Danıştay Kararı 4. Daire 2016/507 E. 2020/3258 K. 24.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/507 E.  ,  2020/3258 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/507
Karar No : 2020/3258

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden, davalı idarece gönderilen cevabi yazıda söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirkete henüz tebliğ edilmediğinin belirtildiği, buna göre usulüne uygun şekilde kesinleştirilmeyen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin … sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarında hukuka uyarlık; dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden, davacının ilgili dönemde kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu şirket adına tahakkuk eden vergilerin kesinleştiği ve şirketin herhangi bir mal varlığının olmaması nedeniyle de anılan şirketten tahsil olanağı kalmadığı anlaşılan vergi borçlarının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin … sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Asıl borçlu şirket adına usulüne uygun şekilde tarh ve tebliğ edilerek kesinleştirilen ve şirketten tahsil olanağı bulunmadığı anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde herhangi bir hukuk aykırılık bulunmadığı belirtilerek, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının, 11/01/2010 tarihli hisse devir sözleşmesinden sonra göreve gelen şirket müdürünün defter ve belgeleri ibraz etmemesinden kaynaklandığı, dolayısıyla herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı belirtilerek, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın kabule ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde de, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 11/01/2010 tarihinde şirketteki hissesini devrederek şirket ortaklığından ve kanuni temsilciliğinden ayrıldığı, dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının 119 sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarının, asıl borçlu şirketin defter ve belgelerinin davacının kanuni temsilcilikten ayrıldıktan sonraki yıllarda (2011 yılında) şirketin yeni yetkililerince ibraz edilmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının vergisel yönden sorumluluğu ancak yöneticiliği döneminde beyanname verilmemesi, beyan edilen bir borcun ödenmemesi veya yapılan inceleme sonucu eksik beyanda bulunulduğunun tespiti halinde söz konusu olabileceğinden, davacının, kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonra görev yapan yöneticilerin defter belge ibraz etmeme eyleminden sorumlu tutulamayacağı açık bulunduğundan, asıl borçlu şirketten alınamayan vergi ve cezaların tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği vergi borçlarının 119 sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.