Danıştay Kararı 4. Daire 2016/7706 E. 2020/6347 K. 28.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/7706 E.  ,  2020/6347 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/7706
Karar No : 2020/6347

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, pos cihazı ile ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan bahisle düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden 2010 yılı için vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, davacının satışlara ilişkin tahsilatlarının visa kartı ile yapıldığı, ancak faturaların ekinde kredi kartı ile işlem yapıldığına ilişkin kart “sliplerinin” bulunmadığı, mükellefin kontör alışlarına ve satışlarına ilişkin işlemleri kredi kartı ile yaptığını ifade etmesine rağmen emtia satışlarını ispatlayacak bir belge sunamadığı, kontör alım satım işlemlerinin genel dağıtım bayileri yerine sektör içerisinde mevcut bulunan diğer firmalar ile karşılıklı fatura alışverişinde bulunduğu ile POS cihazında işlem yaptıkları tespit edilen kişilerin, mükelleften herhangi bir mal veya hizmet satın almadıkları, işlemleri tamamen kendileri ve yakınlarının nakit ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları, mükellefe %2-%2,5 arasında komisyon ödediklerini beyan etmeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı hakkında tanzim edilen rapor doğrultusunda bulunan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin mevzuata aykırı olduğu, olayda kastı veya kötü niyeti bulunmadığından vergi ziyaı cezasının üç kat olarak uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, tefecilik faaliyeti ile iştigal ettiğinin kabulünün mümkün olmadığı, buna göre tesis edilen işlemde usul ve hukuka aykırılık olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.