Danıştay Kararı 4. Daire 2016/7416 E. 2020/3062 K. 17.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/7416 E.  ,  2020/3062 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/7416
Karar No : 2020/3062

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. … (Aynı Yerde)
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.’ nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin alındıların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun tutanak haline getirilmeden ilanen tebliğ edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirket hakkında takibin usulüne uygun yapıldığı ve davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün (olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 7 gün) içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan halin de de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, aynı Kanunun 103. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan halinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri muhteviyatı borçlara ilişkin olarak şirket ortağı sıfatıyla davacının sorumluluğuna gidilmeden önce, asıl borçlu şirket adına … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin tebliğine dair 29/12/2011 tarihli tebliğ alındısına şirketin taşınması nedeniyle tebligat yapılamadığına ilişkin şerh düşüldüğü, şirketin 20/11/2007 tarih ve 6940 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ve bilinen son adresi olan “… Mah. … Cad. No:../…-… …/…” adresinde 02/01/2012 tarihinde düzenlenen adres tespit tutanağında ise “Ödevli şirketin mezkur adreste, binada ve çevrede tanınmadığı” hususunun mahalle muhtarının imzası alınarak tespit edildiği, bunun üzerine şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ilanen tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ilanen tebliği için kanunun aradığı şartların oluştuğu görüldüğünden, usulüne uygun olarak kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada, esasa ilişkin bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, şirket adına usulüne uygun takibat yapılmadığından bahisle dava konusu ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.