Danıştay Kararı 4. Daire 2016/6656 E. 2020/6697 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/6656 E.  ,  2020/6697 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/6656
Karar No : 2020/6697

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2008/2,3,5,7,8,9. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ilgili dönemlerde davacının fatura aldığı Şişli Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediğinden anılan mükelleften alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirim olarak kabul edilmemesi suretiyle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ihtilaflı dönemlerde hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleften fatura aldığı ve alınan faturaları yasal defterlerine kaydettiği hususunun tespit edildiği, sahte fatura kullanımı nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca re’sen tarh edilen 2008/2,3,5,7,8,9. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının uyuşmazlık konusu dönemlerde KDV dahil 207.896,06 TL tutarında fatura aldığı Şişli Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki 13/09/2013 tarih ve 2013-A-1783/26 sayılı Vergi Tekniği Raporunda; elektrik malzemeleri toptan ticareti faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirildiği, iş yeri adresinde yapılan 12/04/2006 tarihli yoklamada iş yerinin 25 m² büyüklüğünde olduğu, çalışanının olmadığı, işyerinin kira olduğu, yoklama anında bir masa ve iki sandalyenin bulunduğu, 07/08/2012 tarihli yoklamada, iki masa dört koltuk ve bir bilgisayarın bulunduğu, çalışanının olmadığı, mükellefin bir adet deposunun olduğu hususlarının tespit edildiği, ancak vergi dairesi kayıtları incelendiğinde mükellefe ait herhangi bir depo kaydına rastlanmadığı, mükellefin mal veya hizmet alımlarına ilişkin form Ba bildirimleri ile mükellefe mal veya hizmet sattığını bildiren mükelleflerin form Bs formlarının uyumlu olmadığı, Ba formlarına göre 2008 ve 2013 yılları arasında toplam 13.733.544,00 TL tutarında alım yaptığını bildirmesine karşın, diğer mükelleflerin bu mükellefe 1.858.171,00 TL tutarında satış yaptıklarını bildirdikleri, mal ve hizmet alışı yaptığı 18 mükellef hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporunun bulunduğu, mükellefin fatura düzenlediği 5 mükellef hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporunun bulunduğu, 2008-2013 yıllarında toplam 14.870.627,48 TL matrah ile 118.395,04 TL ödenecek verginin beyan edilip toplam ödediği verginin 22.828,13 TL olduğu, bilanço ve gelir tablosu bilgilerine göre kira giderinden başka faaliyet gideri veya genel gideri bulunmadığı, mükellefin 54 adet faturasının başka bir mükellef hakkındaki soruşturma esnasında emniyet makamları tarafından ele geçirildiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, anılan mükellef tarafından davacı adına düzenlenen faturanın gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından, bu fatura nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık, Vergi Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.