Danıştay Kararı 4. Daire 2016/8678 E. 2020/4251 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/8678 E.  ,  2020/4251 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8678
Karar No : 2020/4251

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Nakliyat Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2010/1,3,4,5,6,7,8,9,10,12 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, ihtilaflı dönemlerde davacının fatura aldığı mükellef hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, düzenlenen faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğunu ispatlamaya yeterli görülmediğinden alınan faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan dava konusu cezalı tarhiyarlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Olayda, davacı şirket tarafından, 12/12/2014 tarihinde dava açıldığı, ancak 05 Eylül 2017 tarih ve 9401 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan ilana göre, tasfiyesinin tamamlandığı gerekçesiyle davacı şirketin ticaret sicil kaydının silindiği hususu dikkate alındığında, 2577 sayılı Kanun’un 26/1. maddesine göre değerlendirme yapılmak suretiyle Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, “Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyası ile 05 Eylül 2017 tarih ve 9401 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin birlikte incelenmesinden, davanın açıldığı 12/12/2014 tarihinde davacının tüzel kişiliğinin bulunduğu, Bakırköy 37. Noterliğinden tasdikli, … tarih ve … sayılı genel kurul kararıyla tasfiyesinin tamamlandığı ve 28/08/2020 tarihinde tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiği hususunun ilan edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere Mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.