Danıştay Kararı 4. Daire 2016/8829 E. 2020/6174 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/8829 E.  ,  2020/6174 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8829
Karar No : 2020/6174

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesi sonucunda dağıtılan tutar bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla davacıdan sorumlu tutulamayacağı bir bedelin istenmesinin böyle bir borcu olmadığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, yapılan işlemlerin usul ve yasalara uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunduğu haliyle, “Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının tasfiye memuru olduğu … Turizm Taah. İnş. İnş. Yapı Nak. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiyesinin kapanışından sonra başlatılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden değerinin altında satış (zararına satış) yapıldığından bahisle davacı adına yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnameler usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde bu ihbarnamelere karşı dava açıldığına veya ödeme yapıldığına ilişkin olarak dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, vergi borcunun süresinde ödenmemesi üzerine davaya konu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, ödeme emrine itiraz nedenleri; borcun bulunmadığı, kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı yönündeki iddiaları kapsamak üzere sınırlandırılmış olup, Vergi Mahkemesince davacının tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesi sonucunda dağıtılan tutar bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla davacının böyle bir borcu olmadığı iddiasının yerinde olduğu gerekçesiyle karar verilmiş ise de, söz konusu iddiaların ihbarnameye karşı açılan davada ileri sürülmesi gerektiği, ancak ihbarnameye karşı dava açılmadığından söz konusu borcun kesinleştiği ve davacının iddialarının bu aşamada “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, belirtilen gerekçeyle davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı kabul eden Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.