Danıştay Kararı 4. Daire 2016/8325 E. 2020/3651 K. 12.10.2020 T.

4. Daire         2016/8325 E.  ,  2020/3651 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8325
Karar No : 2020/3651

TEMYİZ EDEN (DAVALI):… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu …Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 213 sayılı Kanunun 94. maddesinde yer alan usule aykırı olarak şirket müdürünün ikametgah adresinde eşi ve kızına tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu kişilerin şirketin çalışanı, işçisi, müstahdemi olmadığı gibi ödeme emirlerinin daha önce şirketin adresinde tebliğe çalışıldığına dair bir veri de bulunmadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, asıl borçlu Bambi Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 27/05/2015 tarih ve 2015/1, 2 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada verilen kabul kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinin ilk fıkrasında, ‘’Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar’’ hükmüne yer verilmiş, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan Vergi Mahkemesi nezdinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (A) bendinde; “vergi kanunu” tabirinin bu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade ettiği kurala bağlandıktan sonra ikinci fıkrada, vergi kanunu hükümlerinin lâfzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği ve lâfzın açık olmadığı hallerde vergi kanunları hükümlerinin, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle bağlantısı göz önünde tutularak uygulanması öngörülmüş, “tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddesinde ise; tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ödeme emirleri içeriği alacaklar için şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde eşine ve kızına tebliğ edilmesinin 213 sayılı Kanun hükümlerine uygun olduğu ve yapılan mal varlığı araştırmaları neticesinde şirketin kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş vergi borçlarının şirketten tahsil imkanı bulunmadığı tespit edildiğinden davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu, temyiz talebinin kabulü gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.