Danıştay Kararı 4. Daire 2017/4339 E. 2019/11048 K. 31.12.2019 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2017/4339 E.  ,  2019/11048 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/4339
Karar No : 2019/11048

DAVACI : … Tekstil Ambalaj Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

DAVANIN KONUSU : Davacı şirketin 2012/8 dönemine ait indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsubuna ilişkin olarak düzenlenen yeminli mali müşavir katma değer vergisi tasdik raporuna dayanılarak elektrik borcuna mahsup isteminin; söz konusu raporda tespit edilen eksikliklerin yeminli mali müşavire bildirildiği bu nedenle istemin yerine getirilemeyeceğine ilişkin olarak … Vergi Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 10/10/2012 gün ve 20676 sayılı işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden 119 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “2.1 Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarını Hesaplanması” başlıklı bölümü ile Ek-1/Tablo 1, 2 ve 3 kısmının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : İade istemlerinin, YMM Tasdik Raporuna ekli olan indirimli orana tabi satışlar için mahsuben iadesi gereken KDV’nin hesaplanmasına ilişkin tablonun 119 ve 120 Seri No’lu Genel Tebliğe istinaden cari dönem iade tutarı ile devreden KDV tutarı uyumluluğunun bulunmaması nedeniyle reddedildiği, sonraki döneme devreden katma değer vergisinin o aydaki indirilemeyen katma değer vergisinden, tüm iadesi gereken katma değer vergisinin düşülmesinden sonra kalan rakam olduğu, bu rakamın karşılaştırmaya alınması durumunda iade hakkının çıkmasının mümkün olamayacağı, katma değer vergisi beyannamesinin üzerinde iadesi gereken katma değer vergisinin düşülmeden önceki, sonraki döneme devreden katma değer vergisinin yazılacağı bir sütunun bulunmadığı, 119 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin 2.2 maddesi ve bu maddeye istinaden hazırlanan ek listelerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALI HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞININ SAVUNMASI: Dava konusu düzenlemenin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/2 nci maddesine uygun olarak ve aynı maddenin Bakanlıklarına tanıdığı yetki çerçevesi içinde yapıldığı, indirimli orana tabi işlemlerde; ödenecek vergi çıkmayan durumlarda bir sonraki döneme devreden katma değer vergisinin ne kadarının indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklandığının tespiti, o dönemde gerçekleştirilen indirimli orana tabi teslimler dolayısıyla yüklenilen verginin ve ne kadarının telafi edileceğinin hesaplanması, bir sonraki döneme devreden vergi tutarıyla karşılaştırılmasıyla mümkün olduğu, dolayısıyla düzenlemenin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/2 nci maddesinde yer alan hükmün özüne uygun olduğu, iade tutarının, 74 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayımlandığı 2000 yılından bu yana aynı şekilde hesaplandığı, Tebliğde hukuka aykırı bir düzenlemeye yer verilmediği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DAVALI … VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞININ SAVUNMASI: İndirimli orana tabi işlemlerden doğan ve indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin bu teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden katma değer vergisi ile karşılaştırılması sonucu belirlenmesi ve bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki farkın, cari dönem sonu iade edilebilir katma değer vergisi tutarından düşülmesi suretiyle belirlenen iade tutarının hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı şirketin 2012/8 dönemi aylık indirimli orana tabi katma değer vergisi iade taleplerinin mahsuben yerine getirildiği, dolayısıyla davanın konusuz kalmış olması nedeniyle, mahsup isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; davacı kurumun 2012 yılının Ağustos dönemine ait indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsubuna ilişkin olarak düzenlenen yeminli mali müşavir katma değer vergisi tasdik raporuna dayanılarak elektrik borcuna mahsup isteminin; yerine getirilemeyeceğine ilişkin … Vergi Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 10.10.2012 gün ve 20676 sayılı işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden 119 seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 2.1 maddesi ile Ek 1,2 ve 3 sayılı tabloların iptali istemine ilişkin davayı reddeden Danıştay Dördüncü Dairesinin 17.2.2016 gün ve E:2012/8971, K:2016/558 sayılı kararına karşı yapılan temyiz isteminin düzenleyici işlem yönünden reddi, mahsup talebinin kabul edilmemesi işlemi yönünden ise davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının bozulduğu anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38 inci maddesinde; Vergi Dava Daireleri Kurulunca vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında da; vergi mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, aynı maddede, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, dava Vergi Dairesi Başkanlığınca tesis edilen işlemin iptali istemine yönelik olarak incelenmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “Vergi İndirimi” başlıklı 29’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi, götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; 2’nci fıkrasında, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği; şu kadar ki, 28’inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin, maddede sayılan borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda belirtilen borçlarına mahsuben iade edileceği, Bakanlar Kurulunun vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya, Maliye Bakanlığının, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükmü yer almıştır.
Anılan yasa hükmüne dayanılarak yayımlanan 119 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “2.1 Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması” başlıklı bölümünde yer alan düzenlemeye göre; indirimli orana tabi işlemleri bulunan mükelleflerin, bu işlemleri nedeniyle yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri için yılı içinde mahsuben iadesini talep edecekleri KDV tutarını aylar itibarıyla ve kümülatif olarak hesaplayacakları, iade talebinin, ilgili vergilendirme dönemleri itibarıyla indirimli orana tabi tüm işlemleri kapsaması gerektiği, hesaplamanın her yılın Ocak ayı itibarıyla başlayacağı, ay içindeki iade hakkı doğuran işlemin bünyesine giren vergiden, işlem dolayısıyla %1 veya %8 oranı uygulanarak hesaplanan KDV’nin düşüleceği ve ay içi itibarıyle “iadeye esas KDV” tutarına ulaşılacağı, bu tutarın Ocak ayı devreden vergisi ile karşılaştırılması sonucu; beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer almıyorsa o dönem sonu iade hesabının “sıfır” kabul edileceği, sonraki döneme devreden vergi mevcutsa ve iadeye esas KDV tutarını (yüklenilen KDV- hesaplanan KDV farkı) aşıyorsa, iadeye esas KDV tutarı; aşmıyorsa devreden vergi tutarının, ilk ay sonu itibarıyla “iade edilebilir KDV tutarı” olarak kabul edileceği, yıl içerisinde yapılacak tüm iade taleplerinde, önceki dönemlerde iade talebinde bulunulup bulunulmadığına bakılmaksızın, ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve iadesi talep edilen tutarlar dikkate alınmadan iadenin talep edildiği her bir döneme kadar yukarıda belirtildiği şekilde kümülatif bir hesaplama yapılması gerektiği, bu hesaplama sonucu bulunan tutardan ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi talep edilen tutarların çıkarılacağı ve varsa kalan tutarın mahsuben iadesinin talep edilebileceği belirtilmiştir.
Olayda, davacı şirketin 2012 yılının Ağustos dönemine ait indirimli orana tabi işlemlerinden dolayı 237.643.78 TL katma değer vergisi iade alacağının yılı içinde mahsubuna ilişkin olarak YMM tarafından düzenlenen katma değer vergisi iadesi tasdik raporuna dayanılarak elektrik borcuna mahsup isteminin; söz konusu raporda tespit edilen eksikliklerin 10.10.2012 tarih ve 20667 sayılı yazı ile yeminli mali müşavire bildirildiği, bu nedenle 10.10.2012 tarih ve 55788 sayılı dilekçe ile talep edilen mahsup isteminin yerine getirilemeyeceğine dair … Vergi Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 10.10.2012 gün ve 20676 sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
Yukarıda sözü edilen Tebliğde; ay itibarıyle iadeye esas KDV ile devreden KDV karşılaştırılarak tutarı düşük olanın esas alınacağı belirtilmiş olup, olayda mahsuben iadesi talep edilen tutarın 237.643.78 TL, anılan dönemde devreden katma değer vergisi tutarının ise 715.934.83 TL olduğunun anlaşılması ve davalı vergi dairesi müdürlüğünce devreden katma değer vergisinin iadeye esas katma değer vergisinden düşük olması nedeniyle davacının iade hakkı bulunmadığı öne sürülmekte ise de, devreden katma değer vergisinin iadeye esas katma değer vergisinden yüksek olması ve iadesi istenilen tutarın 119 seri No’lu Tebliğdeki açıklamalara uygun olarak hesaplandığı sonucuna varıldığından, istemin reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davaya konu … Vergi Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 10.10.2012 gün ve 20676 sayılı işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 4. fıkrasında yer alan Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde, bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı, anılan Kanunun 50. maddesinin 5. fıkrasında ise; Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu düzenlendiğinden, Danıştay Dava Dairelerine ilk derece olarak bakılan davalarla ilgili bozma kararlarına karşı eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamış olup, bu hüküm karşısında, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararı uyarınca işin gereği görüşüldü:
Danıştay Dördüncü Dairesinin 17/02/2016 tarih ve E:2012/8971, K:2016/558 sayılı kararının, davanın, düzenleyici işlem yönünden reddine ilişkin kısmının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 08/03/2017 tarih ve E:2017/15, K:2017/101 sayılı kararı ile onanması nedeniyle uyuşmazlık, davacı şirketin 2012/8 dönemine ait indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsubuna ilişkin olarak düzenlenen yeminli mali müşavir katma değer vergisi tasdik raporuna dayanılarak elektrik borcuna mahsup isteminin reddine dair … Vergi Dairesi Başkanlığının 10/10/2012 gün ve 20676 sayılı işleminin iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; … tarih ve … sayı ile kayda alınarak dosyaya sunulan davalı … Vergi Dairesi Başkanlığının 12/06/2018 tarih ve 37004 sayılı yazısından, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ilgi sayılı yazısına istinaden davacı şirketin 2012/8 dönemi aylık indirimli orana tabi katma değer vergisi iade taleplerinin mahsuben yerine getirildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirketin 2012/8 dönemi aylık indirimli orana tabi katma değer vergisi iade taleplerinin mahsuben yerine getirildiği, dolayısıyla davanın konusuz kalmış olması nedeniyle, mahsup isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin, davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 31/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.