Danıştay Kararı 4. Daire 2016/9855 E. 2020/3450 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/9855 E.  ,  2020/3450 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9855
Karar No : 2020/3450

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü – …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda İnş. Taah. ve İnş. Malz. Mak. Day. Tük. Mallları Züccaciye Konf. Teks. İtriyat Kırt. Tur. Eğl. Merkezleri İmalat Pazarlama İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının külli halefi olduğu … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Mühendislik Tic. Ltd. Şti adına, 2008/12 dönemine ilişkin olarak re’sen tarhedilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Mühendislik Tic Ltd Şti’nin ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyetiyle iştigal etmekte iken, 18.5.2010 tarihinde aynı vergi dairesinin mükellefi olan davacı … Gıda İnşaat Taah. ve İnşaat Malz. Makina Dayanıklı Tüketim Züc. Konf. Teks. Tic. San. Ltd. Şti.’ne tüm hak ve borçları ile külliyen devrolduğu, davalı idarece … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Mühendislik Tic. Ltd. Şti. nin 2008 yılı hesaplarının sahte belge kullanımı yönünden incelenmesi sonucu bu şirket adına düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, yine bu şirket adına dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının yapıldığı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişiliklerinin ticaret sicilinden silinmesiyle sona erdiği dikkate alındığında, adına vergi inceleme raporu ve vergi/ceza ihbarnamesi düzenlenen şirketin tüzel kişiliğinin 18.5.2010 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra söz konusu şirketin haklara sahip olması ve borçlu kılınmasının mümkün olmadığı, birleşme yoluyla tüzel kişiliği sona eren şirketin, tüzel kişiliğinin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin de bu şirket açısından hiç bir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu şirket adına tesis edilen tarh ve ceza kesme işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, devir ile devrolunan şirketin aktif ve pasifleriyle birlikte kül halinde devir alan şirkete geçtiği, devir nedeniyle borçlu şirketin unvan değiştirdiği, tarhiyatın mevzuata uygun olduğu, ihbarnameye karşı süresi içerisinde dava açılmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Zorunlu idari yollar tüketilerek süresi içerinde dava açıldığı, devir muamelesinden sonra ortada … Ltd. Şti. adında bir şirket kalmadığı borçlardan ancak … Ltd. Şti.’nin sorumlu tutulabileceği, defter-belge isteme yazısının da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu nedenle defter, belge sunulmaması nedeniyle yapılan tarhiyatın da yerinde olmadığı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Sermaye şirketlerinin borçlu kılınabilmesi, tüzel kişiliğin yitirilmemiş olmasına bağlı olup, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket adına tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemleri tesis edilemeyeceği gibi, tesis edilen işlemler de herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağından, temyiz isteminin reddi, mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu; aynı Kanunun 341 inci maddesinde, vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 146. maddesinde, birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiri ile birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesi olarak tanımlanmış, 151. maddesinde, kalan yahut yeni kurulan şirketin, ortadan kalkan şirketlerin yerine geçeceği, bunların bütün hak ve borçlarının kalan veya yeni kurulan şirkete intikal edeceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Mühendislik Tic Ltd Şti’nin ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyetiyle iştigal etmekte iken, 18.5.2010 tarihinde davacı … Gıda İnşaat Taah. ve İnşaat Malz. Makina Dayanıklı Tüketim Züc. Konf. Teks. Tic. San. Ltd. Şti.’ne tüm hak ve borçları ile külliyen devrolduğu, davalı idarece … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Mühendislik Tic. Ltd. Şti. nin 2008 yılı hesaplarının sahte belge kullanımı yönünden incelenmesi sonucu bu şirket adına düzenlenen 27.12.2013 gün ve 2013-A-1897/153 sayılı Vergi İnceleme Raporuna istinaden, yine bu şirket adına dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının tesis edildiği, bu şirketin külli halefi olan … Gıda İnşaat Taah. ve İnşaat Malz. Makina Dayanıklı Tüketim Züc. Konf. Teks. Tic. San. Ltd. Şti. tarafından bahse konu katma değer vergisinin kaldırılması talebiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, birleşilen şirket birleşen şirketin külli halefi haline gelmektedir. İster tahakkuk etmiş olsun isterse daha sonraki tarihlerde doğacak olsun birleşen kurumun bütün vergi borçlarından birleşilen şirket sorumlu olacağından, birleşme tarihinden önceki dönemler için birleşen kurum adına yapılan inceleme sonucunda yapılan tarhiyata karşı birleşilen kurum tarafından açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, tüzel kişiliği sona eren şirketin, tüzel kişiliğinin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının …’nın karşı oyu ve oyçokluğu ile BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.