmı hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı olumsuz tespit bulunduğu, bu nedenle mükellefin özel esaslar kapsamında kalmasının uygun olduğu belirtilmiş olduğundan, davalı idare tarafından, davacının başvurusunun Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan açıklamalara istinaden 4 kat teminat mektubunun ibraz edilmesi halinde inceleme raporuna göre işlem yapılacağı gerekçesi ile reddedildiği görülmektedir.
Bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen re’sen araştırma ilkesi uyarınca davacının alış yaptığı alt firmalara ait vergi tekniği raporlarının getirtilerek, raporlardaki saptamalar irdelenmek ve bu firmalar hakkında ne gibi işlemler yapıldığı araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.