Danıştay Kararı 4. Daire 2016/9186 E. 2020/4678 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/9186 E.  ,  2020/4678 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9186
Karar No : 2020/4678

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu şirketin sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2010/1,3,5 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirketin fatura aldığı Zincirlikuyu Vergi Dairesi mükellefi … Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, sahte belge kullanımı yönünden incelenen davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile davacının uyuşmazlık konusu tarhiyata neden olan sahte faturaları alarak defterlerine kaydettiği ve faturalarda yer alan katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı hususlarının tespit edildiği, gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifası olmaksızın katma değer vergisi indiriminden yararlanılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı Zincirlikuyu Vergi Dairesi mükellefi … Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; bilgisayar malzemelerinin toptan satışı, ithalatı, ihracatı faaliyeti ile iştigal etmek üzere 15/11/2005 tarihinde kurulduğu, kurucu ortaklarının … ve … olduğu, 14/10/2009 tarihinden sonra hisselerin devredilerek son tahlilde ortakların … ve … olduğu, adres değişikliğine binaen yapılan 22/02/2008 tarihli yoklamada işyerinde ayrıca … Ltd Şti’nin de faaliyet gösterdiği, büro malzemelerinin olduğu, 21/04/2008 tarihli yoklamada şirketin faal olduğu, 300 m² büyüklüğündeki ofiste büro malzemeleri, teknik servis masası, satışa hazır koliler halinde 1200 adet 650 Wat UPS kesintisiz güç kaynağı, 1000 adet 200 Wat Power Suply güç kaynağının olduğu, toplam emtia değerinin 53.000,00 USD olduğu, işyerinde 15/04/2008 tarihi itibariyle 2 ücretli çalışanının olduğu, 17/07/2008 tarihli yoklamada şirketin faal olduğu, 16/03/2010 tarihli yoklamada ise ödevli şirketin bilinen adresini terk ettiği, yeni tespit edilen adrese gidildiğinde tabelasının olduğu ancak adresin sürekli kapalı olduğunun tespit edildiği, 02/04/2010 tarihli yoklamada şirket merkezinin Şişli’ye taşındığı, burada faaliyetine devam ettiği, büro ve satış yeri olarak kullanılan işyerinde demirbaş olarak büro malzemelerinin bulunduğu, 22/12/2010 tarihli yoklamada işyerini yaklaşık 4 ay önce terkettiği, aynı adreste … Ltd. Şti’nin faaliyette olduğunun tespit edildiği, şirketin 100 cilt fatura bastırdığı, 06/10/2009 tarihinde hisseleri devralan ortakları hakkında sahte fatura düzenlediğinden bahisle vergi tekniği raporlarının bulunduğu, 2010 yılında Ba formuna göre 2.891.911,00-TL mal aldığını bildirmesine rağmen, karşı firmaların Bs bildirimlerinde bu firmaya 248.297,00-TL satış yaptıklarını bildirdikleri, Bs formunda 3.272.317,00-TL satış bildirmesine rağmen, karşı Ba formlarında 3.112.285,00-TL tutarında mal alındığının bildirildiği, 2010 katma değer vergisi matrahının 3.362.419,38-TL beyan edildiği, 2011 yılında Ba formuna göre 729.069,00-TL mal aldığını bildirmesine rağmen, karşı firmaların Bs bildirimlerinde bu firmaya satış yaptıklarınına ilişkin bildirimde bulunulmadığı, Bs formunda 805.790,00-TL satış bildirmesine rağmen, karşı Ba formlarında 799.770,00-TL tutarında mal alındığının bildirildiği, 2011 katma değer vergisi matrahının 809.060,50-TL beyan edildiği, 2009 yılı alımlarının %95, 2010 yılı alımlarının %89, 2011 yılı alımlarının %86′ sının hakkında olumsuz tespit bulunan firmalardan yapıldığı, kalanlarının da gerçek olduğuna ilişkin bir verinin olmadığı, şirket hisselerinin el değiştirdiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin borçların ödenmediği, şirketin mal ve hizmet alımında bulunduğu şirketler hakkında sahte fatura düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporları bulunduğu, hisse devir tarihi olan 06/10/2009’dan itibaren düzenlenen faturaların gerçekte yapılan bir mal satın alımını ve hizmet ifasını yansıtmadığı tespitleri yer almaktadır.
Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden, adı geçen şirketin fatura düzenlediği dönemlerde gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı, 2010 yılından sonra yapılan yoklamalarda adreslerinde bulunmadığı, katma değer vergisi beyannameleri ile işyeri kapasiteleri ve mal hizmet alımında bulunduğunu bildiren mükelleflerin beyanları arasında uyumsuzluk olduğu, hisse devir tarihinden itibaren düzenlenen faturaların gerçekte yapılan bir mal satın alımını ve hizmet ifasını yansıtmadığı sonucuna ulaşıldığından Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.