Danıştay Kararı 4. Daire 2016/949 E. 2020/4381 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/949 E.  ,  2020/4381 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/949
Karar No : 2020/4381

TEMYİZ EDEN (DAVALI):… Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden 2011/4,5,6,7,9,10,11 ve 12. dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Yenibosna Vergi Dairesi mükellefi … Gıda Tekstil İnşaat ve Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … günlü … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer alan tespitlerden, faturaların sahte olduğu hususu kesin ve somut bir biçimde davalı idarece ortaya konulamadığı, ayrıca 2010 yılı için davacı şirket hakkında yapılan cezalı tarhiyatların Mahkemelerinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile kaldırıldığı, ilgili faturaların sahte olduğu kabul edilerek ve Aralık/2010 dönemi devreden KDV tutarı 9.259,98.-TL olarak düzeltilmek ayrıca tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle 2011/4,5,6,7,9,10,11 ve 12 dönemleri için yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: … Gıda Tekstil İnşaat ve Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden, sahte faturalar yönünden davacı hakkında inceleme başlatıldığı, davacının bu şirket tarafından düzenlenmiş sahte faturaları defter kayıtlarına intikal ettirerek KDV’leri haksız yere indirim konusu yaptığı bu indirimler reddedilerek beyanların yeniden düzenlendiği, buna göre ilgili dönemler için bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatları yapıldığı, tekerrür nedeniyle cezanın %50 artırımlı olarak uygulandığı, yapılan cezalı tarhiyatın ve kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya fatura düzenleyen Yenibosna Vergi Dairesi mükellefi … Gıda Tekstil İnşaat ve Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; yemek ve unlu mamuller imalatı yapmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 07/01/2011 tarihinden itibaren faaliyet konusuna gıda, tekstil, inşaat ve nakliye sektörünün de eklendiği, 10/2/2010 tarihinden itibaren ortaklık yapısının değiştiği, 31/12/2012 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, 2008 ila 2012 dönem defter ve belge isteme yazılarının işyeri adresi ile şirket müdürünün tarh dosyasından tespit edilen adresine tebliğe çıkarıldığı halde tebliğ edilemediği, 2008 ila 2011 kurumlar vergisi beyanlarının olduğu, 2012 yılı için beyanda bulunmadığı, katma değer vergisi matrahlarının 2010 yılından itibaren çok yüksek olduğu, sırasıyla 1.201.025,80-7.800.413,20 -1.337.136,00-TL olmasına karşılık ödemelerin belirli dönemler için kısmen yapıldığı ya da ödeme yapılmadığı, çok yüksek matrah bildirilmesine karşılık 118.873,00-TL borcun sadece 436,42-TL’sinin ödendiği, 29/12/2009 tarihli yoklamada, 30 m²’lik işyerinde tatlı ve şeker satışının yapılacağı, 10/1/2011 tarihli yoklamada, adresin değiştiği, yeni işyerinin büro olarak kullanıldığı ve 40 m² olduğu, nakliye ve tekstil işiyle uğraşılacağı, 3 işçisinin bulunduğu, şube ve deposunun bulunmadığı, adına kayıtlı 2 adet aracın olduğu, 22/6/2011 tarihli yoklamada, 11/1/2011 tarihinden itibaren bu adreste faaliyette bulunduğu, yağ alım-satım ve inşaat işiyle uğraştığı, 2 işçisinin ve 2 adet aracının olduğu, şube ve deposunun bulunmadığı, 8/12/2011 tarihli yoklamada, adresin kapalı olduğu, içeride büro mobilyalarının olduğu, belirli saatlerde açıldığı, 15/2/2012 tarihli yoklamada, işyerinin kapalı olduğu ve yetkililerin ne zaman uğradıklarının bilinmediği, 02/01/2013 tarihli yoklamada, Temmuz 2012 dönemi itibariyle adresin terk edildiği, 01/12/2012 tarihinden itibaren adreste başka mükellef tarafından lokanta ve kebapçılık faaliyetinde bulunulduğu, 17/1/2013 tarihli yoklamada ise, belirtilen adreste 16/01/2013 tarihinden itibaren başka mükellef tarafından faaliyette bulunulduğu, 2008 ila 2012 yıllarında sadece Ocak – Mart 2010 dönemi ile Temmuz – Eylül 2011 dönemlerinde gelir (stopaj) vergilerinin ödendiği, diğer dönemlerde ödeme yapılmadığı, beyan edilen matrahların çok yüksek olmasına karşılık bankalar nezdinde hesap hareketlerinin 2008 ila 2010 yılında toplam 82.000,00-TL civarı iken 2011 ile 2012 yıllarında sıfır olduğu, kredi kullanılmadığı, alacak senedi ile çek hesabının işlem görmediği, “Alıcılar – Satıcılar” hesabından izleme yapıldığı, Ba-Bs incelemeleri neticesinde mal alım – satımında bulunduğu mükellefler hakkında sahte fatura düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporlarının bulunduğu, mükellef hakkında yapılan karşıt incelemelerde, 2008 ila 2012 yılları arasında sırasıyla, 290.413,00-TL, 121.822,00-TL, 1.460.000,00-TL, 8.816.000,00-TL, 1.298.000,00-TL tutarında sahte fatura düzenlediğinin tespit edildiği, dava konusu dönemde işyeri adresinin devamlı kapalı olduğu, gerçek bir mal alım satımına ilişkin somut bulgulara rastlanılmadığı şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Vergilendirme dönemine ilişkin olarak sözü edilen şirket hakkındaki tespitlerin, düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmadığını kanıtlayıcı mahiyette olduğu sonucuna varıldığından, Vergi Mahkemesi kararının aksi yöndeki gerekçeyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.