Danıştay Kararı 4. Daire 2016/9596 E. 2020/3525 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/9596 E.  ,  2020/3525 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9596
Karar No : 2020/3525

TEMYİZ EDEN TARAFLAR: 1- … Enerji Mühendislik İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: …
2- …Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2012/1 ve 8 ila 12 dönemleri katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefleri … Elektrik Elektronik İnş. Taah. Mak. Bil. Nak. İth. İhr. Paz. Ltd. Şti. ve … Grup Elek. İnş. Met. Soğ. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler faturaların sahte olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığından cezalı tarhiyatın söz konusu mükelleflerce düzenlenen faturalara isabet eden kısmında hukuka uygunluk, davacıya fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … Aydınlatma Elektromarket İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler incelendiğinde ise 15/11/2011 tarihinden itibaren düzenlenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından ilgili mükellef tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, faturaların sahte olmadığı ve kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ve kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporundaki tespitler ile davacının ilgili dönemde fatura aldığı … Elektrik Elektronik İnş. Taah. Mak. Bil. Nak. İth. İhr. Paz. Ltd. Şti. ile … Grup Elek. İnş. Met. Soğ. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler incelendiğinde, davacıya fatura düzenleyen söz konusu mükellefler hakkında birtakım olumsuz tespitler bulunsa da eleştiri konusu yapılan faturaların davacının 2012 yılındaki tüm satışlarının maliyeti içindeki oranının çok düşük olduğu dikkate alındığında uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın bahsi geçen mükelleflerce düzenlenen faturalara isabet eden kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmında da sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle, Dairemizin Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının onanması yönündeki kararına katılmakla birlikte, kabule ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle bu kısmı onayan Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.