Danıştay Kararı 4. Daire 2016/7384 E. 2020/3933 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/7384 E.  ,  2020/3933 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/7384
Karar No : 2020/3933

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
(… Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sızdırmazlık Elemanları İş Makinaları Yedek Kauçuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2011/1 ila 8,10,11 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile kesilen tek kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ilgili dönemlerde davacının fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Palet İş Mak. Alım Satım Yed. Parça İmalat Tamir Bak. Mad. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporunda ve davacı şirket nezdinde düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunun ekindeki tutanağın 8. maddesinde, anılan şirketin bir kısım gerçek mal veya hizmet alış satışında da bulunduğu belirtildiğinin görüldüğü, davacı şirketin aldığı faturaların tarih ve sayıları ile malın cinsi ile birlikte yasal defterlerine kaydettiği ve fatura miktarlarının tek tek fatura bazında hazırlanan vergi tekniği raporundaki varsayıma dayalı düşünüldüğünde düşük olduğu, vergi tekniği raporunda gerçek alım satımının bulunduğunun belirtilmesine karşılık gerçek olduğu kabul edilen malların cinsi, nevi ve hangi firmalara söz konusu mal veya hizmetin satıldığı ve bunun hangi firmalara düzenlenen faturalara tekabül eden faturalar olduğu yönünde tespitin de bulunmadığından ve söz konusu gerçek olduğu kabul edilen satışların davacıya düzenlenen faturalara tekabül edebileceği anlaşıldığından davacı şirket adına eksik incelemeye dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ihtilaflı dönemlerde hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleften fatura aldığı ve alınan faturaları yasal defterlerine kaydettiği hususunun tespit edildiği, ödemelerin çekle veya banka kanalıyla yapılmasının tek başına gerçek bir mal alış verişini ispatlamaya yeterli olmadığı, konuyla alakalı emsal yargı kararlarının bulunduğu, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Vergi Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının 2011 yılında 106 adet belge karşılığı KDV dahil 406.262,20 TL tutarında fatura aldığı … Palet İş Mak. Alım Satım Yed. Parça İmalat Tamir Bak. Mad. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda özetle; 05/02/2007 tarihinde mükellefiyet tesis ettiren şirketin 2008, 2009 ve 2010 yılı hesaplarının sahte belge düzenleme fiili yönünden incelendiği, şirketin kurucu ortaklarının … ve … olduğu, 29/08/2007 tarihli karara göre şirket ortaklarının …, … ve … olarak değiştiği, 29/05/2008 tarihli karara göre ortaklık yapısının yeniden değiştiği ve ortaklarının …, … ve … olduğu, 22/07/2009 tarihli karara göre de ortakların … ve … olarak yeniden belirlendiği, 16/04/2010 tarihli karara göre ise ortakların bir kez daha değişerek … ve … olduğu, son ortakların ise 30/03/2011 tarihinde … ve … olarak belirlendiği, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi, geçici vergi, muhtasar ve KDV beyannamelerinin verildiği, KDV beyannamelerinin en son 2012/Nisan döneminde verildiği, muhtasar beyannamenin en son 2012/1 dönemine ilişkin verildiği, 6111 sayılı Kanun kapsamında 2007, 2008 ve 2009 dönemleri için Kurumlar vergisi ve KDV yönünden matrah arttırımında bulunulduğu, 2010/Temmuz döneminden itibaren vergi borçlarının çoğunun ödenmediği, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait kanuni defterlerin tasdik ettirildiği, 08/10/2009 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin 160 m2 olduğu, deposu ve şubesi bulunmadığı, iş yeri ile aynı yerde olan dükkanların kapı numaralarının olmadığı, firmanın kapısı üzerine plastik kapı numarası yapıştırıldığı, iş makinesi yedek parça satışı yapılacağının beyan ediliği, 27/09/2010 tarihinde yapılan yoklamada; şirketin belirtilen adreste faaliyetine devam ettiği, şube ve deposunun bulunmadığı, faaliyet konusunun iş makineleri yedek parça toptan satış faaliyeti olduğu, iş yerinde 4 işçi çalıştığı, imalatın bulunmadığı, iş yerinin 80 m2 olduğu, 26/10/2010 tarihli yapılan yoklamada; şirketin belirtilen adreste faaliyetine devam ettiği, iş yerinin 150 m2 olduğu, şube ve deposunun bulunmadığı, 1 işçinin çalıştığı, iş makineleri yedek parça alım-satım faaliyetinde bulunulduğu, imalatın olmadığı, aktifinde araç olmadığı, 3 bilgisayar, telefon ve rafların bulunduğu, 50.000 TL değerinde iş makinesi yedek parçasının bulunduğunun tespit edildiği, Form Ba-Bs analiz sorgulamasında 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin alış ve satış bildirimlerinde tutarsızlıkların bulunduğunun tespit edildiği, Vedop sorgulamalarına göre, kısa aralıklarla 75 cilt fatura bastırıldığı, bu faturaların 70 tanesinin 2009/Temmuz döneminden sonraki dönemlerde bastırıldığının tespit edildiği, şirketin sahte fatura düzenlediğine ilişkin ihbarın olduğu, şirketin muhasebecisi …’in şirketle 2011/Mart ayında tanıştıklarını, şirkete 2012 yılı başından beri ulaşamadığını, faturaların da kendisine posta ya da kargoyla gönderildiğini, şirket yetkilisi …’u da telefon vasıtasıyla aradığını fakat ulaşamadığını, bu şirkette çalışmayı bırakmayı düşündüğünü, muhasebeciliği 2011/Mart ayında yapmaya başladığında 2010 yılındaki bazı alış faturalarının dikkatini çektiğini, alış bildirimlerinin sadece şirket ismiyle yapılıp vergi kimlik numarasının yazılmadığını gördüğü, şüphelendiği faturaları Vergi Dairesine gidip sorduğu, bu faturalarda sıkıntı olduğunu öğrendiği ve düzeltme beyannamesi verdiği, hangi faturaların olduğunu hatırlamadığını beyan ettiği, şirketin sahte belge düzenleme ticareti ile uğraşması ile birlikte bir takım gerçek mal veya hizmet alış satışında da bulunduğunun tespit edildiği, ancak fatura ve alıcı bazında hangi satışların gerçek hangi satışların sahte belgeye dayandığını tespit etmenin mümnün olmadığının tespit edildiği, bu sebeple mükellefin alışlarının %96,9’unun sahte olduğunun tespit edilmesinden yola çıkılarak satışların %4,1ine tekabül eden her bir alıcı bazında yıllık 20.000 TL’yı aşmayan alımların incelenmeye sevk edilmeyeceğinin ve sahte belge olarak değerlendirilmeyeceğinin, her bir alıcı bazında KDV hariç toplam 20.000 TLtutarını aşan alımların ise hiç bir mal ve hizmet karşılığı olmaksızın sahte belge olarak düzenlendiği tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan tespitlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, 2009 yılındaki hisse devrinden sonra genellikle hesaplanan KDV tutarına çok yakın tutarlarda indirilecek KDV beyan edildiği, mükellefin beyan etmiş olduğu ciroları elde edecek kapasitesinin olmadığı, Form Ba- Bs analiz sorgulamasında mükellefin alış ve satış bildirimleri arasında tutarsızlıkların tespit edildiği, 2010/Temmuz döneminden itibaren vergi borçlarının çoğunun ödenmediği, şirketin aktifinde araç olmamasına rağmen Ankara dışındaki illere yüksek tutarda satışlar yaptığı, mükellefin 2009/Kasım döneminden itibaren yeni adresinin … Ltd. Şti. ile aynı olduğu ve ilgili dönemde her iki şirket yetkilisinin de … olduğu ve iki mükellefin birbirlerine yüksek tutarda fatura düzenlediği, şirketin alış ve satış faturalarında ismi bulunan matbaalarla yapılan görüşmelerde anılan faturaları kendilerinin basmadığı, kendilerinin faturularını bastığı mükellefler listesinde anılan şirketlerin isminin bulunmadığı yönünde beyanda bulunulduğu, ortaklık yapısının belirli bir tarihten sonra sürekli olarak değiştiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Vergi Mahkemesince, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunun ekindeki tutanağın 8. maddesinde yer alan fatura tutarlarının tek tek fatura bazında vergi tekniği raporundaki varsayıma dayalı olarak düşünüldüğünde düşük olduğu gerekçesiyle karar verilmiş ise de, davacı tarafından inceleme ve yargılama safhasında, faturalara konu mal veya hizmet alımlarının gerçekliğini ispata elverişli herhangi bir nakliye faturası, ödemelere ilişkin banka dekontu vs. sunulmadığı anlaşıldığından davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile fatura alınan mükellef hakkındaki vergi tekniği raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde ve 213 sayılı Kanun’un 3/B. maddesi dikkate alındığında, davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmış olup, Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.