Danıştay Kararı 4. Daire 2016/446 E. 2020/3862 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/446 E.  ,  2020/3862 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/446
Karar No : 2020/3862

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, muhasebe müdürü olduğu … Finansal Kiralama A.Ş’ nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; beyanname verme ve ödeme zamanında şirketi temsil yetkisi bulunmayan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine göre tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcinin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni temsilciden alınacağı kuralı getirilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ”kanuni temsilcilerin sorumluluğu” başlıklı mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “ödeme emrine itiraz” başlıklı 58 inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında 7 gün içinde dava açabileceği hükmü düzenlenmiştir.
Buna göre, kanuni temsilcinin, tüzel kişinin vergi borcundan sorumlu tutulmasının iki şartı vardır. Birincisi, kanuni temsilci olduğu vergilendirme dönemi vergi matrahının eksiksiz beyanı ve ödenmesine ilişkin ödevini tam olarak yerine getirmemesi, ikincisi de, ödenmesi gereken verginin şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilememesidir. Eğer, ödeme emri ile istenilen kamu alacakları kanuni temsilci olduğu vergilendirme dönemine ilişkin olarak tahakkuk etmiş ya da salınmış ise bunların ödenmesinden de yine aynı kanuni temsilcinin sorumlu olması bu maddelerin konuluş amacına uygun bir sonuçtur. Dolayısıyla, bu maddelere göre kanuni temsilci adına ödeme emri düzenlenebilmesi, ödeme emrinin konusunu teşkil eden vergi ve buna bağlı alacakların ait oldukları vergilendirme döneminde bu sıfatı taşımaları koşuluna bağlıdır.
Dosyanın incelenmesinden; … Finansal Kiralama A.Ş’nin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği borcun asıl borçlu şirketten tahsili için şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 22/10/2008 tarihinde şirketin evrak memuruna tebliğ edildiği, şirketin 21/02/2011 tarihinde söz konusu borcunu 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırdığı, borcun 30.272,00 TL’sinin ödendiği, ancak ödenmeyen … TL’nin tahsili için uyuşmazlık konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
… Finansal Kiralama A.Ş’nin ödenmeyen 2007 yılı kurumlar vergisi borcundan dolayı 29/12/2005 ile 24/04/2007 tarihleri arasında şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle beraber şirketi temsil ve ilzama yetkili muhasebe müdürü olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali talebiyle açılan davada; ihtilaflı ödeme emrinin, davacının kanuni temsilci olduğu 2007 kıst dönemi kamu alacaklarına ilişkin kısmı yasaya uygun olduğundan ve vergi mahkemesince bu husus gözetilerek davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, beyanname verme ve ödeme zamanında şirketi temsil yetkisi bulunmayan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı ve kararın bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.