Danıştay Kararı 4. Daire 2016/8654 E. 2020/5770 K. 17.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/8654 E.  ,  2020/5770 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8654
Karar No : 2020/5770

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kağıt Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle, 2011/10-12 dönemi için aslı aranmayan geçici vergi üzerinden tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen 3 kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 2011 yılına ilişkin katma değer vergisi yönünden incelenmesi sonucunda yapılan cezalı tarhiyata karşı açılan davada, Mahkemelerince verilen … tarih ve E:…, K: … sayılı kararla …Tur. Akyt. İnş. Taah. Nak. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin “iş hacmine uygun işyerinin, çalışanlarının olmaması, vermesi gereken beyannamelerin bir kısmını verip bir kısmını vermemesi, verdiği beyannamelerde de KDV matrahlarının yüksek olmasına rağmen ödenecek KDV’nin hiç çıkmaması veya çok düşük çıkması, çok düşük miktarlardaki vergi borçlarının dahi ödenmediği, şirket tarafından düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmadığını ortaya koyduğu gerekçesiyle davacı şirkete fatura düzenleyen Özsal firmasının ilgili yılda sahte fatura ticareti yaptığı sonucuna varıldığı, ancak davacının fatura aldığı firmanın sahte fatura ticareti yaptığının tespitinin tek başına kurumlar ve kurum geçici vergisi açısından davanın reddini gerektirmediği, faturalar sahte olmakla birlikte mal alımının gerçek olabileceğinden bu yönde bir araştırma yapılması gerekmekte olduğu, davacı şirket hakkında, 2011 yılı hesap ve işlemlerinin kurumlar vergisi yönünden sınırlı olarak incelenmesi neticesinde hazırlanan … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu’nda, davacı şirketin kullandığı faturaların kurumlar vergisi yönünden gider kabul edilip edilmemesi hususundaki araştırmanın “mükellef kurumun 2008-2009-2010 yıllarından süregelen zarar beyanının olması, bu zarar beyanını devam ettirebilmek için sahte faturaların kullanılmış olduğunun düşünülmesi” ifadesinden ibaret olduğu, ayrıca bir araştırma yapılmadığının görüldüğü, faturaların sahte olduğunun tespitinden sonra davacının defter ve belgeleri üzerinde fiili, kaydi envanter incelemesi, davacının faaliyette bulunduğu alanla ilgili olarak tespit edilen odalardan kâr oranının sorularak belirlenmesi, taşınmaz ve araç kayıtları mal alış ve satışlarının gerçek olup olmadığı yönünde araştırma yapıldıktan sonra bir sonuca varılması gerekmekte olduğu, bu durumda, davacı şirketin fiillerinin gerçek olup olmadığı, kurumlar vergisi yönünden gider kabul edilip edilemeyeceği hakkında somut bir tespit bulunmadan, varsayım ve kanaate dayalı olarak düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak aslı aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Kurumlar Vergisi Raporu ile 2011 yılında sahte faturaları yasal defter kayıtlarına intikal ettirerek maliyet olarak dikkate aldıkları ve bu faturalarda yazılı katma değer vergilerini ilgili dönem katma değer vergisi beyannamelerinde indirim konusu yaptıklarının tespit edildiği, 2011 hesap dönemi için kurum geçici vergileri yönünden yapılacak işlemler için aynı tarih ve 56 sayılı Vergi İnceleme Raporunun tanzim edildiği, davacı şirketin 2011 hesap döneminde sahte belge kullanmak suretiyle maliyet hesabına kaydettiği tutarın 280.040,00 TL olduğu, bu nedenle davacı şirketin 2011 hesap dönemi kurum geçici vergi beyanlarının da re’sen takdir edilmesinin gerektiği, bilerek sahte belge kullandığı açık olan ve tevsik için sahte dekont düzenledikleri açık olan davacı şirket adına vergi inceleme raporu gereğince yapılan işlemlerde kanuna ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacının 2011 yılında sahte fatura alıp yasal defterine kaydettiği ve kurum geçici vergi matrahını azaltarak vergi ziyaına sebebiyet verdiği gerekçesi ile 2011/10-12 dönemi için aslı aranmayan geçici vergi üzerinden tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen 3 kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada verilen kabul kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmiş, 30. maddesinde re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni Ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğu yönünde vergi tekniği raporu bulunan Çubuk Vergi Dairesi mükellefi … Tur. Akyt. İnş. Taah. Nak. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’den 2011 yılında fatura alıp, söz konusu faturaları yasal defterine kaydederek kurum geçici vergisi matrahını azalttığı, Mahkemece davacı şirketin kullandığı faturaların kurumlar vergisi yönünden gider kabul edilip edilmemesi hususundaki araştırmanın “mükellef kurumun 2008-2009-2010 yıllarından süregelen zarar beyanının olması, bu zarar beyanını devam ettirebilmek için sahte faturaların kullanılmış olduğunun düşünülmesi” ifadesinden ibaret olduğu, faturaların sahte olduğunun tespitinden sonra davacının defter ve belgeleri üzerinde fiili, kaydi envanter incelemesi, davacının faaliyette bulunduğu alanla ilgili olarak tespit edilen odalardan kâr oranının sorularak belirlenmesi, taşınmaz ve araç kayıtları mal alış ve satışlarının gerçek olup olmadığı yönünde araştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre bir tarhiyat yapılması gerektiği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırdığı anlaşılmıştır.
Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmanın temel amacı vergiye tabi kazançları azaltmak ve daha az vergi ödemek olduğundan, vergi tekniği raporu ile sahte belge düzenlediği tespit edilen ve mahkemece de böyle olduğu kabul edilen mükelleften alıp kayıtlarına intikal ettirdiği faturalar nedeniyle aslı aranmayan kurum geçici vergisine ilişkin kesilen vergi ziyaı cezası dava konusu işlemde sahte faturalarda gösterilen ve maliyetlerinden çıkarılan mal ve hizmetlerin eğer alındı ise hangi mükelleflerden ne şekilde alındığının ispat külfeti 213 sayılı Kanun’un 3. maddesi gereği davacıya ait olduğundan ve buna yönelik olarak dosyaya hiçbir bilgi ve belge de sunulmadığından hukuka aykırılık, belirtilen gerekçeyle tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Anılan nedenlerle, davalı idarenin temyiz talebi kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum.